URFALI MATEOS’UN VAKAYİNAMESİNDE

ARTAN [1]

(22 Şubat 1108-20 Şubat 1109) tarihi başlarında 6.000 seçme askerden müteşekkil bir kuvvetle ve başlarında bizzat Sultanları olduğu halde Ermeni prensi Vasil’in memleketine yürüdüler. Onlar, prens Vasil tarafından Berdus’- da uğradıkları hezimetin intikamını almağa karar vermişlerdi.

İranlılar, hasat mevsiminde, vahşi hayvanlar gibi gizlice Hısnımansur şehri topraklarına girdiler. Onlar, tarlalarda çalışmakta olan insanları kılıçtan geçirerek ve kısmen de esir ederek Hartan[2] denilen kalenin önüne geldiler. Müslümanların geldiklerini haber alan Ermeni prensi Goğ-Vasil, 500 askerle onlara karşı yürüdü. Cesur Ermeni askerleri, birbirine cesaret verip Türk askerlerine karşı kahramanca savaştılar. Bunlardan Aplasat[3], kendi askerleriyle Türklere hücum elti, Goğ-Vasil’in dayısı olan Bedros, zadegân olan askerleriyle kahramanlık gösterdi, zadegândan olup amcasının oğlu bulunan ve Dığa (“çocuk”) tesmiye edilen Vasil[4] ile meşhur bir Ermeni ailesinden gelmiş olan cesur Tigran, kendi askerleriyle hücum ederek İran ordusunun her iki kolunu da kırdılar.

Kahraman Ermeni askerleri, böylelikle parlak bir zafer kazanıp Müslümanları kılıçtan geçirdiler ve Ermenistan Sultanını[5] diğer birçok İranlı şeflerle beraber esir ettiler. Goğ-VasiI, bu esirleri önüne katarak götürdü. O, büyük zaferden sonra büyük miktarda ganimetle beraber kendi şehri olan Keysun’a döndü. Goğ-Vasil, Müslümanlar tarafından esir edilmiş olan bütün insanları serbest bıraktı. Hıristiyanlar buna çok sevindiler.

 

[1] Urfalı Mateos Vekayinamesi (952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli (1136-1162) Türk Tarih Kurumu Bsmevi, 2. Baskı, Ankara 1987, S. 232-233

[2] Hartan (Bu günkü Artan) Çahan mıntıkasının cenubi şarkîsinde, Hısnımansur yakınında müstahkem bir mevki. Bk. Çamiçyan, c.III. İndeks, s. 161; Mıkhitar abbe, “İsmihaslar lügatı” (ED. DULAURIER).

[3] Meşhur Mamigonyan hanedanından gelmiş olan Aplasat, 1112 tarihinde Türklere karşı vuku bulan bir muharebede ölmüştür (ED. DULAURIER).

[4] Bu Vasil’in lâkabı olan “ Dığa” , Ermenicede “çocuk” demektir. Vasil-Dığa, İran Arsacide’lerinden çıkmış olan Gamsaragan ailesine mensuptu (ED. DULAURIER).

[5] Bütün yazma nüshalarda aynen yazılı olan bu “ Ermenistan Sultanı” tabirinden bunun, Van şehrinin şimali garbisinde bulunan Khılat (Ahlat) hükümdarı Sukman el-Kutbi olduğu zannediliyor. Bu, Azerbaycan’ın Selçuk Prensi Kutbeddin İsmail’in hizmetinde bulunduktan sonra Şah-Armen unvanıyla Ahlat ile diğer birçok civar şehirlere irsî olarak hâkim olmuştur. Sukman-el-Kutbi, H. 493 (1099) dan 506 (1112) tarihine kadar hüküm sürmüştür. Bk. Ebû’l-feda, c. III, s. 326. Çamiçyan’a nazaran (c. III, s. 27-28) 1107 tarihinde Kilikya’ya karşı İranlıların yapmış olduğu bu seferin başında bizzat İran Sultanı Muhammed (Tapar) bulunuyordu. Fakat aynı müellif tarafından buna mehaz gösterilmiş olan Urfalı Mateos, görüldüğü veçhile seferin başında bulunan Sultanın adını zikretmemiştir (ED. DU- LAURIER).