Yüzde 23 gibi dünya nüfusunun 4’de 1’ine sahip olan Müslümanlar, nedense bir araya gelerek, birliktelik oluşturamıyorlar.

Ne zaman ki böyle birlikteliğe tevessül etmişler, bir şekilde Müslüman olmayanlar tarafından, çeşitli oyunlarla bir araya gelmeleri, söz konusu birlikteliği oluşturmaları engellenmiştir.

Bazen, bu çeşitli entrikalarla olduğu gibi, bazen de yönetimdeki kendine yakın liderlerle, idarecilerle, legal veya illegal örgütlerle bunu sağlamaya çalışmışlardır.

Müslümanların birbirlerine kırdırılmaları neticesinde, bugün dünyanın onlarca İslam devleti ya yok olmuş/olmakta, ya da bir yok oluşa doğru koşar adım gitmektedir.

Doğal olarak, içişleri karıştırılan ve İslam’dan uzaklaştırılan Müslüman devletler de; açlık, sefalet, yoksulluk, kan, gözyaşı, acı ve ıstırap sarmalına girmiş vaziyette, esarete mahkûm bir yaşam dayatılmaktadır.

İşte böyle bir ortamda Ramazan orucu tutuyoruz.

“En iyi Müslüman, ölü Müslüman!” mantığıyla, yapılan zulme seyirci kalanların,

Sözde Müslüman olduğunu savunan örgütlerin,

İnsanlık dışı uygulamalarının ve hak ihlallerin gölgesinde oruç tutmaya çalışıyoruz,

İçimiz, yüreğimiz, ciğerimiz yana yana...

Sözde özgürlük getirme, demokratik hak ve özgürlükler sağlama adına, her tarafı yakıp yıkan bir zihniyetin ablukası altında inim inim inleyen Müslümanlar varken, biz nasıl gönül rahatlığıyla oruç tutuyoruz?

“Allah’u Ekber,” diyenler hep ezildiği, öldürüldüğü, neslinin yok edildiği, insanlık adına yakışmayan hal ve hareketlerle, vahşice, sapıkça, zalimce saldırılar gölgesinde Ramazan orucu tutuyoruz.

Kimse olan bitene “dur” demiyor, belki de demek istemiyor.

Herhalde istedikleri tek şey de bu olsa gerek.

Çünkü FİLİSTİN, MISIR, LİBYA, YEMEN, PAKİSTAN, AFGANİSTAN, ÇİN, MYANMAR, SOMALİ, AFRİKA, IRAK, SURİYE ve İslam coğrafyasında ki daha birçok İslam Ülkesinde yaşananlar ortada.

İşte dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, böylesi bir ortamda Ramazan orucu tutmaya çalışıyoruz.

Gönül rahatlığıyla Ramazan Orucu tuttuğumuz söylenebilir mi ya da kim/kimler söyleyebilir?

Ey Müslümanlar!

Ciğerimiz yanarak, yüreğimiz parçalanarak Oruç tutuyoruz.

Daha birleşme, bir olma zamanı gelmedi mi?

Daha neyi bekliyorsunuz?

Kerim BAYDAK

[email protected]