Pers sultanı iki adamı ölüme mahkûm etmiş.

Sultanın atını ne kadar sevdiğini bilen mahkûmlardan bir tanesi hayatını bağışlarsa bir yıl içinde ata uçmayı öğretebileceğini söylemiş.

Kendisini dünyadaki tek uçan ata binerken hayal eden sultan bunu kabul etmiş.

Diğer mahkûm inanmayan gözlerle arkadaşına bakmış ve” Atların uçamadığını biliyorsun. Nasıl olup da böyle delice bir fikirle çıkabildin ortaya? Yalnızca kaçınılmazı geciktiriyorsun o kadar.”

“ Pek değil!” demiş birinci mahkûm. “ Kendime dört özgürlük şansı veriyorum. Birincisi, sultan bu yıl ölebilir. İkincisi ben ölebilirim. Üçüncüsü at ölebilir. Dördüncüsü… Belki ata uçmayı öğretebilirim.

Ben de kendime “ mutlu olmak “ ve “ mutluluk dolu yazılar yazmak “ adına şans tanıyorum. Fakat bunu çoğu insanın savunduğu gibi çikolata yiyerek yapmak istemiyorum. Birincisi, her zaman mutluluk beklentisi içinde olmayacağım. İkincisi, herkesin her zaman mutluluk saçamayacağını kabulleneceğim. Üçüncüsü, her şeyin karşıtıyla var olduğunu her zaman kendime hatırlatacağım. Dördüncüsü, çıkmadık candan umut kesilmez, bakarsınız en komik en çok tıklanan yazıyı yazıvermişim.

Neden olmasın?