TARIK AKAN!

Oyuncu, yapımcı ve yazar.
Tarık Akan aydın bir sanatçı olmanın hakkını veren bir kişiydi.
 "Tarık Akan’ın kırk beş yıllık sinema hayatında oynadığı rolleri inceleyerek şu kanıya ulaşmamız kolay. 
 Oyunculuğuyla, sanatıyla doldurdu; ezilen , horlanan, sömürülen halkı canlandırdı,  sinema perdesinden uyarlanan her filmde hayatı, haksızlıkları sorguladı. 

 12 Eylül’de birkaç ay hapis yattı. 1984’te 12 Eylül’e karşı verilen Aydın Bildirgesi’ni imzalayanlardan biriydi.  Silivri hapishanesinde aydınlar yargılanırken ,  mahkemeye girmek için örülen polis barikatını zorlayan  biriydi. ( AKP Cemaat ortaklığı Ergenekon adını verdiği Faşizme karşı nasıl dik durduğunu hiç unutmayacağız)
 
Halkın sancılarına duyarsız kalmamış 
1978’de Sürü ve Maden’de oynadığı emekçi rolleriyle bunu düşünceleriyle bütünleştirmiştir.

Toplumun  ahlaki ve kültürel değerlerini yozlaştırdığı, mülkiyet ve parayı tüm değerlerin üstünde  görenlere inat oynadığı zengin köşklerdeki delikanlı  rollerinde aşkın, insani değerlerin burjuva çürümesi karşısındaki direnişini filmlerinde başarıyla sergilemiştir. 

1970'li yıllarda  yükselen sınıf mücadelesi, işçi sınıfını sendikalarda örgütlenmeye yönlendirmişti. Büyük işçi direnişleri ve grevleri olurken , Tarık Akan" nın  filmlerinde de bu grevin yansımalarını görebilirsiniz..

 Tarık Akan, Maden filminde, haklarını almak için sendikacılarla hareket eden ve bilinçlenen işçi Nurettin rolünü oynadı. Yılmaz Güney’in hapishanede senaryosunu yazdığı, Güneydoğu’dan Ankara’ya getirilen bir sürünün yolculuğu ekseninde 70’lerin sonunda Türkiye kapitalizminin bir panoramasını yani genel durumunu  sergileyen Sürü’de Tarık Akan, sermayenin yaşama olanaklarını ortadan kaldırdığı Kürt göçer aşiretinin yeni evli genci Şivan rolünü üstlendi. 
Yılmaz Güney’in yazdığı, Zeki Ökten’in yönettiği Sürü, kapitalizmle Türkiye insanının geleceğinin olmadığını bize yıllar önceden haber vermiştir.  Boğaz tokluğuna  çalışan sömürüye parmak basmıştır.

Başka bir  işçi filminde, Maden’in yönetmeni Yavuz Özkan’ın ikinci filmi Demiryol’da Tarık Akan’ı, bu kez, büyük bir marketin kamyonunu kaçırıp gecekondu mahallesinde halka dağıtan devrimci rolünde izleriz. 

 Demiryol, yetmişlerin toplumsal gerçeğini çözümleyici biçimde perdeye getiren önemli bir filmdir.
Demiryol, işçi sınıfı ve sosyalizm mücadelesini sinemaya taşırken, Yılmaz Güney’in senaryosundan Şerif Gören’in yönettiği Yol, 12 Eylül koşullarında, bayramda izne çıkan mahkûmların öyküsüyle, Kürt halkının ezilmesini, ataerkil değerlerin insan yaşamını yok etmesini gündeme getirir. 

Tarık Akan yüzün üzerinde oynadığı  filmlerle Türk emekçisinin, ezilmiş ve cahil bırakılmış köylünün, devlet, ağa, aşiret üçlüsü elinde tutsak edilmiş halkın  sinemadaki canlandırıcısı olmuştur. 

 Türk sinemasının uluslararası gösterilen ve tanınan birçok filminde başrolde Tarık Akan’ı görürüz. Örneğin  "Yol" filmi dünya sinemacılarına örnek teşkil etmiştir. 

Tarık Akan’la büyük bir sinema oyuncusunu ve karakterini  kaybettik.
Sürü’nün Şivan’ı, Yol’un Seyit Ali’si, Canım Kardeşim’in ağabeyi, Hababam Sınıfı’nın Ferit’i, Adak filminde uğradığı iftiradan kurtulursa oğlunu kurban adayan yoksul köylü Mümin, Ateş Böceği filmindeki , hayat dolu delikanlı, Maden’deki işçi Nurettin, Halkçı kaymakam,Kan’da Haydar Ali, Ses’ Çark’ta işçi Rauf, Bilgesu Erenus’un oyunundan yola çıkan İkili Oyunlar’da 68 Kuşağı devrimcisi,  Karartma Geceleri’nda şair Mustafa Ural, Nâzım Hikmet’in oyunundan uyarlanan Yolcu’daki makasçı ve onlarca hikâyenin baş kahramanıyla tarihimizi ve bizi bize anlatan Tarık Akan' dı.

Tarık Akan, Türkiye insanının, emekçinin büyük anlatıcısıydı. İnsan hayatını, rolleriyle bütünleştirmişti. 

Tarık Akan, sinema birikimini belgeseller yöneterek somutlamayı sürdürdü. İnsanlığın uzun tarihinin kalıtlarını, antik şehirleri belgeledi. Türk aydınlanmasının kısa başarısı Köy Enstitülerine de  eğildi.
 O 'nun mücadeleci ruhunu ,sanatını, duruşunu, emekçi anlayışını, insan sevgisini  unutmayacağız.  Işıklar içinde uyusun. Anısına saygıyla 
16.09.2019
Fatma Ulubey