Davutoğlu'na Medya Ambargosu

Abone Ol
Şahsen bağımsız ve tarafsız bir gazeteci olarak 11 yıllık meslek hayatım da hiç bir parti ile uzaktan ve yakından ilgim alakam olmamıştı. Değer verdiğim siyasi isimler elbette vardı. Şuan bağlı olduğum partim olsa da görevli olmuş olsam da asla meslekte parti ayrımcılığı yapmadım. Nitekim habercilik Partisel olmamalı.
Dün eski başbakanlardan Gelecek Partisi genel başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu, Van 1. Olağan kongresine katıldı. Kongreyi takip ediyor açıklamaları dinliyorum. Gelecek partisi lideri Yoğun ilgi ve misafirperverliğiyle meşhur Van şehrinde hem esnafları geziyor, hem de dertleşiyor.
Sayın Davutoğlu’nun bu kongre ziyaretinin Haber yönü var mıydı?.
Elbette ki çok önemli haber yönleri vardı. Vahim konulara değindi. Doğalgaz ile ilgili olarak da “Sürecin bilimsel ve rasyonel bir şekilde yürütülmesi ve gerekse doğalgaz kaynağının milletimiz hayrına kullanılabilmesi için atılan her adımı yakından takip edeceğiz” şeklinde açıkladı.
Gelecek Partisi’nin KCK düzeninin de kayyım düzeninin de bitmesi için yola çıktığını söyleyen Davutoğlu, “Bir tek Kürdün aidiyet sorunu hissettiği Türkiye huzurlu olamaz” dedi. Ana dilin eğitimde ve sosyal hayatta öğretilmesinin aidiyet bilincini güçlendireceğine vurgu yapan Davutoğlu, belediyelerin İçişleri yerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlanması gerektiğini söyledi.
Sonuç itibariyle Vatandaş neler söylediğini kongrenin nasıl geçtiğini bilmek ister. Kongreye davet edilmeyen gazetelerin yazmaması gayet normal ve doğaldır. Ama davet edildikleri halde yazmayanlara ya da yazamayanlara ne demeli?
Bugün medya taraması yaparken Gelecek Partisi Van 1 olağan kongresi ile ilgili bazı gazetelerde Sayın Davutoğlu ile ilgili bir kelime dahi yazılmamış. Seversiniz, sevmezsiniz ayrı mesele. Sıradan bir oda, dernek başkanları ya da siyasiler ile ilgili haberleri yazıyorsanız, bunu da yazmanız gerekirdi.
Bu sorun daha önce Gelecek Partisi Bursa il başkanlığında da yaşanmıştı. Genel başkan yardımcısı Feramuz Üstün bursa ziyaretinde ki basın toplantısına katılıp da tek kelime yazmayan haberi yapmayanlar vardı. Yazamayacaksanız ya da yazmayacaksanız o zaman davete icapta etmeyin.
Daha dün Sayın Davutoğlu Başbakanken ardından takla atarak gidenler, önünde düğmesini ilikleyenler ben değil, sizdiniz. Çok iyi bilirim o günleri. Bugün ise korkunuzdan ne bir Sütun ne bir satır bile yazamıyorsanız o zaman siz ne gazeteciliği yapıyorsunuz Allah aşkına?..
Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğüne İlişkin Sorularımız
4 Haziran 2018 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde 500 personelin görevlendirildiği Ankara Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü kurulmuştu. Ülke genelinde gerçekleşen toplumsal etkinlik ve olaylarda Ankara Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğünün iki yıl içerisinde gösterdiği yüksek performansı ve verimliliği önüne sürülerek, bu defa 20 Ağustos 2020 tarihli ve 2844 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile İstanbul ilinde de 500 personelin görev alacağı Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü’nün kurulduğu öğrenilmiş bulunmakta.
Bu kararların alınmasında devlet büyükleri ile siyasi parti liderlerinin programları, spor müsabakaları, geniş katılımlı eylem ve etkinlikler öncesi, esnası ve sonrası ile doğal afetlerde güvenlik önlemi almada, takviye güçlere ihtiyaç olduğu ifade edilmiştir.
Ancak, toplumsal ihtiyaçlara dönük bu açıklamalar, bu kararlar ile idari yapımızda olmayan yeni durumların ortaya çıkmış olması gerçeğini değiştirmemektedir. Kamuoyunda bazı istifhamların ve soru işaretlerinin oluşumunu engelleme amacıyla yetkililerden tatmin edici açıklamalar beklenmektedir:
Cumhurbaşkanlığı Tarafından Cevaplanmasını Beklediğimiz Sorular
Takviye Kuvvetlerin kuruluşu anayasal ve hukuki midir? Neden Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle değil de, cumhurbaşkanı kararıyla oluşturulmuştur?
Takviye Kuvvetler Müdürlüğü çok rahatlıkla İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde kurulabilecekken, neden doğrudan Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlanmıştır. Dolayısıyla direkt merkeze bağlanmasındaki amaç nedir?
Böyle bir yapı il idaresi kanununa ve polis vazife ve selahiyetleri kanununa uygun mudur?
Bu kanunlara göre Emniyet Genel Müdürlüğü’nün İl teşkilatları, İl valisinin gözetimi ve denetiminde İl Emniyet müdürlükleri olarak teşkilatlanmıştır. Ancak Cumhurbaşkanı kararıyla idari yapımızda olmayan yeni bir durum ve yapı ortaya çıkmıştır. Bu durum kurumlar hiyerarşisi açısından sakınca oluşturmayacak mıdır? Direkt merkeze bağlanmasındaki amaç nedir?
Bu yapı hangi kurum tarafından denetlenecektir?
Gelecek Partisi
İç İşleri Politika İzleme Kurulunun basın açıklaması 23.08.2020