Bir şapka…

Abone Ol

Evet, sadece bir şapka…

“Bir Şapkanın Bedeli: Darağaçları, Yetim Kalan Çocuklar ve Tarihin Karanlık Sayfaları”

Bu ülkenin tarihine bir şapka düştü…
Ve o şapkanın gölgesinde insan hayatları karardı.

1925’te çıkan Şapka Kanunu’nun amacı ne olursa olsun, sonuçlarının bu kadar ağır, bu kadar keskin ve bu kadar kanlı olmasını kimse inkâr edemez. Bir milletin başına giydireceği kumaşın tartışması, en sonunda darağaçlarına vardı.

Rize’de infazlar yapıldı.
Erzurum’da insanlar sabaha karşı evlerinden alındı.
Kayseri’de bozkır, kurulan sehpaların gölgesinde daha da karardı.
Ve Ankara’da, İskilipli Atıf Hoca, hukukun hızına yetişemediği bir davada idam sehpasına çıkarıldı.

O günün İstiklal Mahkemeleri temyiz tanımadı, itiraz dinlemedi.
Dosyalar dakikalar içinde karara bağlandı.
Bir insanın kaderi bir kâğıt yaprağı kadar hafif sayıldı.

Ama mesele yalnızca idam edilenler değildi…
Geride bıraktıklarıydı:
Anasız kalan çocuklar, babasız büyüyen aileler, dışlanan eşler, mallarına el konulan haneler, sürünen yoksulluk, içe atılmış öfke…

Tarih, o dönemin acılarını bazen kısaca “Şapka İnkılabı direnişleri” diye yazar.
Ama o başlıkların arkasında gerçek insanlar var.
Evine dönmeyen babalar…
İnfaz meydanından sırtını dönüp yürüyemeyen anneler…
Adı “irticacı” diye okulda itilip kakılan çocuklar…

Ben bugün geriye dönüp baktığımda şunu görüyorum:

Modernleşmenin bedelini, modernleşmeyi planlayanlar değil, en alttakiler ödedi.

Dönemin yöneticileri için bir kıyafet devrimiydi;
Halk için ise sehpaya giden bir yol…

Bugün hangi görüşten olursak olalım, o günlerin acısını inkâr edemeyiz.
Çünkü bir devletin yenilenmesi, bir insanın canından daha değerli olamazdı.

Bir şapka…
Evet, sadece bir şapka…

Ama bu topraklarda o şapkanın düştüğü yerde, nice hayatlar kırıldı.

Mehmet ELÇİ

{ "vars": { "account": "UA-91479741-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }