Kur’an okumayı, öğrenmeyi, toplumun istişare yapılarak bilgiye ve ortak akla dayalı dayalı yönetilmesini, insanların yararına doğru olanın yapılmasını, yanlış olanın yapılmamasını, insanlar arasında ayırım yapılmamasını, eşitliği, adaleti, dayanışmayı, hoşgörüyü, barış içinde yaşamayı emrediyor.

Türkiye’nin de aralarında yer aldığı 57 İslam ülkesinin yurttaşları, okumuyorlar. Kur’an’a göre yaşamıyorlar.

Peygamberimiz Muhammet Mustafa toplumu istişareyle (ortak akla) yönetmiş olmasına karşın, istişare yaparak ortak akla dayalı yönetilen Müslüman ülke yoktur. Müslüman ülkeler, tek kişinin aldığı kararlarla yönetiliyorlar.

Müslüman ülkelerin yurttaşları, Kur’an’da yer almayan, Kur’an dışı üretilmiş yapılar olan, Allah’ı ve dini kullanarak çıkar ve güç sağlayan tarikatların öğretilerine göre hareket ediyorlar.

Bağımlılık kültürü ve öğretilmiş ezberlerle hareket ederek ülkeyi yöneten tarikat mensubu liderlerin, yaptıklarının doğruluğunu ve yanlışlığını sorgulamadan benimsiyor ve onaylıyorlar.

Allah Kuran’da insanlar arasında ayırım yapılmamasını, insanlara eşit ve adaleti davranılmasını, emretmesine karşın, Müslüman ülkelerde eşitlik, adalet, dayanışma yoktur. Aksine, Allah’ı ve dini kullanarak güç, çıkar sağlayan tarikatlar ve tarikat mensupları arasında çıkar ve güç savaşı yaşanıyor. Hiçbir İslam ülkesinde barış ve huzur yoktur.

Nüfusunun %99’u Müslüman olan Türkiye’de, kendisini Müslüman partisi olarak tanımlayan, Allah’ı ve dini kullanarak siyaset yapan AKP, 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerde tek başına iktidara geldi. 19 yıldır tek başına iktidarda. AKP Genel Başkanı Erdoğan, 19 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’ni, istişare yapmadan tek başına aldığı kararlarla yönetiyor.

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın yönetiminde ekonomi çöktü. Erdoğan ve yakınları zenginleşirken, lüks ve şatafat içinde yaşarken, ülke ve toplum yoksullaştı ve geriledi. İşsizlik arttı. Üstüne üstlük bir de Erdoğan toplumu, inanlar, inanmayanlar, benden olanlar benden olmayanlar, Sünni Alevi, yerli ve milli olanlar yerli ve milli olmayanlar diye ayrıştırdı ve böldü. Toplumu bir arada tutan değerler, sevgi ve dayanışma yok edildi. Tolumun birliğinin, bütünlüğünün temeline dinamit konuldu. Ülkede barış ve huzur bozuldu.

Halkımıza çağrım, Türkiye ve toplum bu anlayışla yönetilmeye devam edemez. Devam ederse ülke ve toplum parçalanır ve bölünür.