Göçmenlerle ilgili birçok kitap yazan Enes Osman Aba, Perre Haber Ajansı (PHA) muhabire yapmış olduğu özel açıklamalarında Adıyaman’da geçici statüde olan Suriyelilerin sosyal entegrasyonu ve profilleme çalışması hakkında bilgi verdi.

Bu konu hakkında yeni bir kitap yazan Enes Osman Aba, “Yeni kitabımız Adıyaman’ın geçici statüsünde olan Suriyelilerin sosyal entegrasyonu ve profilleme çalışması ile ilgili bir çalışma. Yaptığımız çalışma göçmenlerin yani, geçici koruma altındaki Suriyelilerin  istemsel entegrasyonunun kısa sürede gerçekleşirken sosyo-kültürel uyumlarının uzun zaman diliminde gerçekleştiğini gördük. Bu sebepten mütevellit entegrasyonun sağlıklı planlamalı ve uzun süreli sosyal üst politik yönetsel otoriteye ihtiyaç duydu sürecin yönetilmesi gerektiğini görmüş olduk” dedi.

“Adıyaman’da geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısı 22 bin 335”

Adıyaman’da yaşayan mülteciler hakkında değerlendirmede bulunan Aba, “Mülteci konusu biliyorsunuz yani hem birleşmiş milletler, hem de dünya nazarında çok önemli bir konu. Özellikle göç hareketleri biliyorsunuz, son günlerde Afganistan üzerindeki yeniden göç dalgası. Özellikle Suriye’de ki göçmenler sonrası Afgan göçmenlerinde olması konun sürekli sıcak kalması ve beyin konjektöründe kalmasına neden oluyor. Mülteci konusu gerçekten önemli bir konu çünkü, mülteciler gittikleri bölgelerde hem bölgenin demokratik yapısını, hem kültürel ve sosyal yapısını yakından ilgilendiriyor. Birde işin içinde ekonomik savaşlarda olunca bu entegrasyonlar uzun zamanlı bir çalışma gerektiriyor. Adıyaman üzerinde bakarsak geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısı 22 bin 335 ve şehrin yüzde 3.54’üne tekabül ediyor. Adıyaman üzerinde Suriyelilerin özellikle buradaki kente entegrasyonu ile ilgili başlıklar çıkardık. Biz kitabımızda bu başlıklardan bir tanesi Suriyelilerin mesela Adıyaman üzerinde yüzde 73’ün hala dil sorunu yaşadığı, yine Suriyelilerin Adıyaman’da ki memnuniyet dereceleri, Adıyaman’da ki görmek istedikleri tavır, halkla olan iletişimleri Adıyaman’da hangi sektörlerde, özellikle tekstil sektöründe daha fazla çalıştığına dair bulgular elde ettik. Tabi sorunlarda yaşamışlar bunları zaten yaptığımız çalışmada ortaya koydular. 571 tane anket üzerinden onların tüm demokratik yapısına dair onların tüm yaşadıkları sorunlarına dair soru başlıkları ürettik. Yine 20 tane mülteci kadınımız ile ilgili birebir derinlemesine görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmelerden bir iki başlık söyleyeyim. Mesela buraya geçici koruma altında gelen Suriyelilerin genelde genç yaşta olduklarını gördük. Bunların özellikle kadınların ev hanımı olduğunu, enteresan bir oran verelim yüzde 53.8’lik bir kesiminin ise savaş bitse bile Suriye’ye dönmek istemediklerini, yine Adıyaman üzerinde Adıyaman’a gelen Suriyelilerin Halep ve İdlib bölgelerinden göç ettiklerini gördük. Özellikle yine kamp döneminde yaşadıkları sorun olarak karşımıza kişisel bakım ve temizlik noktasında çok sorunlar yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Bu görüşmelerde yine toplumda Suriyelilere olan bakışla ilgili Adıyaman’da çok büyük sorun yaşamadıklarını ifade etmişlerdir. Buda Adıyaman açısından güzel ve olumlu bir şeydir. Çünkü mülteciler konusu Türkiye’nin açısından çok önemli. Bugün baktığımızda örneğin Kilis’te Suriyelilerin nüfusu toplam Kilis’in nüfusunun oranının yüzde 74.3’üne ulaşmış. Yine Suriyelilerin doğum oranları Türkiye nüfusunun oranını yüzde 5.2’sine tekabül ediyor. Yani bu doğum oranları bu şekilde sürerse 10 yıl içinde bazı illerimizde neredeyse nüfus oranları birbirine yakın duruma gelecek” dedi.

“Mülteciler konusuyla ilgili orta doğuda Ürdün’ün model alınmalı”

Yazar Enes Osman Aba, konuşmasının devamında ise, “Son olarak mülteciler konusunun çok önemli bir konu olduğunu ve bu konu ile ilgili özellikle kanal mekanizmasında devleti yönetenlerin üst politik metinleri hazırlarken ve planlama yaparken çok sağlıklı planlamalar yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada aslında mülteciler konusuyla ilgili orta doğuda Ürdün’ün model alınması gerektiğini ve özellikle vatandaşlık verilmesi ve benzeri bunların kamp yaşamı veya bunların şehir içindeki asayiş problemleri ile ilgili kesinlikle sağlıklı çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü mültecilere karşı biliyorsunuz, son zamanlarda özellikle eylemler ve söylemlerle gelişmeye başladı. Bunun üzerine toplumda nahoş durumlarda ortaya çıkmaya başladı. Kutuplaşmanın çok yüksek olduğu bir yer. Türkiye ekonomisinin yeni bir göçü yeni bir Afgan göçü ve mülteci göçünü kaldırabilecek bir durumda olmadığını da müşahede ediyoruz. İdlib’te 4 milyon insan yaşıyor. Özellikle Rusya’nın İdlib’i bombalamaya başlamasıyla bazı hareketlenmelerinde sınır bölgesindeki iller ve Türkiye açısının kaygı verici bir durumun ulaştığı görülmekte. Afganistan meselesi Taliban ile beraber başlayan yeni bir kavimler göçü gibi, adeta yeni bir göç sorunsalı ortaya çıkıyor. Bu sorunsalla özellikle Türkiye göç üzerinden politik anlamda da siyasi anlamda da jeo-stratejik anlamda da sıkıştırılmaya çalışılıyor” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: PHA
Haberin Videosu :

Editör: Adıyaman Haber