Bizim için ülke karanlık, biz karanlığın içinden küçücük bir ışığa el uzatmaya çalıştıkça, bir karanlık daha ekleniyor hayatımıza... Sizin için nasıl dünya?

Biz teker teker azalıyoruz, teker teker aldatılıyor, teker teker şiddete maruz kalıyor, teker teker öldürülüyoruz. Ne kadar gündemindeyiz hayatın ya da ne kadar içindeyiz yaşamın. Biz yaşıyoruz, yarının garantisi olmadan. Gülümsüyoruz, birkaç dakika sonra ağlamayacağımızdan emin olmadan. Yaşıyoruz, yarına çıkmayacağımızı bilmeden. Her şeye rağmen umut besliyoruz, birilerinin elimizden çalacağını düşünmeden...

Teker teker, azar azar yok oluyoruz. Birer birer ezilip yıkılıyoruz. Siz ne yapıyorsunuz?

9 aylıkken de tecavüze uğrabiliyoruz, 92 yaşındayken de... Gençken de öldürülebiliyoruz, çocukken de... Çocukluk çağı, gençlik çağı, yaşlılık hiç fark etmiyor, teker teker azalıyor, teker teker yitiriliyoruz. Birkaç gün konuşuluyor, sonra unutuluyoruz. Ta ki yeni birimiz azalana kadar... Ta ki tekrar tekrar aynı şeyler yaşanana kadar.

Kurtarıcımız yok, engelleyenemiz yok, sevenlerimizin elinden, sevdiklerimizin elinden birer birer yok oluyoruz. En güvendiklerimizden, en yapılmayacaklara maruz bırakılıyoruz. Sesimiz çıksa da bir, çıkmasa da, hakkımızı arasak da aynı, aramasak da... Yakında dursak da yitiriliyoruz, uzaklaşsak da... Peki siz ne yapıyorsunuz?

Biz ne yapıyoruz? Biz nereye gidiyoruz? Nasıl bir ülkenin, nasıl bir yaşantısını hayat diye devam ettiriyoruz. Nereye kadar süreceğini bilmediğimiz günlerimize nasıl rahatça devam ediyoruz? Kimden ne geleceğini bilmeden adımlarımızı nasıl atıyoruz?

Söylenecek çok şey var aslında. Yazılacak çok fazla şey... Ne benim gücüm yeter buna, ne de sizin okumaya dayanır yüreğiniz. Ne ben kibarca yazabilirim düşüncelerimi, ne de siz utanmadan okuyabilirsiniz...

Gökyüzüne bakmayı bırakalım bugün. Kendimize bakalım sadece, yanımızdakilere ve değiştirebileceğimiz bir şeyler varsa, durmayalım, gücümüz yetmese de uğraşalım değiştirmeye. Belki hep birlikte iyi birileri olmayı başarabiliriz, ne kadar imkânsız görünse de...

Kadınlar Günü mü, o da kutlu olsun, bunca çirkinliğin içinde kutlu kabul edilebiliyorsa, bunca kadının gözyaşlarında boğulmadan kutlanabiliyorsa, kutlu olsun hadi, bir kadın giderken ve ona onlarcası daha eklenirken, kutlu olsun olabiliyorsa...

Emine Özel Summak