Besni'den Bir Sırtlan Geçti!

Abone Ol

Hizmetin hemen hemen hiç gelmediği  Besni’ye,  VİRÜS çok kolay geldi! Bir süre  önce Besni’ye, mavi yılan ve semender uğramış, farklı renklere aşina olmayan Besni,  şaşırmış kalmıştı. Son günlerde yine Besni’ye nesli tükenmekte olan bir SIRTLAN’ın görüntülendiği haberleri medyaya yansıdı. Galiba Besni, “nevi şahsına münhasır” olma yolunda hızla ilerliyor! 

Mikrofon SIRTLAN’da olsa, şöyle gözlerini kısıp, kuş bakışı baksa; yada bir tur atsa Besni de, ne der acaba?  Dinliyoruz...

Burası da neresi böyle,  kaybolacağım belliydi! Ne diye kaçtım ki vatanımdan.  Neslim tükenseydi de gelmeseydim buraya! Her yer birbirine benziyor kafalar beton yığını!  Yaşayan bütün türlerin nesli tükenmiş burda! İnsanların zor hayatta kaldığı, nefes alamadığı bu yerde, bana yaşam hakkı verilir mi? Beni görenin aklına sadece öldürmek geliyor. Saklanacağım bir orman bile yok! Hadi onu geçtim gölgesinde dinleneceğim bir ağaç bile yok! Nasıl bir yere geldim Allah’ım! Dereler, dağlar işgal edilmiş durumda. Yollar gezdiğim yerlerden farklı değil! Allahım günahım neydi de yolum buraya düştü?  sen kurtar Allah’ım! Uzaktan bakınca her şey yolunda gibi! Şu şehri bir dolaşayım bakayım her şey göründüğü gibi mi? 

Ortalık maske dolu, hayret VİRÜS buraya da gelmiş! Çöpler yine çöplerde değil,  ortalıkta! Sadece bir caddesi var galiba. Bu trafik ne yahu ? Herkes sadece park mı yapıyor burda? Hemen saklanayım şuraya, bu köpek sürüsü de ne geziyor burda? Ne kadar pasaklı ve bakımsızlar! Off ne şansız bir SIRTLAN’ım, ne işim var bu köyde! Burası, dünyanın cehennemi olmaya aday sanırım.
Şu ekip ne yapıyor acaba? İki kaldırım taşını düzenleyene bak nasıl da kasılıyor. Ya şu elinde fotoğraf makinesi olan işçi! Çok çalışıyoruz diyecekler galiba! Adliye binasının yanından geçmeyeyim, neme lazım üstüme yıkılır falan, başıma dert almayayım. Zaten nefesim kesildi geleli! Şu pazara bak. Sosyal mesafe burda farklı galiba! Ne kadar yakın olursan, o kadar ödül mü veriliyor acaba? Demek belediye burası, çok borçlu olduğu her halinden belli! Şu cam da ne yazıyor? Ney destek kart mı, her ay mı, şu kadar mi verilecek?  öfff sıkıldım okumaktan!  Şu pastaneden döneyim de, yeni kente gideyim. Korna sesi, trafik, dar kaldırımlar O MAY GAT yahu bunaldım burda! Yabancı dilde de konuştum. Şimdi beni dış güç zannetmesinler! 

Demek yeni kent burası, şehri ikiye bölmüşler. Bu yolu komple park yapsalar, trafiği başka yerden verseler, aman bana ne ya, ne halleri varsa görsünler. Güya park yapmışlar böyle park mı olur! Yaşadıkları yerin ortasına trafik yapmışlar hayret! Benim adım SIRTLAN ama yönetemeyenlerin bütün derdini halk SIRTLAN’mış! Şuraya bak her yer cafe! Yeşil alanları elimizden aldılar. Kendileri de kullanmıyor! Şu yoldan gideyim bari, şu mahalle cezalı anlaşılan, her yer çamur deryası, dağda böyle yer yok! Öfff iyice sıkıldım! Şu MAVİ YILAN’la , SEMENDER  nerde acaba? Gelmişken selam verseydim! Kesin kafayı yiyip, dağlara vurdular kendini! Şu ERKENEK’ten gelen su nerde ya, bir bardak içseydim, hararet bastı. Hemen kaçmam lazım! Virüs falan bulaşmadan, şu tarafa bir gideyim de, ordan da dağlara uçarım. Her yer inşaat alanı için ayrılmış burda da. Hiç fabrika sesi de yok!  Kahvelerde laga luga  seslerinden belliydi! İş mi yok, yoksa yöneten vekillerde mi iş yok anlamadım? Ben yolumu şaşırdım,  bir gün dayanamadım. Adım SIRTLAN beynime bir sürü şeyi “sırtlayarak”  gidiyorum.  Her yer köpek dolu, bu ne yahu ! Offf içim yandı yine, vah zavallı insanlık! Doğamızı alıp, mağarada yaşar gibi,  betona gömülmüşsünüz! Çıkıp gideyim artık mis gibi de TAVA koktu! Tava gelmeden uçayım!

Galiba uygulama var. Sırf ben geldim diye ne şansım var be! Bir selam vereyim bırakırlar her halde! 
Merhaba şehrinizden geçtim de bırakırsanız şöyle bir Karadeniz yapayım dedim! 
-Ateşinizi  ölçmemiz lazım virüsten dolayı. 
~ Peki buyurun ölçün! 
-43 derece yanıyorsun SIRTLAN abi...
~Yemin ederim gördüklerimden dolayı oldu!

DİPNOT:
Aslan, sırtlan ve tilki ormanda avlanmaya başlamışlar. Av verimli geçmiş ve bir ceylan bir koyun ve bir de tavuk yakalamışlar. Aslan dönüp tilkiye sormuş. “Söyle bakalım bu yakaladığımız avları nasıl paylaştırırsın?” Tilki uyanıklığı ile cevap vermiş. “Yüceler yücesi kralım bundan kolay ne var? Herkesin cüssesine göre paylaştırırım. Ceylan size, koyun sırtlana, tavuk ta bana.
Aslan hemen pençesini tilkiye savurmuş ve tilkiyi yere sermiş. Sonra da sırtlana dönmüş ve sormuş. “Sen söyle bakalım bu yiyecekleri nasıl paylaştırırsın?” Sırtlan, “ey yüceler yücesi kralım, ceylan sabah kahvaltınız, koyun öğle yemeğiniz, tavuk da atıştırmalığınız.” Bu açıklama aslanın çok hoşuna gitmiş. “Söyle bakalım bu adaletli dağılımı kimden öğrendin?” Sırtlan “şu yerde yatan tilkiden öğrendim az önce kralım.” 

SIRTLAN Besni’den çok şey öğrenerek gitti! Hizmet yönünden Besni’ye çok adil davranılıyor!