9’u 5 geçe cami duvarı müdavimleri !

Abone Ol

Türkiye’de,  özellikle son yıllarda cahil sendromluların topluma biçim verme gayretleri ivme kazanmış, hadsizce, ulu orta toplumun sinir uçlarına yaptıkları hamlelerle, toplum mozaiklerinin birbirine tahammülüne darbeler indirmişlerdir. Omurga taşımayan sümüklü böcekler, toplumsal ahlak üstüne yaptıkları aşağılık turlamalar neticesinde 

-çamur at izi kalsın- anlayışıyla, zehirlerini gündemde iz bırakarak,  sağa sola saçmaktadır. Bloklaşan toplumun iki taraftan kıyamet alamet-i beyinsizleri, hayatın içine ettikleri  yetmezmiş gibi, bir taraftan da tarihi değerlere ve islamın ruhuna ahlaksızca saldırılar düzenlemekteler. Ülke giderek kalitesizleşmenin esaretine teslim olmaya doğru, hızla yol almaktadır. Ülkenin donanımlı, düşünen kesimin sessizliği hayret vericidir. Bundan cesaret alan iki tarafın taklacı ahlaksızları, gündeme pisliklerini boca edip, ortalığı velveleye verdikten sonra, kanalizasyon yuvalarına çekilmektedirler. Utanmanın, arlanmanın kalmadığı şu son zaman hadiselerinin cesaret bulduğu nedir? 

80 yıl önce vefat eden bu ülkenin kurucusuna, hakaret etmek hangi islam anlayışına sığar? Tuvalete gidin demek hangi eleştiri kültüründe var? Midelerinde hangi hazım sorunu var?  Cumhuriyet yönetimi mi, laiklik mi, devletçilik inkilapçılık mı, nedir bu aşağılık kompleksi? Kutuplaşan siyasetten nemalanan iki tarafın ahlak yoksunları, birbirine gol atmak için tarihi kahramanları pis ağızlarına almaları, hangi mantığın eseri. Cumhuriyet yönetiminden rahatsız olanların bugün bulundukları makamları neye borçlu olduklarını unutmaları doğru mudur? Nedir bu tarihi kahramanlar üzerinden yapılan siyasi şarlatanlık! 

9’u beş geçe tuvalete, hakikaten bu fikrin sahibi gitmeli. Ülkenin kurucu, vefat etmiş liderini, tuvalette protesto edeceksen et kardeşim! Yıllardır yaşadığın hazım sorunu beynine vurmuş olabilir. Git tuvalete ve yıllardır içinde tuttuğun nefretini, ağzından çıkana kadar ıkın dur. Ağzından çıkanı kulağın duyana kadar! Son dönemde  bu tür şarlatanlardan gördüğü cesaretle orda burda büstlere saldıran provokatörlerin hep kadın ve peçeli olması düşündürücüdür. Şarlatanların nifak tohumlarını kadınlar üzerinden toplumun değerlerine saldırarak ekmesine mani olunması gerekirken diyanet “PARA VERİN” başkanının gidip MISIR patlatma hadisesi olayı yaşatması manidardır! İslam dininin özü hoşgörüdür. “Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir” anlayışına sahip olan bir din nasıl VUVUZELA gibi öten bu meczuplara bırakılabilir. Nefret tüccarları nasıl ziyaret edilir anlamak mümkün değil. Hayatın acilen bu türler için dezenfekte edilmesi gerekiyor. Toplum hep birlikte tuvalet müdavimlerinden kurtulmak istiyorsa sadece bir dokunuş yeter. Bas gitsin kanala, girdap çocukları...

Atatürk tapılacak biri değildir. Ona ilah değildir dendiğinde, “evet ilah değildir” diyecekken, ortaya sivilceden fırlar gibi fırlayıp “Atatürk’e tapıyorum” diyen meczuplardan gına geldi artık. Cumhuriyet değerlerini benimsemiş insanların Atatürk’ün  kişiliği etrafında benimsemiş olduğu değerler bu toplumun çimentosudur. İki tarafın meczuplarının bu toplumda yarattığı iğrençliklerin toplumun sinir uçlarına ettiği tesir, basite alınmamalıdır. Giderek yaygınlaşan nefret kumkumalarından, onların cesaretlerinden, hadlerini bilmemelerinden vicdan sahibi Türkiye halkının tahammülü kalmamıştır. Hükümet cesaret verdiği yada nefretlerini arttığı kesimlerin,  ahlaksızca,  fikir sahibi insanlara itibar suikastı yapmalarına engel olmalıdır. Hükümet yalakalarıyla onların karşısında duran düşünce sahibi olmayıp karnından konuşan kesimlerin, toplumdaki etkileri kırılmadıkça, metiner yada kırıkkanat vari tipler bu toplumda kendine yer buldukça düşünen değerlerin varlığı giderek azalacaktır. 

Muhafazakar kesimin birileri tarafından bilhassa inançları noktası aşağılanmaları, yaptıkları siyasi tercihler nedeniyle en ağır şekilde hakaretlere maruz kalması, laikliğe inanan, cumhuriyete sahip çıkan bireylerin tercihi olamaz. İrin gibi ortaya çıkan, mide bulandıran provakatif eylemlerin çıkış noktası  iyi düşünüldüğünde, birilerin bir kesimi tahakküm altında bırakma gayretleri farkedilecektir. Yaşam tarzlarını bir başkasının hayatını gasp ederek, kendi doğrusunu ilah zanneden son dönem müsveddeleri,  Atatürk’ü, İslamiyeti peygamberi bu ülke için kutsal ve değerli ne varsa ayrışma için kullandılar. En pespaye en aşağılık hezeyan sahibi çirkefler, nifak tohumlarını ekmek için her yolu dener oldular. Eğitimin, çağdaşlaşmanın, bireye topluma saygının bittiği şu günlerin kanıtı olan, infial yaratan kaos simsarları bu ülkeden def edilmediği sürece,  ülke kendi kanını içmekten kurtulamayacaktır. 

Tarihi kişiliklere kutsal değerlere sistematik bir şekilde aleni olarak yapılan ahlaksız saldırıların, kutuplaşma siyasetinin devam ettirilmek istendiğinin, taraflar arasındaki kültürel, siyasi, tarihi bağların iyice koparılmak istendiğinin net göstergeleri mevcut. Yetersizlerin eksiklerini tarafların birbirine karşı nefret tohumlarıyla makyajladığı siyasete av olmak istemiyorsak, yapacağımız tek şey 9’u 5 geçe tuvalete gidenleri, ve muhafazakar değerlerle dalga geçenleri klozetten def etmek için,  sadece düğmesine dokunmak yeterli. “Cami duvarına hacet giderenlerin eceli, klozet girdaplarında dönsün ama artık DURMASIN!”

DİPNOT:

Dinibütün geçinen bir dostu sorar:

-Beni tanırsın...Cennetin anahtarı sende olsa beni oraya almaz mıydın?

Neyzen, karşısındakini baştan ayağa söyle bir süzdükten sonra gülümser:

-Bende cennetin değil de cehennemin anahtarı olsaydı, senin için daha hayırlı olurdu. Belki seni oradan çıkarırdım!