“Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok. Mesele toprağın gerçek sahipleri topraklarına sahip olsunlar bunu sağlamak için. Orada bir adaletin tesisi için varız. Devlet terörü estiren zalim Esed’in hükümranlığına son vermek için biz oraya girdik başka bir şey için değil.” (Cumhurbaşkanı Erdoğan Kudüs Platformu Sempozyumu-29. 11.2016)

Fırat Kalkanı operasyonunun hedefi de herhangi bir ülke veya kişi değil, sadece terör örgütleridir. (Cumhurbaşkanı Erdoğan,muhtarlar toplantısı-1. 12.2016)

Temennim odur ki Cenevre süreci, Rusya ve İran'la birlikte Astana'da başlatılan süreç, inşallah rejimi olumlu bir noktaya çeker ve El Bab hallolmuş olur. El Bab'da bundan sonraki süreçte süratle mesafe almak suretiyle oradaki işi bitirmek, daha derinliğine gitmemek lazım. Yapılan çalışma bu istikamettedir (Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika gezisinden dönüşü gazetecilerin sorularına verdiği cevap- 17. 01.2017)

“El Bab bizim nihai hedefimiz değildir. Bizim nihai hedefimiz DEAŞ'tan bu bölgenin temizlenmesidir. DEAŞ'ın asıl merkezi Rakka. Rakka temizlendiği andan itibaren bu bölge terörden arındırılmış bölge haline gelmiş olacak" (Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar ziyareti öncesi Atatürk Havaalanında yaptığı açıklama – 12. 02.2017)

Neden evet diyoruz? PKK 'hayır' diyor, onun için 'evet' diyoruz. FETÖ 'hayır' diyor, onun için 'evet' diyoruz. HDP 'hayır' diyor, onun için 'evet' diyoruz. 'Hayır'cılara bakın ona göre kararınızı verin. Bölücülüğe 'evet' diyen, FETÖ'ye 'evet' diyenlere bu millet nisanda, referandumda dersini verecek. Bölücülerden de FETÖ'cülerden de vesayetçilerden de 'evet' mührünü vurarak hesabını soracaktır." (Başbakan Binali Yıldırım- 5. 02. 2017)

FETÖ ve PKK bağlantıları Hayır’a destek veriyor demek başka bir şey. Bütün hayır diyenler terörist algısı oluşturmak başka bir şey. Ne Başbakanımız ne Cumhurbaşkanımız böyle bir algıya neden olacak herhangi bir söylemde bulunmamışlardır. (Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Hükümet Sözcüsü - 13. 02. 2017)

2002’de, 9.3 olan işsizlik oranı, 2017 yılında 12.1’e çıkmış olması, İşsizliğin 2.8 puan artmış olması,

Nüfusun yüzde 19.2’sinin göreli yoksul olması,

Nüfusun en zengin yüzde 10’nu gelirden yüzde 31.7 pay alırken, en yoksul yüzde 10’nun yüzde 2.1 pay alması, en zengin yüzde 10’la en yoksul yüzde 10 arasında 15.2 gelir farkı olması,

2002’de, yerli ve yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi olan Türkiye’nin, 2017 yılında yatırım yapılmaz ülkeler arasında yer alması,

Türkiye’nin, demokrasi durumu 2007’de, 167 ülke arasında 88. sırada yer alırken, 2015’de 97. sıraya gerilemiş olması,

2002’de 65. sırada olan yolsuzluk algısının 2016’da 70. sıraya çıkmış olması,

PİSA sınavı sonuçlarına göre 2003’de 29 OECD ülkesi arasında 28 sırada yer alan Türkiye’nin, 2015 yılında 34 OECD ülkesi arasında 34. sırada en sonda yer alması,

Erdoğan’ın, 2002-2015 arasında birlikte iş yaptığı, devleti teslim ettiği Gülen cemaatinin, darbe girişimi ile karşı karşıya kalması,

Türkiye’nin, 2002 öncesi dost olduğu ülkelerle ve iyi ilişkiler içinde olduğu komşularıyla bugün kavga etmesi,

2002 öncesi toplumsal barış ve huzur içinde olan Türkiye’nin, bugün toplumsal barış ve huzurun olmadığı bir ülke olması,

2002 öncesi yalnızca PKK terör örgütü ile mücadele eden Türkiye’nin bugün PKK, DEAŞ, PYD, FETÖ terör örgütleriyle mücadele eden bir ülke olması,

Erdoğan ve AKP’nin:

Zamana, konuma ve ortama göre vaziyet alarak,

Dün dündür bugün bugündür anlayışıyla hareket ederek,

Bir söylediğinin, ertesi gün tersini söyleyerek,

Bir gün yaptığının ertesi gün tersini yaparak

İzlediği siyaset anlayışı yüzündendir.

Başkanlık sistemi kabul edilirse, bu siyaset anlayışı Türkiye’yi, dibi görünmeyen bir uçuruma sürükler.

Türkiye’ye sahip çıkalım. Anayasa değişikliğine HAYIR diyelim.

Celal Topkan