ADIYAMAN TARIM İŞÇİLERİ VE YOKSULLUK GERÇEĞİ!

Abone Ol

Adıyaman’da her yıl yüzlerce insan, geçim derdiyle başka illere mevsimlik tarım işçisi olarak gider.
Adana’ya pamuğa, Niğde’ye patatese, Malatya’ya kayısıya (ki bu yıl kayısı da yok!), Karadeniz’e fındığa…
Gittikleri yerler değişse de kaderleri değişmez: Yoksulluk, güvencesizlik ve can pahasına bir yaşam mücadelesi.

Her yıl bu yolculuklarda trafik kazaları olur, kimi zaman yaralanmalar, kimi zaman da ölüm haberleri düşer.
Yoksulun kaderi midir yolda ölmek?
Neden bu ülkede ekmeğini alın teriyle kazanan insanlar için yaşam bu kadar zordur?

Geçtiğimiz günlerde, Adıyaman’ın Tut ilçesinde daha birkaç gün önce mevsimlik işçileri taşıyan minibüs şarampole devrildi.
Bu sadece bir trafik kazası değil; sistematik olarak görmezden gelinen emek sömürüsünün, ihmallerin ve adaletsizliğin yansımasıdır.

Sabahın erken saatlerinde, çoğu zaman güvenli olmayan araçlarla yola çıkan bu insanlar,
Türkiye’nin dört bir yanına dağılır…
Ve onlar sadece işçi değil; bu ülkenin ekmeğini, meyvesini, sebzesini üreten görünmeyen kahramanlardır.

Bu kazada yaralanan tüm emekçi kardeşlerimize acil şifalar diliyorum.
Ama artık temennilerle yetinmek değil, harekete geçmek zamanı:

- Mevsimlik işçilerin ulaşımı güvenli ve denetimli araçlarla sağlanmalı,
- Konaklama, temizlik ve barınma şartları insana yaraşır hâle getirilmeli,
- Çocuk işçiliğiyle mücadele edilmeli, aile destek programları yaygınlaştırılmalı,
- En önemlisi, bu insanlar sadece iş gücü değil; birer insan olarak görülmelidir.

Çünkü bu insanlar, bu ülkenin üretim yükünü sırtlayan, toprağa emeğini döken, alın teriyle yaşayan onurlu yurttaşlardır.

Yoksulluk bir kader olmamalı.
Emeğe değer verilen, insanın hayatının kıymetli olduğu bir düzen kurulmalı.

Emek kutsaldır. Korunmalı, yaşatılmalı, hak ettiği değer verilmelidir.
Ve unutulmamalı: Bu ülkede hiçbir emekçi ölümü değil, onurlu yaşamı hak eder.

{ "vars": { "account": "UA-91479741-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }