Geçenlerde arkadaşımla telefonda konuşurken, dedi ki;” O kadar yalnızım ki, bugün pazara çıkacağım için seviniyorum.”

Telefonu kapattıktan sonra, o sözle birlikte geçmişe uzandı zihnim. Ben de Fethiye’ de ikinci el pazarına satışa çıkardım ayda bir kere. Bir sürü masraf ederdim, çok yorulurdum yine de çıkardım. Annem ; “ Kızım kazancın olmadığı halde niye bu kadar eziyet ediyorsun kendine.” dedikçe yanıtım şu olurdu bıkmadan usanmadan:

“Anne, umut satın alıyorum.”

Köşeyi dönme umudu olamazdı herhalde(!)Bugün dışarıdan baktığımda, insanlarla temasa geçmek içinmiş onca çaba. Umut da olsa olsa tekrar insan içine karışabilme umuduymuş. Çünkü kendimi o kadar yalnız hissediyordum ki; bir keresinde Kordonda kadının birini çevirip biraz sohbet etme talebinde bile bulunmuştum. Sağ olsun o da bana zaman ayırıp sohbet etme fırsatı vermişti.

Kısacası bilirim o tip yalnızlıkları. Bazıları tarafından delilik diye adlandırılsa da, akıllı kim diye sorgularım ben de. Bu yüzden olsa gerek çizgi dışı insanları merak ederim, ilgimi çekerler. Benzerliklere odaklanıp insan olmakla ilgili bir alan yaratırken kendime, bence öncelikli olan farklılıklardan yola çıkarak Özlen’e alan açmak en önemlisi. O, kendini çok köşeye kıstırılmış hissediyor.

Bugün bizim buranın pazarı. Çıkacağım, tadını çıkaracağım. Yapabilirsem esnafla da sohbet edeceğim. Sohbet edemesem bile selamı sabahı eksik etmeyeceğim. Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına denir ya; o hesap biz de ayak işlerini yapalım bakalım.