İki avukat birlikte bir lokantaya gitmişler. Çantalarından birer sandviç çıkarıp yemeye başlamışlar. Masalarına yaklaşan garson:
"Burada kendi yiyeceklerinizi yiyemezsiniz!" demiş.
Avukatlar; "Afedersiniz, bilmiyorduk..." demişler ve sandviçlerini değiş tokuş ederek yemeye devam etmişler.
  Türkiye de hukuk, yukarıdaki fıkrada anlatılan durum ile hemen hemen aynı durumda. Kişiye göre hukuk raflarda yerini almış, alıcısı ise; bugün güçlü ve herşeye muktedir olanlar. Kişinin içinde bulunduğu siyasi tavır, hukuk için önemli olmaması gerekirken, bugün adalet dağıtıcıları adaleti değil, verilen direktiflere göre suç dağıtmaktadır. Hukukta “bu bana göre suç değildir” yada “bu bana göre suçtur şuna göre olmaması benim için önemli değildir” gibi kurallar yoktur. Hukukun tanımı suç işlenmeden önce yapılmıştır. Suça yeni hukuki kaideler eklenmez. Kişiye göre, duruma göre şekil alan bir hukuk kuralı yoktur.
Akp hükümeti son yıllarda hukuk terazisine kendi “ ağırlıklarını” koymaya başladı. Kendileri için suç olmayan bir durum, bir başkasını rahatlıkla mahkum edebiliyor. Daha düne kadar Ergenekon davaları dolayısıyla, onlarca insan hapse atılmış, sonrasında kumpas kurulmuş, bizde uyuyormuşuz denilerek hepsi tekrar suçsuz bulunup serbest bırakılmıştır. Bu gün ise FETÖ operasyonları ile binlerce insan hapse atılmış, binlerce insan da işinden alıkonmuş durumda ve davalar devam etmekte. Ergenekon ve FETÖ davalarında suçlu olanlar tabi ki cezalandırılmalı. Bu iki davanın bütün bağlantıları ortaya çıkarılmalı, bunda kimsenin itiraz ettiği birşey de olamaz.
Akp hükümeti döneminde yaşanan bu davaların sebebinin FETÖ olduğu hükümetçe açıklanmış durumda. FETÖ bir terör örgütüdür deniyor. 15 temmuzda yaşananlar bunu kanıtlıyor zaten. Burda vurgulanması gereken tek husus, bu örgüte en büyük yardım ve yataklığı kim yapmıştır? Kim bunları bugün bu darbeyi yapabilecek konuma getirmiştir? Bunun sorgulanması en önemli husustur. Hükümet bu örgütle arasına, hukuka eklediği “ALLAH BİZİ AFFETTİSİN” maddesi ile mesafe koymuştur. Suçunu bu dünyada değilde, öbür dünyada çekeceğine karar vermiştir. Bu kural tabi ki sadece hükümet için geçerli.
Akp hükümetinde görev alan bugün bakanlık yada geçmiş hükümetler döneminde bakanlık yapan şahısların, belediye başkanlarının video kayıtlarında, Fetullah Gülen( FETÖ) hakkında söyledikleri ortada. Göklere çıkardıkları bu çok önemli şahıs, bugün yerin dibinde. Ekranlarda Bülent Arınç ve gökçek kapışması aslında savcılık için birer suç duyurusuydu, tabi ki kimse duymadı. Allah affetsin onları da! Suçun cezası buydu.
“Ne istediler de vermedik” demek bugün ben bu örgüte yardım ettim demek değil midir. Eğer “bunların alnı secdeye değdiği için temiz insanlar zannettik gibi bir kaide, suçu ortadan kaldıracaksa, bugün içeri atılan çoğu insan bu yanılgıya düşme hakkını neden kazanmaz. Hukuk birilerinin babasının oğlu mu ?
Hükümet kanadında, FETÖ’nün üst tabakasında muhalefet kanadında neden kimse bu yargılamalara konu olmuyor? Ülkeyi yöneten, denetleyen bu ülkenin siyasetçileri FETÖ’nün kıyısından bile geçmedi öyle mi? Ekranlardan millete pohpohladığınız bu örgütü, sırf insani duygularından dolayı maddi yardımda bulunmuş, maneviyatı için beraber zaman geçirmiş suçsuz günahsız insanların hayatını zehir etmeye ne hakkınız var? En başta siyasetçilerin yargılanması gerekirken siyasetçilerin övgülerine kanıp bu örgüte sempati duyanları yargılamak hangi hukuk anlayışı ile bağdaşır anlamak mümkün değil.
Bu gün ülkenin en tepesinden “akıllı olanlar” yurtdışına kaçtı deniyor. Kalanlar gerizekalı öyle mi ? Peki bu insanlar suçsuz olduğunu, adaletli bir şekilde yargılanırsam, suçsuzluğun ortaya çıkar deyip, bu ülkenin adaletine güvenenler olmasın! Kanıtlı, suçu sabit olanlar tabi ki cezalandırılsın fakat hepsini manevi anlamda ülkesinden nefret edecek söylemlerde bulunmanın bir yararı var mı ?
Hukuk herkese lazım! Hukukun temeline dinamit konması yanlış. Kafasına göre hukuk koyanlar, yarın bir başkasının kafasına koyduğu hukuk kuralları ile yargılanır hale gelir. Fıkradaki durum gibi kendince hukukun etrafından dolanıp suçu ortadan kaldıramazsınız. Bu ülkede şu anda anayasada “ALLAH BİZİ AFFETSİN” diye bir aklama maddesi mevcut değil. O yüzden anayasa da belirtilen hukuk ilkelerine göre, suçlu kimse işlediği suç hangi cezayı gerektiriyorsa, kişiler buna uymak zorundadır. Bu kişinin isminin önünde hangi sıfat olursa olsun, hukuk için hiçbir anlam ifade etmez etmemelidir.
Fetö ülke içinde eğer temizlenmek isteniyorsa, asıl suçlu olanlara yönelmeli, yurtdışında Türkiye aleyhine propaganda faaliyetlerinde bulunanlar millete iyi anlatılmalı afişe edilmelidir. Bu mücadele tarafsız bir komisyona havale edilmeli, her bölgede halk doğru şekilde bilgilendirilmelidir. Hukuk ilkesinin, bu ülkeyi ayakta tutan tek güç olduğu asla unutulmamalı. Suçlu olanlar varsa tabi ki “ ALLAH AFFETMESİN” aksine bu ülkeye yaşattıklarından dolayı kahretsin !!!