Pazar günü, kısa adı TÜGVA olan - Türkiye Gençlik Vakfı Lise ve dengi okullar düzeyinde ve 8 temada düzenlenen Genç Türkiye Kongresi programına bendeniz de Moderatör olarak davet edildim. Gazeteci yakıştırmasına muhatap olduğumuz ve yazar olduğumuz için payımıza Popüler Kültür teması çıktı. Sınıfımızda Popüler Kültürde bizleri ikna ederek, sunumunu yapan genç bir kardeşimizi seçtik.

Aslında her sınıfta olduğu gibi, benim sınıfta da birbirinden değerli ve birbirinden bilgili çok gencimiz vardı. Hal böyle olunca, illa ki birini seçmek gerekiyordu. Biz de öyle yaptık, zor da olsa, bir kardeşimizi birinci seçtik.

Aslında bülbül gibi şakır şakır bildiklerini sıralayan genç kardeşlerimizden bizler de çok istifade ettik diyebilirim.

Konumuz Popüler Kültürdü.

Her geçen gün, sıkça duyduğumuz, âdete herkesin aşina olduğu bir kelime, Popüler Kültür!

O mu bir parçamız haline geldi, yoksa biz mi Popüler Kültürün bir parçası haline geldik?

Âdeta esiri haline geldiğimiz bu kavram, bir gönüllük mü, yoksa dayatma mıdır?

Popüler Kültür, hayatımızı kolaylaştırdı mı, hantallaştırdı mı, köleleştirdi mi?

Popüler Kültür araçları nelerdir, hangi alanlarda bizleri daha çok ve nasıl etkilemektedir?

Kurtulmak mümkün müdür?

Yaşla, cinsiyetle alakalı mıdır?

İnsanlar, Popüler Kültür karşısında inisiyatif alabiliyorlar mı?

Sorular çoğaltılabilir ve sorulara herkes bakış açısına göre farklı cevaplar verebilir.

Popüler kültür,  insanlara her alanda bir tüketim mantığı içinde hareket etme alışkanlığı aşılar. Kişiyi kendi öz kültüründen ve benliğinden uzaklaştırır.

Bugün kültür denince, en önde gideni televizyon yıldızlarının giyimleri, kuşamları, yaşamları skandalları anlaşılmaktadır. Belki bu sayede her şeyi bilen, bildiğini sanan cahil insanlar yetişiyor. İnsan beyninin ürünü olan teknoloji, yanlış ellerde insan beynini kemirmeye devam ediyor, hep edecek gibi de görünüyor.

Popüler kültür ya da kitle kültürü de denilen bu benzeştirişi ve yozlaştırıcı kültür, artık eğlence sanayisinin bir kolu haline gelmiş durumda. Burada ki ideolojik işlev, gerçek yaşamdan kopmuş, kendi dünyasına yabancılaşmış yığınlar oluşturmak, onları yönlendirmek ve yönetmek olmuştur.

Popüler kültür sadece müzikte, eğlencede, giyim, kuşam, yaşayışta değil, yiyeceklerde ( fast food), mimaride, sinemada, sanatta, medyada, teknoloji-iletişimde, sosyal yaşamda ve insani ilişkilerde olduğu gibi, hemen her alanda kendini göstermektedir.

Kültür geçmişten geleceğe taşınması gereken bir olgudur.

Ancak popüler kültür, kuşaktan kuşağa geçse de, magazinleşmekte, yok olmakta, özde ve gerçek manada unutulmakta ve uzaklaştırılmaktadır.

Geçmişten aldığı öğretilerini, yaşantılarını, dini, milli, töresel değerlerini, sanat anlayışlarını örf, adet, geleneklilerini, vb. gelecek nesillere aktaramayanların tarih sahnesinden silindiğini biliyoruz. Bunun bütün milletler için geçerli olduğu da asla unutulmamalıdır.

Peki, bu popüler kültürden kurtulmak, kendimiz korumak için ne/neler yapılabilir?

Öncelikle geçmişinden kopmadan gelişime ve değişime açık olunması gerektiği, faydalı olanların hayatımıza tatbik edilmesi ve zararlı olanların hayatımızdan çıkarılması gerekir.

Şimdi sorsam size, hangi genç Türk halk ve Türk sanat müziğini (pop, caz bilmem neyi biliyorlar, elbette bilinecek ancak…) seviyor, hangi genç dini konuları ve din âlimlerinin isimlerini, Peygamber Efendimizin yakınlarını ( bir şarkıcının, bir futbolcunun 7 göbekten geçmişini ezbere biliyor, bilsin, ancak…) biliyor,  hangi genç, dedesinin mektuplarını okuyabiliyor?..

Popüler kültürün iyi taraflarının olabileceği ve bu iyi taraflarının doğru anlaşılması ve milletlerin, toplumların gelişim ve değişiminde bu noktalarda yarış halinin devamı  (bilimsel konular vb. gibi durumlar gibi) iyi olabilmektedir. Fakat popüler kültür dayatmasının kültür, ahlâk, değerler gibi manzumelerde erozyona sebep oluyor olmasının, Türk aile yapısına ve Türk Milletinin ortak geleceğine çok büyük zararlar verecektir. Öncelikle bilinmesi gereken konularda milli kültür vurgusunun yapılacağı iş ve işlemlerin geliştirilmesi gereklidir.