17 Aralık 1927 yılında  ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ne demiş bir bakalım:

1) “Efendiler, biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil; bilakis bu tip yapılar, din ve devlet düşmanı olduğu, Selçuklu ve Osmanlı’yı bu yüzden batırdığı için yasakladık.

Çok değil, yüz yıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki; bazı kişiler, bazı cemaatlerle bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirine düşeceklerdir.”

2) Din gibi temiz bir duygu, politika gibi kirli oyunlara alet edilemez. Din ait olduğu yerde temiz vicdan sahnesinde yaşanmalıdır.

Bugüne geliyoruz ve düşünüyoruz,

Aklı selim, tarafsız, bilinçli, birer bireyler olarak kendimize soruyoruz haksız mı peki atamız, ulu önderimiz tabi ki de değil, her zamanki gibi yine çok haklı.

Bunun en büyük örneğini şuan görmekteyiz zaten bu sebeple ki laiklik ilkesine sıkı sıkı sarılmalıyız.

Laiklik nedir peki ?

En basit tarifiyle din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı ayrı yönetilmesidir.

Peki ben bu konu da ne düşünüyorum bende din ve devlet işlerinin karıştırılmaması, kesinlikle bir kokteyl oluşturulmaması gerektiği taraftarıyım.

Millet olarak binlerce yıllık bir tarihe sahip bir milletiz.

Geçmişimize dönüp baktığımızda en başta Selçuklu devleti (batini tarikatı) olmak üzere sonra Osmanlı devletinin(ingiliz uşağı cemaat ve tarikatlar) yıkılma sebebi yine bu ve benzeri cemaat ve tarikatların faaliyetleri oldu.

Ayrıca bütün müslüman ülkelerin şuan da iç savaş halinde olma sebebi bu dini tarikat ve cemaatlerin siyasette aktif ve etkin olarak rol almasıdır.

Müslüman ülkelerdeki huzursuzluğun,toplu katliamların, yoksulluğun, şiddetin ilk ve hatta tek sebebi, terörün beslendiği yer, yine bu cemaat ve tarikatlardır. Bu cemaat ve tarikatların kişisel çıkarları için dini kulanmalıdır. Yabancı güçlerin islam düyasında ki oyunlarına köpeklik yapmalarıdır. Dini kirletmeleri, Allahı unutmalarıdır.

Din gibi temiz bir duygu politika gibi kirli bir oyuna dahil edilirse bunun acı bedelini herkes öder.

Devir ve dönem olarak yaşadıklarımızı, izlediklerimizi, gördüklerimizi, duyduklarımızı yine en güzel şekilde dile getiren Kazım Karabekir’in de dediği gibi ‘’ öyle puslu ki hava şeytan bile müslüman mintanı giyiyor.`` olay aslında bu kadar basit ve net düşününce.

Düşünen varlıklar olarak bunların bilincinde olmalı vatanımıza, dinimize sahip çıkmalıyız.

Oyuna gelmemeli birbirimize asla ve asla zarar vermemeliyiz.

 Mevlana’nın da dediği gibi yaradılanı yaradan dan ötürü seveceğiz, sevmeliyiz.

 Hatta ve hatta rabbimiizn bize emaneti olan hayvanları ve bitkileri de her türlü kötülükten korumalıyız.

Şanlı tarihimizi anlatmama gerek yok zaten ama yine değinmek isterim ki bu ülkeyi kadını erkeği el ele vererek kurdu.

Atatürk’ün de dediği gibi;

‘’ insan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin?

Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?’’

Darbe gecesi mücadele eden tüm kadınlarımızı tebrik ediyorum. Kadının yerinin evi olmadığını,eşiyle, evlatlarıyla sokaklarda, meydanlarda çıkarak, savaşçı özelliğini yitirmediğini tüm dünyaya gösterdiği için ben çok onurluyum.

En başta kadınlarımıza ve erkeklerimize el ele vererek birlik olarak cumhuriyete, demokrasiye, laikliğe, ülkelerine sahip çıktıkları için teşekkür ediyorum kendi adıma.

Konuyu bitirmeden önce deginmek isteğim bir konu var.

Ne olursa olsun cemaatler ve tarikatlar, devlet kurumları en başta olmak üzere, insanlarımızın temiz duygularından uzak tutulmalıdır.

 Aksi taktirde neler yaşanabileceğini toplum olarak gördük. Umarım daha ağır bedeller ödemeyiz ve dini kendi işlerine, çıkarlarına göre kullananlardan biran önce kurtulur ve gözümüzü, kulağımızı bu konuda açar, çocuklarımızı böyle yapılardan, ihanet şebekelerinden uzak tutabiliriz.

Ortak değerlerimiz olan Türkiye Cumhuriyetimiz, Ay Yıldızlı Bayrağımız başta olmak üzere, kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk`e, İstiklal Marşımıza, Onuncu Yıl Marşımıza, bu topraklar için can vermiş şehitlerimize, Türk Silahlı Kuvvetlerimize, ortak geçmişimiz ve ortak geleceğimize Atatürk’ün İlke ve İnkılapları ışığında, önderliğinde bugüne kadar sahip çıktık bundan sonra da sahip çıkmalıyız. Çünkü bu değerler bizi biz yapan, bir arada tutan özellikle belirtmek istiyorum SİYASET ÜSTÜ değerlerdir, birlik ve beraberliğimizin ortak değerleridir. Hiçbir kurum, kuruluş veya gerçek kişiye ait değillerdir. Sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına aittir.

Yaşasın Tam Bağımsız, Demokratik ve Laik Türkiye diyoruz.

O yüzden eğitim, eğitim ve daha fazla eğitim, muasır medeniyetler seviyesine çıkabilmek için

İlim Çin de dahi olsa gidip alabilmek için

Rabbimizin ilk emri olan OKU oku oku okuyu yerine getirebilmek için

Önceliğimiz pozitif bilimler, hedefimiz muasır medeniyetler seviyesine çıkmak olsun.

Ayrıca toplum olarak ne camiye inançsız girecek kadar dinsiz, ne de inançlarıyla boğulacak kadar yobaz olalım.

Ne cahilliğin pençesinde boğulalım, ne de bilgeliğimizle insanlara yüksekten bakalım…

Rabbim başta ülkemizi, vatanımızı olmak üzere hepimizi şeytanın şerrinden, insanların vesveselerinden korusun…

‘’AMİN’’

`` Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.`` M.Kemal ATATÜRK