Geleceği gören dahi Lider ve devlet adamı Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni, halk egemenliğine ve yurttaşlık esaslarına dayalı olarak kurdu.

Din ve devlet işlerini birbirinden ayrıldı.

Kuran dışı üretilmiş din kurumlarının üst yapıları olan tekke ve zaviyeleri kapatıldı. Toplumun yüzde 50’sini oluşturan kadınlar, dört duvar arasında çıkarıldı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. Kadınlar toplumsal yaşamda katıldı.

Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri, yapılan devrimler ve devrimlerle yaşama geçirilen toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel değişim ve dönüşümlerle, insan merkez alındı.

İnsana önem ve değer verildi. İnsanlar arasında renk, dil, din, ırk ve cinsiyet ayrımı yapılmadan, yurttaşların yüceltilmesi hedeflendi.

1938 yılına gelindiğinde Türkiye Cumhuriyeti, sözüne güven duyulan ve itibar edilen bir ülke oldu. Dünyanın çağdaş ve medeni ülkeleri arasında onurlu ve saygın yerini aldı.

Cumhuriyeti kuran devrimleri yapan Atatürk, aklı ve bilimi miras bıraktı. Bir gün gelir, benim görüş ve düşüncelerim, bilime ters düşerse, bilimden yana olun dedi. Bilim ve teknolojide gelişmeyi, uygarlık ve çağdaşlık düzeyinin yakalanmasını ve ilerisine geçilmesini, hedef olarak gösterdi.
Atatürk, dünyada örnek alınan ve örnek gösterilen bir lider oldu.

Dünyanın önde gelen tarihçileri, siyaset ve sosyal bilimcileri, araştırmacıları, UNESCO gibi dünyanın önde gelen kurum ve kuruluşları, Atatürk’ün yönetiminde yapılan devrimler ve devrimler yaşama geçirilen yenilik değişim ve dönüşümleri örnek alınacak ve örnek gösterilecek bir model ve sistem olduğunu söylediler. Örnek gösterdiler.

  • Çanakkale Savaşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’yu işgal eden emperyalist devletlere karşı Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Sünni, alevi omuza verdi. Savaş bu birliktelikle kazanıldı.
  • Cumhuriyetin kuruluşu, Mustafa Kemal Atatürk Başkanlığında toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği Büyük Millet Meclis’inde milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.
  • Devrimler, Atatürk Başkanlığında toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği Büyük Millet Meclisinde milletvekillerinin oylarıyla kabul edilen kanunlarla yapıldı.
  • Devrimlerle yaşama geçirilen toplumsal, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel değişim ve dönüşümler, toplumun tüm kesimlerinin desteği ile gerçekleştirildi.
  • Atatürk devrimleri, devrimlerle yaşama geçirilen değişim ve dönüşümler dünya tarihinde kan dökülmeden, bedeller ödenmeden gerçekleştirilen ilk ve tek devrimdir.

Cumhuriyetin kuruluşunun 95 yılında gelinen noktada:

Birileri, Kuranı bir kenara koyup, Kuran dışı üretilmiş cemaatlerle (tarikatlarla) iş birliğine girip, dincilik yaparak toplumu, inanlar, inanmayanlar diyerek ayrıştırdı ve böldü.

Birileri, mezhepçilik yaparak, toplumu ayrıştırdı ve böldü.

Birileri, ırkçılık yaparak, toplumu ayrıştırdı ve böldü.

Bu ayrıştırma ve bölme:

- Akla ve bilime uygun değil.

- Ülkede, bilim ve teknolojinin gelişmesinin, hak ve özgürlüklerin gelişmesinin, yüksek insani gelime düzeyinin yakalanmasının önünde engel.

- Toplumun huzur ve barışının önünde büyük bir engel.

- Allah'ın Kuran’da, insanlar arasında ayrım yapmayın emrine aykırı.

- Allah'ın Kuran’da, insanların birbirlerini sevmeleri, barış ve huzur yaşamaları isteğine ve emrine aykırı.

- İnsanlığın, evrimine ve gelişmesine aykırı.
- Demokrasinin, evrensel değerlerine ve çalışma ilkelerine aykırı.
- Hukukun evrensel işleyiş ilkelerine aykırı.

Bu ayrıştırma ve bölme ile Atatürk’ün:

İnsanı merkeze koyarak,

İnsanlar arasında renk, dil, din, ırk ve cinsiyet ayrımı yapmayarak,

Yurttaşların yüceltilmesi hedefleyerek kurduğu Cumhuriyet’le sağlanan, toplumsal barış ve huzur, yok edildi.

Türkiye Cumhuriyeti, bu şekilde ve bu anlayışla yönetilmeye devam edemez.

Ömer Seyfettin’in Türk halkı için çok önemli bir sözü var. “Türk halkı ilim sahibi değildir. Fakat irfan sahibidir” der.

Gelinen noktada Türk halkı tarihi sorumluluğu ile karşı karşıya. Halk olarak ya bizden sonra bu topraklarda yaşayacak olan nesillerimize yaşanacak bir Türkiye bırakacağız. Ya da üzerinde yaşadığımız Anadolu coğrafyası, din, mezhep ve ırk çatışması ile iç kavgalarla bölünecek parçalanacak, yaşanılmaz bir coğrafya olacaktır.

Hangi düşüncede olursak olalım, akıl ve irfanımızı kullanarak:

Ülkeyi ayrıştıran ve bölen bu siyasete karşı çıkalım.

Cumhuriyetin kurucusu, tüm zamanların yaşayan lideri Atatürk’e sahip çıkalım.

Atatürk’ün kurduğu insan merkez alarak, insanlar arasında renk, dil, din, ırk ve cinsiyet ayrımı yapmadan, insana önem ve değer veren, insanı yüceltmeyi hedefleyen Cumhuriyete ve Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve ilkelerine sahip çıkalım.

Cumhuriyetin, kurulu ilkeleri ihlal edilerek yönetilmesine dur diyelim.