Bir yılın yorgunluğunu tatil yaparak üstümüzden atabilmek adına şimdiden tatil planları yaparız kim neleri düşlemez ki kimi dağ havası olsun der, kimi orman havası, kimi yaylaya çıkalım der, kimi deniz, güneş ve kum olsun, kimi tarihi dokuların yoğunlukta olduğu yerleri benimser, kimi termal tesislerde şifalı kaplıcaları, kimi metropol şehirlerde sinema, bol bol alışveriş yapmayı hayal eder, kimi de bütçesi el vermediği için sadece evde oturup hayal eder tıp kı benim gibi…

           Çalışmak kadar dinlenmek, rahatlamak da önemlidir, tatil yapmak yorgunluğu atmak için olduğu kadar, bir sonraki yıla enerji depolayıp şevkle ve daha verimli çalışmak için yapılan ve insan tabiatının ihtiyaç duyduğu sosyal bir faaliyettir, içinde bulunduğumuz hayat şartları, meşru çerçevede eğlenmeyi, dinlenmeyi ve tatil yapmayı zaruri hale getirmektedir….

           Bütün bir yıl boyunca aynı ortamda, aynı şartlarda, aynı insanlarla aynı işi yapmak bile insanda yorgunluk, ve bıkkınlık meydana getirebilir, insan günlük hayatta kısa süreli dinleniyor olsa bile uzun süreli gözden uzak bir yerlerde dinlenmeye ihtiyaç duymaktadır…

            Tatil yapmak bir bakıma stresten kurtulma imkanıdır.

            Güzel bir tatil yapmak monoton bir hayattan, belirli bir çevreden kurtularak rahatlama imkanı sağlar, sağlıklı yaşamaya, çalışma gücünün sürdürülebilir olmasına, bedensel ve zihinsel yıpranışın telafisine imkan verir, nitekim sosyal bir ihtiyaç olan tatil ve eğlence, çağımızın aynı zamanda çalışma verimi ve toplumsal yarar açısından zorunluluk haline gelmiştir…

            İki kutuplu bir dünya düzeni ne yaparsın, bir de kaf dağının ardı vardır onlar mevsimlik işçilerimiz…

            Koca koca kasalar ve eski püskü kasalarında ve tıka basa dolan minibüslerle ırgat taşırlar her mevsim bahardan yaza dönünce ya tarım işçisidir Çukurova’ya pamuk, Malatya’ ya kayısı, karedeniz’ e çay, tütün, fındık, tarlalara çapa yapmaya giderler, yada inşaat işçisidir, büyük şehirlere inşaatlara giderler, kendi kafalarını sokacak bir yuvaları yokken çocukları yuvalarında rahat uyusunlar diye evler yaparlar, bazıları çoluk çocuk toplanır, karı, bacı, gardaş, hep beraber göçerler o mevsim doyacakları diyarlara, o kış kim bilir nasıl geçmiştir, köylerinde, dağlarda, karda ve kışta, biraz para kazanabildiyseler ve Allah ne verdiyse sallarlar tencereye…

             Bilmeyiz- anlamayız, belki aklımıza bile gelmez mevsimlik işçiler…

             Yine de şükür ederler canımız sağ diye tatil mi dediniz hayal bile edemezler sevgilerimle…