Allah’a Hizmet Aşkı
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim; 
       “De ki: İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir.” (Âl-i İmrân, 29)
       Rasûlullah (sav)  efendimiz buyurdular;
       “Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Rasûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Rasûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.” (Buhârî, Bed’ü’l-vahy 1, Îmân 41, Nikâh 5, Menâkıbu’l-ensâr 45, İtk 6, Eymân 23, Hiyel 1;)
       İnsanoğlunun yaptığı her harekette niyetine bakıldığı unutulmamalıdır. Demek oluyor ki, bir can pazarı olan savaşta ölünce şehid, kalınca gâzi sayılabilmek için Allah’a hizmet aşkının ön planda tutulması gerekmektedir. Bunu Ebû Ümâme el-Bâhilî’nin rivayet ettiği şu hadîs-i şerîf daha açık bir şekilde ortaya koymaktadır:
       Adamın biri Rasûl-i Ekrem’e sorar;
       “-Para ve şöhret için savaşan bir adam sevap kazanır mı?” diye sordu.
       Peygamber Efendimiz; “-Hiçbir şey kazanamaz”, buyurdu.
       Adam bu soruyu Rasûl-i Ekrem’e üç defa sordu. Her defasında da aynı cevabı aldı. Sonra Hz. Peygamber sözünü şöyle tamamladı;
       “Allah Teâlâ sadece kendi rızâsı için yapılan ibadetleri kabul eder, başkasını değil” (Nesâî, Cihad 24).
       Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
       el-Ğaffâr: Daima affedici olup, mağfireti, bağışlaması sonsuz olan, yeniden işlenen günahları örten, setreden ve affeden demektir.
       İyi niyete dayanmayan, sadece gösteriş için yapılan ibadetlerin ve güzel davranışların Allah katında hiçbir değeri bulunmadığını unutmayalım!
Fadlı Doğan