Ayasofya Mahzun Olmaktan Kurtarılmalı

Abone Ol

 

Yeryüzünün en önemli mabetlerinden birisi; Ayasofya Camii’dir. Ayasofya, fethin sembolüdür. Ayasofya, sadece Türkiye için değil, İslam âlemi için de önemli bir ibadethanedir.
Her şeyden önemlisi, Hz. Peygamber efendimiz (sav)’in övgüyle bahsettiği İstanbul’un en önemli değerlerindendir… 
Hz. Peygamber efendimiz (sav), Medine-i Münevvere’de ikamet ettiği bir dönemde, düşmanın savaş için Medine’ye doğru geldiği haberini alır ve bunun üzerine savaş hazırlığına başlar.
O sırada Acem kökenli bir sahabenin önerisini dikkate alan Resulullah (sav), şehrin etrafına hendek kazılmasını söyler.
Herkes kazı çalışmalarına odaklanmışken, öylesine dev bir kayaya rastlanır ki, kırılması imkânsız gibi görünür. Hemen Sevgili Peygamberimiz (sav)’e haber verilir.
Kayanın başına gelen Yüce Resul, kazmayı eline alır ve kayaya vurmaya başlar. Kayadan öyle bir çatırtı kopar ki; Peygamberimiz “Kisra’nın (İran) sarayları yıkıldı” buyurur.
İkinci kez vurduğunda etrafta şimşekler çakar; (sav), “Şam’daki Mecusilerin ateşi söndü” buyurur.
Üçüncü vurduğunda kaya öyle bir gürültü ile parçalanır ki, sahabelerin “Allah’u ekber” nidaları gökyüzünü doldurur!
İşte bu anda güzeller güzeli Peygamberimiz buyurur ki; “Konstantiniye (İstanbul) mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne şanlı kumandan, Onu fetheden asker, ne güzel asker” diye müjde verir.
Bugün Hz. Eyub el Ensari’nin kabri İstanbul’da bulunuyorsa, bu müjdenin bir neticesidir.
Dolayısıyla fethin gerçekleşmesi amacıyla çeşitli zamanlarda birçok girişimlerde bulunulmuş, lakin netice itibariyle Hz. Peygamber Efendimiz (sav)’in övgüsüne mazhar olan; Fatih Sultan Mehmet ve beraberindeki arkadaşlarıdır.
İstanbul’u fetheden o şanlı padişah, fethin gerçekleşmesiyle birlikte ilk Cuma namazını başta Ak Şemseddin olmak üzere, bütün arkadaşlarıyla birlikte Ayasofya Camii’nde eda eder.
Akabinde bu önemli mabedin kıyamet sabahına kadar cami olarak kalmasını söyler ve başka bir amaçla kullanmaya kalkışanları lanetler.
Sultan Fatih’in bu önemli vakfiyesi ne yazık ki Cumhuriyetin ilk yıllarında çeşitli bahanelerle müzeye çevrildi ve halen ibadete kapalı durumda!..
Müslümanlar için Mescid-i Aksa ve benzer birçok ibadethane neyse, Ayasofya’da odur. İbadete kapatılan Ayasofya, mahzun durumda ve bir an önce mahzun olmaktan kurtarılmayı bekliyor.
Ayasofya’nın havadan-sudan gerekçelerle ibadete kapatıldığını sanırım bilmeyen yoktur. Bugün toplumun, muktedir olan hükümetten en büyük beklentisi; Ayasofya’yı ivedilikle ibate açmasıdır.
Geçtiğimiz günlerde Anadolu Gençlik Dergisi de Ayasofya’nın ibadete açılması için imza kampanyası düzenlemişti. Hatta kampanyaya yoğun bir rağbet olmuştu. Milletin bu önemli talebi bir an önce yerine getirilmelidir…
Bundan iki yıl kadar önce Van’daki Akdamar Kilisesi tadilat edilerek, Ermeni vatandaşlarımızın ibadetine açıldı. Keza Heybeliada Ruhban Okulu’nun eski işlevine kazandırılması babında yoğun çaba harcanıyor. Bunlardan ötürü kimsenin gocunduğu yok.
Çünkü din özgürlüğünün var olması, farklı din anlayışlarına müsamaha gösterilmesi demokrasinin en önemli özelliklerindendir. Öyleyse niye Ayasofya halen mahzun, ne diye ibadete açılmıyor? Bir Akdamar, ya da Heybeliada kadar mı önemi yoktur? Umarım Müslümanların hasretle beklediği o gün gelmiştir.
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
 
                                                                                   Bilal KARADAĞ
                                                                              bkaratag0@hotmail.com      
{ "vars": { "account": "UA-91479741-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }