“Hem bu deveyi güdecek, hem bu diyarda kalacağız. Çünkü deve de bizim, diyar da.”Rasim Özdenören

Türkiye’nin Zeytin Dalı hareketiyle gösterdiği başarı son hızıyla devam ediyor. En büyük şoku ADB yaşamaktadır. Orada oluşturduğu terör örgütlerle bu işin olacağını zannedenler büyük hayal kırıklığına uğramışlardır. Verdiği silahlara güvenen ABD, bu işin silahlarla olmayacağını herhalde öğrenmiş oldu. TSK’nın başarısını Fırat Kalkanı ile başlayan, Afrin ile devam eden süreci herkes izliyor, izlemektedir. TSK’nın orada gösterdiği güç ve başarı ancak davaya inanmış olan şanlı ordumuza münhasır durumdur. Şahadet düşüncesiyle terör örgütlerin üzerine giden bir anlayışın karşısında hangi güç ve devlet durabilir? Tabii ki kimse duramaz. İşte Haçlı zihniyetin anlamadığı durum budur. Avrupa’nın kolu kanatları arasında olan terör örgütleri, TSK’nın başarısını ve kararlılığını sahada görmeleri çok önemli oldu. En azında kiminle uğraştıkları biliyor olmuş olurlar.

TSK’nın amacı, başka ülkelerin toprağında gözü olmadığı gibi, var olan sıkıntıları gidermek ve en önemlisi de oluşturmak istenen terör örgütlerini temizlemek. Zeytin Dalı hareketi başarı ile devam edince, bu sefer siviller öldürülüyor diye algı operasyonu yaratamaya çalıştılar. Ama unuttukları bir şey var ki, yalnızca ABD’nin Irak’taki öldürdükleri sivillerin hesabını yapsa herhalde yeterli olacaktır. 

ABD ve Batılı ülkeler bile kendi içerisinde bir takım çatışmalar yaşamaktadır. Desteklediği grupların terör örgütü olduğunu iddia ettiler. Bu durumda Türkiye kendi sınır güvenliğini sağlamada haklılığı belirtmiş oldular. Ama maalesef içerimizde yer alan bazı gruplar, bu terör örgütlerine karşı hala birtakım duygular beslemektedir. Bu durumun içerimizde olması kadar vahim bir tablo olmaz. Bu desteklenen gruplar Alman ve ABD gibi devletlerin terör listelerinde yer alan isimlerdir. Demek ki listede alması bunlar içim herhangi bir önem atfetmiyor.   

Diğer bir mesele ÖSO üzerinde aslı astarı olmayan söylemlerle mevcut hükümeti ve Türkiye’yi zor durumda bırakacak davranışlarda bulunmasıdır. Tam bir akıl tutulmasıdır. Bu grup yani ÖSO sınır güvenliğimiz konusunda gerekli desteği vermesinin yanında, öncü birlik olarak askerimizin önünde yer almaktadır. Bu fedakarlığı yapan bir oluşum için diğer terör örgütleriyle aynı kefede görmek vicdansızlıktır. Bölgede olan devletler her biri başka güçleri yanına alarak varlığını korumaya çalışıyor. ÖSO ise bölgede yaşayan, o bölgenin asıl unsuru olarak yer almış ve varlığını da meşru zemin üzerine oturtmaya ve korumaya adamıştır. Görüşmelerde hem Türkiye hem de muhalefet her ikisi de ÖSO’yu çağırdı. Onun için ÖSO’nun İŞİD ile bağlantısı var söylemleri haksız ve yersizdir.

Vatandaş olarak var olan siyasi kararlığı sonuna kadar desteklemektir. Devletin tüm kademeleri bir bütün olarak kararlık vurgusu yapılıyor, yapılmaktadır. Üzülerek belirtmek gerekirse ana muhalefet partisi bir düşünce karmaşası yaşamaktadır. Muhalefetin amacı her şeye muhalefet olmak değildir, aksine bu gibi durumlarda ülkenin faydasına atılmış durumu izansız bir şekilde eleştirmek doğru bir karar değildir. Bu tamamen varoluş meselesidir, terörü arındırma hareketidir, insanlarımızın güvenliğini sağlamaya yönelik bir adımdır.

Vesselam!!!