Adıyaman Tabipler Odası Başkanı Erdoğan Altunbaş, yaptığı açıklamada, Adıyaman'da 2006 yılından itibaren, bebek, çocuk, gebe, 15-49 yaş kadın izlemleri, bebeklik çağı ve erişkin aşılamaları, okul taramaları ve aşılamaları, kanser taramaları, kronik hastalık izlemleri gibi koruyucu sağlık hizmetlerinin yanı sıra yoğun poliklinik hizmetleri aile hekimliği çalışanlarının özverili çalışmaları ile yürütüldüğünü söyledi.

“Hastanelere ulaşamayan halkın muayene ilk başvuru yeri aile hekimlikleri olmuştur”

Altunbaş konuşmasının devamında, şu ifadelere yer verdi:

"Aile hekimlerinin verdiği poliklinik hizmetleri sadece hasta muayenesi ile sınırlı değildir. Aile hekimleri ayrıca tek hekim sağlık raporlarının da getirdiği ağır mesleki ve hukuki sorumluluklar ile de aşırı çalışma yükünün altında olup, hasta-hekim ilişkisini zora sokan ruhsal baskılara hatta şiddete maruz kalan ortamlarda çalışmaktadırlar.

Uygunsuz çalışma koşulları ve ücret düşüklüğü nedeni ile aile sağlığı çalışanı veya aile hekimi olmayan merkezlerin sayısı giderek artmaktadır. Yetersiz aile sağlığı çalışanı ve düşük gelir getirisi ve yüksek yatırım maliyetleri açısından, açılan sıfır nüfuslu birimler aile hekimliğinde büyüyen sorun olarak durmaktadır. Kovid-19 salgınında hemen tüm sağlık problemi için hastanelere ulaşamayan halkın muayene ilk başvuru yeri aile hekimlikleri olmuştur."

“Alkışlanan emeğimiz hiçbir açıdan karşılığını bulmamış, verilen sözler havada kalmıştır”

Toplum sağlığı merkezlerinin yapması gereken okul aşılarını aile hekimlerinin sorumluluğuna bırakıldığını kaydeden, Altunbaş, "Toplum sağlığı merkezlerinin yapması gereken okul aşıları aile hekimlerinin sorumluluğuna bırakılmıştır. Her gün yayınlanan sayılardan Kovid-19 aşılarının büyük oranda yapıldığı yerlerin aile sağlığı merkezleri olduğu anlaşılmaktadır, sağlık çalışanları ruhsal ve fiziki tükenmişlikleri ile devam eden salgında görmezden gelinmiştir. Kovid-19 nedeni ile kaybettiğimiz yüzlerce sağlık çalışanının ölüm sebebi meslek hastalığı olarak kabul edilmemiştir. Sağlık bakanlığı tarafından reklam unsuru olarak kullanılan, alkışlanan emeğimiz hiçbir açıdan karşılığını bulmamış, verilen sözler havada kalmıştır.

30 Haziran'da 31527 sayılı Resmi Gazete’de "Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği" yayımlanmıştır. Bir kez daha türlü hesaplamalar, çarpan, bölen, katsayılar ile kafa karıştıran, aile hekimliği çalışanlarının faydasınaymış gibi reklamı yapılan bu sözleşme aile sağlığı çalışanlarının omuzlarındaki yükü taşıyamayacakları noktaya getirmiştir. Bu yönetmelik aile hekimliği çalışanları için bir ceza yönetmeliğidir, aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldırmakta, il sağlık müdürlerinin insafına bırakmaktadır. Yönetmelikte yer alan sözleşme fesih şartlarını kabul etmemiz mümkün değildir. Anayasamızın ve ülkemizin kabul ettiği uluslararası hukuki düzenlemeler göz ardı edilerek sağlık çalışanlarının ifade ve görüş açıklama haklarının elinden alan bu sözleşmeye sessiz kalmamız beklenemez.”

“Aile sağlığı çalışanlarının iş barışının bozulma tehdidi ile karşı karşıyayız”

“Aile hekiminin ve aile sağlığı çalışanının bilimsel irade ve bilgisinin ışığı ile toplum sağlığını düşünerek takip ettiği danışanları ile arasına giren bu sözleşmeyi mantık dışı buluyoruz” diyen Altunbaş, şöyle devam etti:

“Bu günün koşullarında sözleşmede dayatılan ve uygulanması mümkün olmayan sağlık hizmetlerinin tek taraflı sorumluluğunu aile hekimi ve aile sağlığı çalışanına yıkan anlayışı kabul etmemiz beklenemez. Şablon bir şekilde sadece aile hekimliği çalışanlarına sorumluluk yükleyen kronik hasta ve kanser tarama izlemlerinin dayatılması kabul edilemez.

Vatandaşa hiçbir yasal sorumluluk yüklemeden yüzde 90'ın üzerinde aylık izlem kotası yükleyen anlayışı kınıyoruz. Taşınmayacak haldeki iş yükü sebebiyle kadın, bebek, çocuk gibi izlemlerin niteliğini düşürerek toplum sağlığını tehdit eden sözleşme koşulları uygulanamaz. Aynı nedenle aile sağlığı çalışanlarının iş barışının bozulma tehdidi ile karşı karşıyayız. Sağlıkta şiddetin yanlış sağlık politikaları ile tırmandırıldığı, sağlık çalışanı ölümlerinin bitmek bilmediği ülkemizde uygulanması gerçekçi olmayan kronik hasta izlemleri nedeni ile aile sağlığı çalışanlarının fiziki ve ruhsal şiddet riskini artıracak ve birçok malpraktis davalarıyla karşı karşıya kalınacaktır.

Artan iş yükünün altında kalan aile sağlığı çalışanlarının tükenmişliğini katlanarak artıracak bu sözleşmeye hayır diyoruz. İzin ve hastalık dönemlerinde ücret kesintisi istemiyoruz. Sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyine göre belirlenen ilave ödemelerdeki kesintileri kabul etmiyoruz.

Ceza evlerinde görevli aile hekimlerinin gider ödeneklerinin yüzde 80 kesilmesi nedeniyle buralardaki birimlerin boşalması kaçınılmazdır. İş sözleşmemizin il sağlık müdürlüklerinin insafına bırakılması iş güvencemizi tehlikeye atmaktadır."

Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının isteklerine yer veren Erdoğan Altunbaş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ne istiyoruz, sözleşme dönemlerinde aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının söz sahibi olmasını istiyoruz! İş güvencesi istiyoruz! Aile sağlığı merkezlerine yeterli istihdam yaratılmasını istiyoruz! Kamu dışı sağlık çalışanlarının kadroya alınmasını istiyoruz! Sağlıklı iş ortamları istiyoruz! Aile sağlığı merkezlerinin kira ücretlerinin bakanlık tarafından karşılanmasını istiyoruz! Deprem, sel gibi doğal afet ve pandemilerde sağlık çalışanlarının emeğine sahip çıkılmasını istiyoruz! Sağlık hizmetinin niteliğini bozmayacak nüfuslarla ücret kesintisi performans kaygısı olmadan sağlık hizmeti vermek istiyoruz. Sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi işitecek sağlık bakanlığı istiyoruz! Hem toplum sağlığını hem sağlık çalışanını gözeten sağlık politikalarının geliştirilmesini istiyoruz!

Çıkarılan aile hekimliği ücret yönetmeliğinin uygulamasının hemen durdurulmasını, yönetmeliğin geri çekilerek STK'larla ortak çalışma ile aile hekimliğini geliştirecek bir yeni yönetmelik istiyoruz. Aile hekimliği çalışanlarının hak edişlerinden yüzde 10 kesinti değil hak edişlerimize yüzde 50 iyileştirme bekliyoruz.

Aile hekimlerinin artan cari giderlerini karşılayacak oranda ödeneklerinin yüzde 50 arttırılmasını talep ediyoruz. Kovid-19 salgınında canla başla çalışan tüm sağlık çalışanları gibi aile hekimliği çalışanlarına da 15 aydır verilmeyen şartsız ek ödeme hakkının verilmesini istiyoruz. Aile hekimliği çalışanları olarak MHRS çalışma planlarımıza müdahaleleri kabul etmiyoruz, dünya standartlarındaki 2000-2500 ortalama nüfuslarla etkin, verimli, hasta ve çalışan memnuniyetini ortak esas alan hizmet alanında da yasal sorumlulukların yüklendiği bir aile hekimliği sisteminin inşası için gerekli uygulanabilir aile hekimliği mevzuatı istiyoruz."

Kaynak : PHA

Editör: Adıyaman Haber