Gerçeklerle karşılaşmak zordur ve sıkıntılıdır.
Hele yüzleşince, kabullenmesi kadar zor ve ruhuna sancı veren bir şey yoktur.
Her gerçekle karşılaşmak; ya yolun sonudur ya da yeni bir yolun başlangıcıdır.
Bazen insan “tamam artık, bitti, bundan sonrası olmaz” derken, bir bakıyorsunuz yepyeni bir başlangıç oluvermiş.
Yıllar, zaman, nehirde ki su misali akmaktadır.
Düşününce, “bitti” dediğiniz şeyin, yeniden başladığını, ağladığınız birçok şeye tebessüm ettiğinizi, güldüğünüzü görürsünüz.
Alışamıyoruz bir türlü, korkuyoruz, yabancılaşıyoruz…
İşin ilginci de nedir biliyor musunuz?
Siz kaçtıkça, onlar gelip sizi buluyor.
Hem de yapışırcasına!
***
Bulunduğun yerin ve sahibi olduklarının-bahşedilenlerin kıymetini iyi bilmek gerek.
Öyle afra tafralara girmenin bir anlamı ve manası yoktur.
Her an, her şeyin olmasının muhtemel olduğu bir fani dünyada, hindi gibi kabarmak, deve kuşu gibi kafanı kuma gömmen gerekmez.
Canlılar zaman ve mekândan münezzeh değildir.
Farkında ve bilincinde olmak gerekir.
Bugün, biraz daha çok düşünmek gerek.
***
Allah hastane köşelerinde yatan hiç kimseyi, "keşke benim de ziyaretçim gelse" diye beklenti içerisinde, gözlerini kapıya bakar hale getirmesin.
Gerçekten çok zor!
Hele ziyaretine gittiğiniz kişinin serzenişine şahit olunca, bunu daha iyi anlıyorsunuz.
İnsanın her türlü ihtiyaçları dört dörtlük olduğu zaman, farklı arayışlara yöneliyor demek ki!
***
Geçmişte, birinden sıkça duymuştum, duyuyordum.
"İşi bileceksin, işe gitmeyeceksin!"
"Ayakta uyuyacaksın, otele para vermeyeceksin!" diyordu.
Tam da günümüzde ki bazılarına uyan bir muamele-yaklaşım.
Tam da 3 maymunu, hatta 4,5 maymunu oynayanlara uyan tabirler.
***
Elbette akıl herkeste vardır.
Herkesin düşünmesi farklıdır.
Olaylara bakış açısı, yorumlaması ve idrak etmesi, mevcut düşünme yetisiyle, ferasetidir.
Kerim BAYDAK