ANTİKOR’UN GÜNLÜĞÜ

Abone Ol
Sevgili günlük bu gün beni iktidarın koluna enjekte ettiler! İkinci doz gelene kadar bünyede nerdeyse çıldıracaktım. Yaşamak için elimden geleni yaptım ama gücüm kalmadı gibi! Bünyede bir gün kaldım öyle bir gaza maruz kaldım ki Çin’e uçasım geldi! İki dakikada uzaya gittim. ABD’ye kafa tuttum. Rus’a nanik yaptım! Antikorum düşmeye başladı. Tansiyonum düştü ikinci doz tam o an da geldi de kolumdan tutup çekti! İkimize kalpte rezervasyon yapmış, oraya doğru gidiyoruz!
Sevgili günlük, ikinci dozla birlikte kalbe geldiğimizde çok kötü şeyler yaşadık. Her damardan nefret akıyor. Sığınacak bi kaç damar bulana kadar canımız çıktı. Antikoruz ama mutasyona uğradık. Herkes aynı olacak diyorlar. Bizim gibiysen, severiz diyorlar. Sevginin edebiyatını çok gördük ama gerçek sevginin millete sevginin izine rastlamadık. Yine hızlı hızlı atmaya başladı kalp sanırım yine bir gaz bulutu geldi. Oh rahat yok bu bünyede! Hadi beyne gidelim
Sevgili günlük beyne giderken boğazda iki gün kaldık. Sağolsun Meclis lokantasından ucuz ucuz erik suyunda bekletilmiş dana karpaçyo yedik. Ejder aromalı smothie içtik. Beynimiz döndü! Antikor olmak da zor! Neyse vardık beyne hiç akla gelmeyen ne varsa hepsi burda! Beyin çevresinde kocaman bir pankart! 128 milyar dolar nerde! İkinci dozla beraber burda kalacağımızı hesap ettik. Gelen, giden çok burda! Hakikaten beyne öyle şeyler geliyor ki inanılır gibi değil. Biraz fazla kalsak antikorluğumuz biter. Yahu bu kadar saçma şey olur mu dediğimiz anda, beyne nerden geldiği belli olmayan, nefret bombaları üstümüze yağıyor! İkinci doz olmasa burda mümkün değil yaşanmaz. Burdaki virüs öyle bir virüs ki binlerce aşıyı birbirine katsan, yine de mutasyona uğrar, gücünü korur. Adı KİBİR’miş!
Geçen asgari ücretli diye birine yapılan antikordan mektup geldi biz vekil antikoruna! Öyle şeyler yazıyor ki.. Bir gün midede kalmış, guruldamalar şimşekler! Sürekli hamdolsun paramız çok sesleri! Al sana kömür çık aradan sesleri! Haber bültenlerinde antikorsuz bireylerin intihar haberleri! İyi ki Vekil antikoru olduk şanslıyız!
Antikoruz tabi ama bizim de duygularımız var! En fazla altı ay ömrümüz var öyle diyorlar! İkinci dozla beraber çok düşündük. Bünyeleri hele hele siyasi bünyelerdeki virüslerle mücadele etmemiz mümkün değil! Sürekli mutasyon geçiren bünyenin tamamını esaretine alan, kibir virüsüyle mücadele etmemiz mümkün değil. Yolculuğumuzun sonuna gelirken kanda dolaşan vatan millet gazları, dünya bizi kıskanıyor nidaları ile galiba uzun bir süre beraber kalacağız. Umarım bir gün bunun içinde antikor arkadaşlarımız gelir!
DİPNOT:
Okçunun biri saatlerdir bir av bulma ümidiyle ormanı dolaşıyordu. Derken bir geyiğin izlerine rastladı ve hayvanı izlemeye başladı. Bir Zen ustasının yaşadığı manastırın yakınından geçtiği için uğrayıp üstadın geyiği görüp görmediğini sormaya niyetlendi.
Sorusunu: “Yaa demek geyik avlıyorsunuz?” diye yanıtladı usta. “Söylesenize bir okla kaç geyik vurabilirsiniz?”
“Bir tane …”
“Bir tanecik geyik için bunca zahmete değmez ki.”
“Ne demek istiyorsunuz? Hem okçuluktan ne anlarsınız?”
“Ben de Ok Sanatı icra ediyorum.”
“O zaman siz söyleyin. Bir okla kaç geyik vurabilirsiniz?”
“Tüm sürüyü.”
“İmkânsızdır bu. Yalan söylemek size hiç yakışmıyor doğrusu.”
“Ne biliyorsunuz yalan olduğunu? İnanın bana bunun yolunu biliyorum.”
“Neymiş bu yol?”
“Hiç ıskalamayıncaya kadar oku kendinize atmayı öğrenmelisiniz.”
“İtiraf edeyim ki kendime nişan bile alamam.” dedi şaşıran okçu.
Derler ki bu çözülmez bilmece karşısında aniden aydınlanıp Satori’ye ulaşan avcı, yaşlı rahibin yanında kalarak kendi kalbine nişan almayı öğrenmeye başladı.
Herkesin bu gün yaşananlar için oku kendisine nişanlaması şart!