Türkiye Gazetecileri Federasyonu Başkanı Atilla Sertel ve Adıyaman Gazetecileri Cemiyeti Başkanı İbrahim Aslan ASU TV Genel Müdürü Erdal Ayna’ın hazırlayıp sunduğu Artıbir programına konuk oldular.

Programda bir çok konuya değinen TGF Genel Başkanı Atilla Sertel Türkiye genelinde yerel televizyonların, yerel radyoların, yerel basının çok güçlü ve çok etkin olması gerektiğini söyledi.

 

“GÜÇLÜ BASIN, GÜÇLÜ DEMOKRASİ DEMEK”

Basının güçlü olması demek, Türkiye’de demokrasinde güçlü olması anlamına geldiğini söyleyen başkan Sertel; “Bu mecralar güçlü olursa kentin sesi daha net çıkar. Bizim açımızdan da Adıyaman’ın ve diğer kentlerin seslerinin duyulmasını sağlar. Bu bizim için iki açıdan önemlidir. Yerel basınını halkın sesi olması ve burada yaşayan siyasetçilerin, meclis üyelerinin, belediye başkanlarının ancak yerel basın ile seslerini duyurabiliyorlar. Bu onlar için çok önemli. Halk içinde çok önemli. Bu açıdan ASU Tv’nin bu işi çok iyi yaptığını çok iyi yaptığını biliyorum. Özellikle bu kanalın uydu kanalı olması önemli. Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın Adıyamanlılar mutlaka ASU Tv’yi izliyorlardır. Hem hasret gidermek, hemde kentte ne olup bittiğini öğrenmek ancak bu vesile ile oluyor” dedi.

 

“BASIN MENSUPLARI TEK ÇATI ALTINDA BİRLEŞMELİ”

Basın mensuplarının birden fazla cemiyet yerine tek bir cemiyet çatısı altında toplanmalarının daha doğru olacağını belirten Sertel; “Şu çağrıyı yapıyorum. Yalnızca gazetecilik mesleğini yapan ve o işle iştigal eden insanların bir arada olması lazım ve tek çatı altında olması lazım. Bu nasıl olur bilemem ama bunu yapacak olan Adıyamanlı gazetecilerdir. Bunu yapmalılar. Çünkü bir ilde 3-4 gazeteci cemiyeti, derneği varsa siz o ilde yaşayan vali, belediye başkanı, sivil toplum örgütleri karşısında gazetecileri düşüren bir durumdur.  Ayrıca gazeteci cemiyetlerimiz bazı illerde etkileyen faktörler var. Ya seçim kaybediyorlar bir dernek kuruyorlar ya siyasi amaçlarla ayrıştırılarak, bir takım insanların teşviki ile dernek kuruyorlar. Bunlar çok yararlı işler değildir. Tek cemiyet olmalı ama basın ilke ve ahlakına uygun davranış içerisinde olan insanlardan olmalı, gazeteciler bir çatı altında olmalı, gazeteciler birlikte konuşmalı, tartışmalı ama bu konuları da kendi çatıları altında çözmelidirler. Bizim her kentte bir cemiyet bizim üyemizdir. Bizim şu anda Adıyaman’daki üyemiz Adıyaman Gazetecileri Derneği’dir. Yani şu ana kuruluşunun birinci yılı olan cemiyettir. Diğer cemiyet, bize geçmişte üye olan cemiyet, başkanlar konseyinden alınan karar ile Federasyon’dan ihraç edilmiştir. İhraç nedenleri de başkanlar konseyinde oy birliği ile olmuştur. Bütün başkanların oyları ile düşürülmüştür. Her dönemde bazı gazeteler bazı siyasi partileri desteklemişlerdir. İktidarların arkasında durmuşlardır. Bu yarenliğini iki nedeni var. Bunu açıkça söylemek istiyorum. Bazı gazete patronları gazetecilik mesleği dışında 39-40 şirketi olupta 1-2 gazete ve televizyon da alarak aslında o televizyon ve gazeteleri ile diğer şirketlerin işlerini daha da kolaylaştırmak gibi bir anlayış ile hareket ediyorlar. Bu doğru bir anlayış değil. Çünkü gazetecilik ihale takibi değildir. Gazetecilik, gazetecilikten dolayı Türkiye’de bir takım ihaleleri alıpta haksız kazanç sağlamak hiç olmuyor. Bu ne yazık ki siyasi iktidara yaranmak ve ondan faydalanmak ve onun gücünden güç kurmak gibi bir duruş sergileyen gazeteciler var. Bunlar insanlarda da vardır. Bir dönem bir partinin vekili olan insanlar, başka bir dönem başka bir partinin vekili olabiliyor. Bunlar olağan şeylerdir. Ama gazeteciler siyasi düşünceleri olsa bile o siyasi düşüncesine göre hareket etmemeli, gazetecinin asli görevinin kamuya bağlı olmasını hissetmesidir. Gazeteci olanı biteni bütün çıplaklığı ile kamuoyunu bilgisine sunan kişilerdir. Gazeteci habere yorum katan insan değildir. 5N 1K ile ne olup bittiğini olduğu gibi anlatan insandır. Köşe yazarları yorum yapabilir. Türkiye’de Parçalanmış, şekillenmiş bir medya görünüyor. Bunların büyük bir kısmı şu anki iktidardan yana saf tutuyor ve muhalif olduğu söylenen medya noktasında da baskılama çok hissediliyor. O da zorunda kalarak susmalar oluyor. Ama bütün bunların gelip geçeceğine inanıyorum. Çünkü Türkiye’de ne iktidarlar gelip geçti ama medya hep durdu. Bu günlerin gelip geçeceğine inanıyorum. Türkiye’de 10 bine yakın üzerinde basın davası var. Çin’den sonra en fazla tutuklu gazeteci bulunan ülkeyiz. Böyle bir tabloyu biz hak etmiyoruz.  Biz bunları Avrupa Birliği kriterleri için değil, biz gazeteciler bir kere korkusuzca yazabilme ve kendilerini ifade edebilme özgürlüğüne sahip olmalıyız. İş güvenceleri olmalı. Sendikaları olmalı.

“YIPRANIYORUZ”

Biz sadece sayın Cumhurbaşkanımız değil, başbakan yardımcısı Bülent Arınç ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i ziyaretimizi ziyaret ettik. Üçüne de bu mesajı verdik. Yani biz yıpranıyoruz. Yıpranma payımızın verilmesini istedik. En sonunda Başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan bize bir talep olursa değerlendiririz demişti. Başvurular oldu gündeme geldi. Sanıyorum bu konuda gazeteciler 2008 yılında kaybettiği bu hakkı geri alacaklar. Almalılar zaten. Çünkü gazeteciler yıpranmıyor ölüyorlar, bunu Van depreminde gördük. Her şeyin içinde var. O kadar yıpranıyor ki gazeteci o hakkın verilmesi değil, o hakkın geri alınması çok ayıp. Verilmemi ikinci bir ayıp olur.

 

GAZETECİLERİN ÖZLÜK HAKLARI GÜVENCE ALTINA ALINMALI

Biz gazetecilerin basın ve ifade özgürlüğü, gazetecilerin düşünce özgürlüğünden dolayı yargılanmasının önüne geçecek bir yol ve yöntem istiyoruz. Biz gazetecilerin özlük haklarının güvence altına alınacağı ve bu ülkede çalışan bütün sosyal haklarını savunacak bir sendika ile beraber olması gerektiğini toplu iş sözleşmelerinin olması gerektiğini düşünmekteyiz. Anadolu’daki patronların durumlarını da biliyorum. Ortak yol bulunmalıdır.

 

“FEDERASYONUMUZA ANKARADA BİR BİNA KAZANDIRACAĞIZ”

Biz Türkiye Gazeteciler Federasyonu olarak Ankara’da bir yer almayı düşünüyoruz. Gazetecileri Ankara’ya geldiklerinde kalabilecekleri bir yer edindirmeye çalışıyoruz. Bunlar sosyal alanda önemli şeyler. Ama asıl önemli olan Türkiye’deki bütün gazetecilerin eğitimine yönelik çalışmalar yapmak. Meslek içindeki eğitimleri bir çizgiye getirmek istiyoruz.

 

AGAD BAŞKANI İBRAHİM ASLAN;

“BİR YILA ÇOK ŞEY SIĞDIRDIK”

Adıyaman Gazetecileri Cemiyeti Başkanı İbrahim Aslan; “Öncelikle Adıyaman’ın ulusaldaki tek sesi olan ASU TV’nin yöneticilerine, çalışanlarına ve izleyicilerine teşekkür ediyorum. Cemiyet olarak Adıyaman’da yerel basının sorun ve sıkıntılarıyla ilgili bir geçmişimiz yoktu. 1 senelik bir geçmişimiz vardı. Adıyaman’da yerel basının sorun ve sıkıntılarını mevcut durumların aksamasından kaynaklanan sorunlar vardı. Bu sorunların çözümü için Adıyaman’da çoğunluğu yerel basını temsil eden arkadaşlarla bir yola çıktık. Bu yoldaki süreçte 2011 yılının Eylül ayında Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Adıyaman’da cemiyet üyeliğimizi kabul etti. Bundan dolayı kuruluşumuzun 1. yılında Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun öncülüğünde etkinlikler yaptık. ‘Gazeteciler Anlatıyor’ adlı paneli düzenledik. Panel Başkanlığını Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanvekili ve Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz Karaca yaptı. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel, Türkiye’de tek tarım yazarı olan ve Dünya Gazetesi Köşe Yazarı Ali Ekber Yıldırım, Anadolu Spor Gazetecileri Derneği Genel Başkanı İbrahim Erdoğan ve Köşe Yazarı İbrahim Irmak panelistlerimizdi. Panel, Adıyaman’da son yıllarda görülmemiş bir katılımla gerçekleştirildi. Panelistlerimize, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel’e, yönetim kuruluna ve paneli başından sonuna kadar sabırla dinleyip protokol üyelerine ve davetlilere teşekkür ediyorum. Panel başkanlığı görevini üstlenen Yılmaz Karaca, katıldıkları panelin hiç birinde bir protokol üyesinin sonuna kadar dinlemediğini belirtti. Bu durum protokol üyelerinin, Adıyaman basınına göstermiş olduğu önemi göstermektedir. Protokol üyelerine, bürokratlara ve paneli sonuna kadar sabırla dinleye herkese Adıyaman Gazetecileri Cemiyeti adına teşekkür ediyorum.

 

CUMHURBAŞKANI VE BAKANLARA SORUNLARIMIZI İLETTİK

9, 10 ve11 Ocak 2012 tarihinde Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun 36. Başkanlar Konseyi toplantısı Ankara’da yapılmıştı. Yapılan bu toplantıya Adıyaman’ı temsilen ben katıldım. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü, Başbakan Yardımcısı ve Basından Sorumlu Devlet Bakanı Bülent Arınç’ı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek’i ziyaret ettik. 2008 yılında gazetecilerin mağdur olduğu kanun taslağının değiştirilmesi konusunda Genel Başkanımızın ve tüm cemiyet başkanlarının beyanlarını aldılar. Cumhurbaşkanımız bu konuda bizlere yardımcı olacağını söyledi. Bülent Arınç, özellikle tutuklu gazetecilerin yaşadığı sıkıntılardan bahsetti. Özellikle dernek bazında hak arayan hiçbir dernek yok. Türkiye’de sadece Anadolu Ajansı’nın üye olduğu dernek var. Onunla ilgili de, alt yapıyı oluşturup kendi özerkliğinden çıkartılıp hak ve hukuklarını arayabilecekleri bir statüye getirebileceklerini söyledi. Bu konuda Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun büyük bir emeği var.

“TGF GRİ PASAPORT İÇİN ÇABA SARFETTİ “

Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun gri pasaport konusunda 2 senedir olan bir emeği vardı. Bu emeğin karşılığı olarak şuanda Sarı Basın Kartı sahibi olan tüm gazeteciler gri pasaportla Amerika ve İngiltere hariç tüm ülkelere vizesiz gidebiliyorlar. Adıyaman’da faal bir cemiyetin başkanı ve gazete sahibiyim. Bu bir özeleştirilidir. Biz gazete patronları olarak çalışanların hak ettiği ücreti veremiyoruz. Veremememizin nedeni Adıyaman’ın alt yapısının olmamasıdır. Çalışan insanları gerektiğinde asgari ücretin altında çalıştırıyorlar, sigortasız çalıştırıyorlar. Bunun nedeni ilan pastasının düşmesi ve gittikçe sıkıntılar oluşturmasıdır. Ben, Adıyaman sahasında çalışan gazetecilerin emeğinin karşılığını almadıklarını ve alamadıklarının kanaatindeyim. Bunun nedeni biraz bizden kaynaklanıyor. Biraz da ortamdan kaynaklanmaktadır. Biz gazeteleri Adıyaman’da bedava dağıtıyoruz. Dağıtılan gazetelerin karşılığı alınmadığı için bu tür sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Aynı durum televizyonlar için de geçerlidir. Bir ulusal televizyonun normal bir reklamı aylık 20 bin doların üzerinde başlarken Adıyaman’da 20 bin doların yirmide birinin bile alınmadığına şahit oluyoruz. 1000 TL’ye reklam alamadığımız esnaflar var. Burada çalışan onlarca insanlar var. Bu insanlar çalıştıklarının karşılığını alamıyorlar. Buradaki sıkıntı patronlardan, Adıyaman’ın alt yapı sorunun yüksek olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca insanların ayağının kaydırılması için çaba sarf eden meslektaşlarımızın olmasından dolayı da bu tür sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Adıyaman’da gazeteci sayısının fazla olmasında bire bir olan faktörler sebep olmaktadır. Bu faktörlere istinaden bazı sıkıntılar yaşanıyor. Biz seçime girerken üye hazirun listemizi yayınladık. Hazirun listemizde tüm üyelerimizi çalıştığı kurumuna kadar belirttik.

 

“BASIN MENSUBU OLMAYAN CEMİYETİMİZE ÜYE DEĞİL”

Cemiyetimizin 73 tane üyesi var. 73 üyemizin hepsinin çalıştığı kurumundaki unvanına kadar belirtmeler yaptık. Belirtmemizin sebebi biz bu işe girerken şeffaf olacağımızı belirtmiştik. Gazetecilikle ilgisi olmayan hiç kimseyi üye yapmayacağımızı söylemiştik. Diğer arkadaşlarla ilgili yorum yapmam fazla doğru olmaz ama hazirun ve üye listeleri açıklandığı zaman haddini aştı. Eskişehir’in nüfusu Adıyaman’ın 3 katı iken, Eskişehir’de üye sayısı 890, Adıyaman’da üyelerin sayısı İzmir’in sayısını geçmektedir. Biz cemiyeti kurarken üye yapacağımız kişilerin kurumunda çalıştığına dair resmi yazılar aldık. Bunun yanında kurumların vermiş oldukları farklı isimleri hiçbir şekilde kaile almadık. Şuanda Adıyaman’da ve ilçelerde faal olan televizyon, gazete, radyo ve internet siteleri olmak üzere toplam 44 tane kurumumuz mevcuttur. 44 tane kurumda toplam 73 tane üyemiz var. Kurumlara göre üye sayısı az. Diğer illerle kıyasladığımız zaman fazla olabilir. Ama ayrım yapma şansımız yok. Biz bugüne kadar aldığımız tüm üyelerde bu işle uğraşıp, uğraşmadığı kriterini arıyoruz.

 

“CEMİYET OLARAK SOSYAL VE KÜLTÜREL ETKİNLİKLER YAPIYORUZ”

Adıyaman Gazetecileri Cemiyeti’nin geride kalan 1 yılını ve gelecekle ilgili planlarından bahseden Adıyaman Gazetecileri Cemiyeti Başkanı İbrahim Aslan; “Geride kalan 1 yılımızda 4 etkinlik yaptık. İlk etkinliğimizi geçen sene Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel’in ve Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay’ın katıldığı paneldi. Bu etkinlikten sonra Latif Doğan’ın teşrifleriyle‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ etkinliğini düzenledik. Bu sene yine ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ etkinliği yaptık ve son etkinliğimiz, Adıyaman Gazetecileri Cemiyetimizin kuruluşunun 1. yılı nedeniyle düzenlenen paneldi. Bu 4 etkinliği baz almamdaki neden ulusal bazdaki misafirlerimizin etkinliklere katılmasıydı.

 

“İLE KATKI SUNACAK HER ŞEYİN YANINDA OLDUK”

182 Çağrı Merkezi Sağlık Bakanı’nın Erzurumlu olmasından dolayı sadece Erzurum’da vardı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ Adıyaman’a geldiğinde ‘182 Çağrı Merkezi’ hakkında bir basın açıklaması yaptık. ‘182 Çağrı Merkezi istiyoruz’ dedik ve geçtiğimiz günlerde ihalesi yapıldı. Adıyaman’da 200 kişiye istihdam eden 182 Çağrı Merkezi bu sene içerisinde faaliyete geçecek. Bunun yanında teşvik yasasıyla ilgili, Nemrut Dağı’yla ilgili tüm kurumlarımızın yapmış olduğu beyanları ve açıklamaları tarafsız ve etik bir şekilde kamuoyu ile paylaştık, paylaşıyoruz ve paylaşmaya devam edeceğiz.

 

“ETKİNLİKLERİMİZ DEVAM EDECEK”

Bundan sonraki süreçte cemiyeti kurumsallaştırma mahiyetinde düşüncelerimiz var. Özellikle panel, konferans gibi etkinlikler düşünüyoruz. Haziran veya Temmuz ayında Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun 38. Başkanlar Konseyi toplantısını Adıyaman’da yapmayı düşünüyoruz. Bu toplantıyla ilgili Ocak ayında müracaatımızı yaptık. Burada Adıyaman’ın Nemrut ve diğer bütün sorunlarını tüm Türkiye’nin ve tüm basının önünde açmayı düşünüyoruz. Adıyaman’da seçilmiş ve atanmışlarımızın en büyük eksikliği dışarıdan gelen iyi bürokratları götürüyorlar ve Adıyaman’ın hiçbir sorunu yok diyorlar. Nisan ayında bir konferans yapmayı düşünüyoruz. Bu konferansa İstanbul’dan bir profesör katılacak. Görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bundan sonraki süreçte konferans ve panel gibi etkinliklere ağırlık vereceğiz. Çünkü okuma oranı çok düşük.

Bu okuma oranının düşüklüğünden kaynaklanan sıkıntıların giderilmesi için bu etkinliklere ağırlık vereceğiz. Eğitimle ilgili çalışmalarımız da var. Türkiye’de mizanpaj konusunda uzman olan İbrahim Irmak’ı panelist olarak Adıyaman’a getirdik. Mayıs ayında Adıyaman Belediyesi ile ortaklaşa bir konferans düzenlemeyi planlıyoruz. Konferansta çalışan elemanlara eğitim hakkında panel de verilecek. Bu vesileyle Adıyaman Gazetecileri Cemiyeti olarak sadece haberlerle yetinmeyip, çeşitli etkinlikler yapacağız. Bu vesileyle 2012 yılının ilk panelini geniş bir katılımla yapmış olduk. Panelimize katılan değerli konuklarımıza,  panelimize icabet eden bütün davetlilere ve panelin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.        

 

Editör: Adıyaman Haber