ÇİP'Lİ CEHALET!

Abone Ol
Aşının içine çip yerleştirip, beynimizin o icat
yapan, bilimde çığır açan yanlarına darbe vurmaya hazırlanıyorlar. Dış güçlerin çirkin suratları, elinde şırınga ülkemize doğru hızla geliyorlar. Çipler beynimize zerk edilmek için heyecanla bekliyor! Birleşmiş devletlerin virüs füzeleri, ülkemize doğru ateşlenmek üzere! S400’lerin BORU’ları karşılık vermeye hazır!
“Bu kadar olur” dediğimiz eşikleri çoktan geride bıraktığımızı, bu gün içinde bulunduğumuz durumun eğitimle bile olmayacağını, nevi şahsına münhasır bir toplum olduğumuzu her yerde kanıtlıyoruz. Fıkraların içine konduğunda -yahu bu kadar cehalet olur mu denecek türden bilgilerle gündemin meşgul edildiğini görünce, fıkralardaki tiplerin gerçek olduğunu, ağlanacak halimize kahkaha attığımızı da fark ediyoruz! Dünya koronavirüs nedeniyle kırılırken, hala gündemi abuk subuk bilgilerle meşgul eden, virüsten çok daha tehlikeli cehaleti ultra düzeyde yaşayan, kıyamet alameti tiplerin ülkeye biçtiği rol model, ülkenin imajını yerle bir etmekte! Eleştiri kültürünün yerini biatçılığın aldığı bu dönemde, kutuplaşmanın verdiği keskin bölünmeler sonucu, tarafların birbirine üstünlük sağlamak için yemlerini oltaya takıp fanatik taraftarlarıyla sahaya yayması dünyanın FIKRA’sı olmaya doğru götürüyor ülkeyi! Hayati konularda bile bu denli saçmalıkların taraftar bulması, yetkililerin ketum tutumları ve sorumlu olanların ön olup bilgilendirme yapmaması neticesinde ülkenin enerjisi cehalete heba edilmekte! En üst perdeden ülkeye sürekli senaryo dikta edenlerin ülke için hayati mesele haline gelen aşı için ketum tutumları, bilimsel açıklamaların yetersizliği, gazetelerde yalakalığı şiar edinmiş garip tiplerin maymunlukları üst üste konduğunda, ülke için sarf edilen iyi niyetli insanların çabaları da boşa gitmekte, cehalet girdabının her şeyi silip süpürmekte olduğu gerçeği hayatımızın bir parçası haline geldi.
Medyanın, daha doğrusu iletişim kanallarının tümü, özellikle son yıllarda cehaletle kuşatılmış durumda! Bloklaşma siyasetinin etkisiyle birbirine gol atmaya çalışan taraflar, absürt olan ne varsa bilimsel açıklamaların önüne çıkarıp, halkın giderek tepkisizliğine ve nihayetinde bilgi kirliliği ile fanatik taraftarlarını düşünceden yoksun olarak her şeye saldıracak hale getirmişlerdir. Reyting ve menfaat edinme hırsıyla, düşünen sorgulayan insanların kabaca harcandığı, ülkenin, daha doğrusu tüm dünyanın zor günler geçirdiği böylesi bir zamanda batıl inançların dahi bilim insanlarının suratına fırlatıldığı, ORTAÇAĞ karanlığını dahi aratacak günlerin esaretine alındı toplum! Cehaletin kamu ve özel kuruluşlarda bu denli kutsandığı, liyakatsizlerin, beceriksizlerin, çok bağıranın haklı sayıldığı bu dönemde, padişahım çok yaşa düsturuyla ortaya irin gibi fırlayan cehaletin amigoları, devlet ciddiyetine darbe üzerine darbe vurmaktan, kahkaha atmaktan imtina etmemekte, cehaletin yakasına muskalar takarak, bilim insanlarını toplumdan uzaklaşmasına sebep olmamaktadırlar.
Burdan, bu saatten sonra, bilim insanlarının acilen toplanıp, ülkenin enerjisini cehalete kurban etmek isteyen kim varsa, beyinlerine gerçekten çip göndermelidir. Düşünmeyen, ortaçağdan kalma tıkanmış cehalet odalarının kapısı bu çiplerle açılmalı, din ticaretini ve menfaatçiliği meslek haline getiren metotlara giden kanallar kapatılmalıdır. Toplumdan izole edilmesi gereken paranoyak ruhlu menfaat tüccarlarının ekranlardan, toplumsal karar verici noktalardan uzaklaştırılması hayati bir seçenek haline gelmiştir. İktidar ülkeyi ayağa düşürmekten vazgeçmeli, devlet ciddiyetini kurum ve kuruluşların tamamında sağlamalı, bu karanlık geçen sosyal dokuyu yeniden bilimin ışığında aydınlatmalıdır.
Son olarak tarihin en başarılı sağlık bakanı ekonomik sıkıntılara kurban edilmemeli ülkeye musallat olan cehaletin virüsten daha tehlikeli olduğu görülmelidir. Bilimden, çağdaşlıktan, hak ve adaletten ayrıldığı taktirde, kimseye çip takılmasına gerek yok! Ülke olarak yıkılışı çipsiz sağlamış oluruz! Herkes şapkasını önüne koymalı önce tarafların ŞEBEKLERDEN kurtulması sağlanmalıdır. Zira ekranlar Çok kirli !
DİPNOT
Kral dövüşlerde ödül kazanan horozunun daha da yırtıcı olmasını istemektedir. Horozunu alelade kuşları şampiyona çevirmekle ün salmış bir eğitmene götürür.
“Onu bana bırak ve bir hafta sonra gel.” der eğitmen.
Bir hafta sonra kral geri gelir ve külhanbeyi horozunun yeterince güçlü bir sesle ötmediğini, yeterince tehditkâr bir çalımla gezinmediğini görür.
“Besbelli ki henüz hazır değil.” diye açıklar eğitmen. “Kibirli ve kendinden emin. Diğer horozlarla kavgaya girişiyor. Haftaya gelin”.
Bir hafta daha geçer. Kral geri geldiğinde ödüllü horozunun ense tüylerini ancak kabartabildiğini ve kavga başlatmak için ancak kanat çırptığını fark eder.
“Gördüğünüz gibi henüz hazır değil!” der eğitmen. “Hala birden alevleniveriyor ve başka kuşlar onu zorladığında onlara kızgın bakışlar fırlatıyor. Bir ay sonra gelin.”
Bir ay geçer ve Kral horozunun durumunu görmek için gelir. Dehşet içinde vahşi horozunun uysal bir horoza dönüşmüş olduğunu görür. Eğitmene çılgınca bağırmaya başlar;
“Benim güzel savaşçı horozumu mahvettin! Şuna bak! Dövüşmek istemiyor! Bundan böyle asla bir yarış kazanamaz!”
“Bu doğru değil” diye cevaplar eğitmen. “Bakın ne kadar sakin ve korkusuz görünüyor. Sükûnet içinde ve güçlü duruyor artık. Diğer kavgacı horozlar onu gördükleri an korkularından kaçacaklar!”
Bilim insanları sorgulayanlar medeni dünya cehalete karşı dik durmalı !