Değerli okurlar, bugün ki yazım biraz alışmışlığın dışında olacak!....Dünyada ve ülkemizde pandemi hala tehlike saçmaya devam ediyor, çok acılar yaşanıyor, ama bana birşey olmaz diyenlere ateş sadece düştüğü yeri yakmakla kalmıyor, yakınlara da sıçrıyor ve onların da canı yanıyor. En azından başkasının canını yakmamak için itina gösteriniz!...
İnsan üst üste yakınlarını ,sevdiklerini kaybedince
Hayatın ne kadar değerli olduğunu, fakat yaşarken birbirimizin değerini ne kadar az bildiğimizi ama kaybettikten sonra artık hiçbir şeyin öneminin olmadığı nı ve bir şey yapamayacağımızı öğreniyoruz.
Hep derim hayat bir anlık nefes işte!...
Yarına çıkacağımızın bile garantisi yokken, bu kin bu nefret niye?...
Ya bu itiras niye!...
Daha iki gün önce her zaman konuştuğum, bazen dertleştiğim gencecik bir arkadaşımı,genç bir kardeşimi kaybettim. İyi bir komşumu kaybettim. Geride ne mi kaldı?...Tatlı bebeleri ve sevdiklerinin gözyaşları ve yaptığı güzellikler kaldı.Hayat bu kadar kısa ve acımazsız işte. ( Sevgili Aysel Akın'ın anısına, ışıklar içinde uyusun). Ve tamda bu yazıyı ,bu satırları kaleme aldığım sırada yine acı bir haber duydum. Bir yol arkadaşımızın sevgili Kızı Hande Bozat'ı kaybettiğimizi öğrendim. Ve Hande henüz hayatının baharında!...
Avâzeyi şu âleme davut gibi sal
Bâki kalan bu kubbede bir hoş sâda imiş..." beyitinin geçtiği şiirin dizesinde anlatıldığı gibi,
"
fani dünyadan geçip gidince insan, geriye kalan sadece insanların onu güzel anmasıdır. insanlık için faydalı işler yapabilene ne Mutlu!...
Bu yazıyı sizi üzmek ya da umutsuzluğa itmek anlamında asla yazmıyorum, hayatın bir gerçeğini aklınızın bir köşesinde tahlil etmenizi istiyorum.
Hayatın ne kadar değerli olduğunu, aile bağlarının güçlülüğü, sevginin, dostluğun, kardeşliğin ne denli önemli olduğunu birlikte bir kez anımsayalım istedim. Eğer birbirimize karşı hala taş kalpliysek ,kalplerimiz biraz yumuşasın istiyorum.
Hayat gerçekten çok acımasız…AMA herşeye, her zorluğa rağmen bir şekilde hayatın bir yerinden tutunmaya çalışıyoruz, zorluklara direniyoruz, kafa yoruyoruz.
Karşınızda sorun varsa asla kaçmayın,çözmeye çalışın
Susmayın,konuşun,anlatın. Belki o zaman bilmediğiniz bir gerçekle karşılaşacaksınız.
Hani bazen paylaşırım ," Bilgi paylaşıldıkça çoğalır,yoksulluk paylaşıldıkça azalır " diye!..
Buna bir vurgu daha ek yapmak istiyorum, insanlar konuştukça ,empati kurdukça bir birini daha iyi anlar" diyorum!....
İnanın kırmaya, üzmeye değmez...
Çokta irdelememek lazım hayatı!...
Bazen yakınlarımızı ,sevdiklerimizi küçücük bir sebepten dolayı kırar, kaybederiz onları, bazen de onlar kırar bizi sebepsiz yere!...
AMA herşeye rağmen birbirimizin değerini,yaşamanın, aldığımız nefesin ve hala bedenimizde olan ruhun değerini bilmeliyiz.
Unutmamak gerekir; bir tekrarı daha yok bu hayatın,
Evet DÜN BİTTİ…
BUGÜN HALA DEVAM EDİYOR…
YARIN BELKİ ÇOK GEÇ OLABİLİR!...
Bunun için sıkı sıkı sevdiklerinize sarılın diyemiyorum.Çünkü Virüs var, ama yaşamak için Hayata sıkı sıkı sarılın!...03.10.2020
Fatma Ulubey