Siyasetçi yazar Fatma Ulubey, ülke ve Adıyaman gündemine yönelik açıklamada bulundu.

“Türkiye çok geriye gitti”

CHP’nin bu ülkeye demokrasiyi, özgürlükleri getiren bir parti olduğuna işaret eden Ulubey, “Atatürk'ün kurmuş olduğu bir partidir. 1950 'den bu yana ülkeyi salh iktidarlar yönetmektedir. Bir dönem dağa taşa adını yazdıran rahmetli Ecevit bir umut olmuştur. CHP iktidar olamamıştır. Geçmiş dönemlerde koalisyonla ülkemiz yönetiliyordu. Halk artık koalisyondan bıkmıştı ve umudu AK Parti 'de buldu. Ve AK Parti 2002 genel seçimlerinde bu halka vaadleriyle topluma umut verdi ve iktidara geldi. 19 yıldır iktidarda. Ancak Türkiye çok geriye gitti.

“Demek ki biz kendimizi ifade edemedik”

Ulubey, CHP’nin bugüne kadar iktidar olamamasının nedenini açıklayarak, öz eleştiride bulundu.

CHP’nin aslında birikimli, deneyimli kadrolarla güçlü olduğunu vurgulayan Ulubey, şöyle devam etti:

“Eksiklik bizlerde. Bizlerin biraz daha sahaya inmesi, toplumun içine girmesi ve projeleri anlatması gerekiyor. Bu konuda kendimde de suç buluyorum. Demek ki biz kendimizi ifade edemedik. Genel Merkezimiz bir eğitim yuvası şeklinde çalışıyor. Bunların analizini yaptık. Önümüzdeki dönemler için CHP halka umut olmaya başlamıştır.

Gelişmiş ülkelerde  siyasi partinin liderleri insanlara projelerini anlatırlar. Büyük ekonomik külfetlerle seçim yapmazlar. İnsanlar liderlerin projelerini okur, o iktidar başa geldiği zaman hesap sorarlar. Bizde öyle değildir. Bizde toplum fakirleştirilir, onlar üzerinden siyaset yapılır. Bunu sosyolojik olarak bir dönem başardılar. Ama bundan sonra başaramayacaklar. Çünkü artık bu topluma vereceği hiçbir şeyi yok. Çiftçiyi üretimden yoksun bıraktı. Öğrencisini bir üniversiteye yerleştirmede başarılı olamadı. Bizim ülkemizde özellikle son zamanlarda kadın cinayetleri, çocuk istismarı, yoksulluk başını almış gidiyor. Artık bu topluma bir şey vadedemezler. Önce dini kullanıyorlardı. CHP gelirse çocuk parası kesilir denildi. Ama hepimiz biliyoruz ki çocuk parası dünya bankasının verdiği bir haktır ve gelişmekte olan tüm ülkelere bu hak verilmiştir. Türkiye'nin de altında imzası vardır. Hatta bu dönemde kesiliyor ve hak ettiği şekilde verilmiyor.

CHP hiçbir zaman mezhep üzerinden siyaset yapmayı etik bulmadı. İnsanın dini duyguları çok özeldir. Din üzerinden siyaset yapıp dini kirletmeyi ı doğru bulmuyoruz. Dini siyasete karıştırmak istemiyoruz. Mevcut iktidar dini siyasete alet ederek, insanların dini duyguları üzerinden hareket ederek ülkeyi bu hale getirmiştir. Ama halk bunlara inanmıyor artık. Biz farklılıklarımızla, farklı kültürlerimizle bir arada yaşamayı zenginlik olarak görüyoruz. Bu anlamda herkesin inancına da saygılıyız. Bu ülkeye diyaneti kuran CHP'dir. İmam Hatip'leri açan CHP'dir.

Ben Adıyaman'da bu dönem her şeyin değişeceğine inanıyorum. Çünkü insanlar artık umudu CHP'de buldu. CHP'nin 7 Haziran'da da emekliye ikramiye, taşerona kadro gibi ciddi projelerle haklın önüne çıktı. Biraz daha sahaya inmemiz gerekiyor.

Biz nasıl ki dini siyasete alet etmeyi red ediyorsak mezhep üzerinden siyasetçiliği de red ediyoruz. Biz sosyal demokrasiye inanmış bir partiyiz. Biz mezhep siyasetini red ediyoruz. Biz insan olamadıktan sonra alevi olmuşuz sunni olmuşuz ne çıkar? Bu ülkede herkes bir arada yaşıyor. Biz birlikte gökkuşağının renkleriyiz. Bizim güzelliğimiz budur.

Demokrasinin bu kadar yara aldığı bir dönemde Sayın Muharrem İnce'nin CHP'nin çatısı altında mücadele etmesi gerekirdi. İsteyen siyasi parti kurabilir ama gönül isterdi ki kendi içimizde hep birlikte bu dönemde mücadele etmiş olsaydık. Kendi partisinde çok da başarılı olacağına inanmıyorum. Ama takdir halkımızındır.”

Kayıp 128 milyar dolar iddiası

Ulubey, CHP’nin haklı olarak 128 milyar dolar üzerinde direttiğine değinerek, “Bu paranın hesabı verilmiş olsaydı 10 milyon işsiz insanımıza 1 yıl boyunca her ay 3’er bin lira maaş verilirdi. 1 milyonu aşkın esnafın 13 milyarlık kredi borcu faiziyle birlikte sıfırlanırdı. Bizim Genel Başkanımız hesap uzmanıdır. 1 yıl boyunca 1 milyon 600 bin yoksul vatandaşın doğalgaz faturası ödenirdi. Eba'ya erişemeyen 4 milyon çocuğumuza bilgisayar ve tablet temin edilirdi. 50 milyon vatandaşımıza 2 doz aşı yapılırdı. Benim sayabildiklerim bu kadar. Cevap alamıyoruz sonuna kadar soracağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin ne kadar önemli olduğunu bugün gördük. Yetkilerin sadece bir kişide olması bu tür yanlış şeyleri doğurur.” ifadesini kullandı.

“Çin Mars yüzeyine araç indirmeyi başardı, biz neleri konuşuyoruz?”

Ülkenin yönetilmediğinin altını çizen Ulubey, sözlerini şöyle tamamladı:

Ülke yönetilemiyor, bugün herkes görüyor. Bir anket yapın, halkın içine girin, esnafın kapısını çalın, göreceksiniz. Esnaflar kepenk indirmiş. 3 ayda 29 bin esnaf, 2 bin 6 yüz 94 şirket kapanmış. Cumhurbaşkanı'nın tarafsız olması gerekir.

Bizde ‘Devlet Baba’ kavramı vardır, bu devletin herkesi kucaklaması gerektiği anlamına gelir. Son zamanlarda gazeteciler konuşamıyor, yazarlar yazamıyor. Giderek yaygınlaşan bir korku toplumu var. Aslında saygı çerçevesi içinde konuşan, düşüncesini ifade eden insanlar olmalı. Bugün neredeyse siyasi partilerin bile onları eleştirmeleri suç haline gelmiş. Türkiye'de herkes kendisine bir otosansür uyguluyor. CHP 'nin vekilleri yürekli bir şekilde Türkiye'nin sorunlarını gündeme taşıyorlar. Bir toplumu aşıyla, işiyle korkutuyorsanız orada demokrasi yoktur. Demokrasi günümüzde derin bir yara aldı.  

Bugünkü okuduğum haberde Çin Mars yüzeyine araç indirmeyi başardı. Biz neleri konuşuyoruz? Sulu tarımı, içeride olan gazetecileri, yoksulluğu, eğitimde ne kadar gerilediğimizi konuşuyoruz. Biz neden bilim adamı yetiştiremiyoruz, neden güçlü bir Türkiye olmuyoruz, neden dünya ülkeleriyle yarışamıyoruz,  bunu konuşsaydık daha iyi olurdu.”

Kaynak : PHA
Kaynak: pha