Ulubey yayımladığı mesajında, Cumhuriyet'i tanımlayarak, "Egemenliğin millete ait olduğu bir yönetim şeklidir. Bir ülkenin akıl kurallarıyla, yasalarla yönetilme şeklidir." dedi. 

Mustafa Kemal Atatürk'ün 1921'de Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmasından alıntı yapan Ulubey, şöyle devam etti:

"Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme, bizi yutmak isteyen kapitalizme baş kaldırmayı ilke edinmektir Cumhuriyet. Bu yıl, 97.yıl dönümünü kutlayacağımız Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden ,"Ya İstiklal Ya Ölüm" ilkesi ile başlatılan Milli Mücadele ve kurtuluşa giden Kurtuluş Savaşı'nın mihenk taşlarından 1915'teki Çanakkale Zaferi!...23 Temmuz -7 Ağustos 1919 tarihlerinde Erzurum, 4 -11 Eylül 1919 tarihlerinde ise Sivas Kongresi ve akabinde 23 Nisan 1920'de milli iradeye dayanan Türkiye Büyük Milet Meclisi açılmış ve yayınlanan beyanname ile bütün dünyaya, egemenliğin kayıtsız, şartsız millete ait olduğu ilan edilmiştir. Bu şekliyle aslında ismi konulmamış bir Cumhuriyet devleti  mesajı verilmiştir."

Ulubey, bin bir zorluklarla başarılan Milli Mücadele'nin ve Kurtuluş Savaşı'nın  zaferle sonuçlanması, Lozan Antlaşması'yla bağımsızlığımızın bütün devletlerce onayı artık devlet yönetiminin daha açık bir şekilde isimlendirilmesini kaçınılmaz kıldığını söyledi.

"Cumhuriyet hiç tartışmasız laik temellere oturan bir rejimdir"

29 Ekim 1923 günü yapılan bir anayasa değişikliği ile beklenilen an geldiği ve Cumhuriyetin ilan edildiğini hatırlatan Ulubey, şöyle devam etti:

"Bugün geldiğimiz süreçte Cumhuriyeti sıradanlaştıranlar, Atatürk'ü sürekli tartışmaya açanlar bilsinler ki bu ülke vatanseverlerin, inatla vazgeçmediği bağımsızlık ruhuyla kazanıldı.Bu ruh Mustafa Kemal Atatürk gibi eşsiz bir  liderin sayesinde oldu. Cumhuriyet, halkın yönetimde söz sahibi olduğu, demokratik bir yönetim şeklidir. Halk, yöneticisini kendi seçer. Cumhuriyet kavramında, egemenlik milletindir.

Cumhuriyet hiç tartışmasız laik temellere oturan bir rejimdir. Laiklik ilkesi hem Atatürk ilkesinin hem de Cumhuriyet ilkesinin en önemli yapı taşlarından birisidir. Cumhuriyetin vazgeçilmez ve değişmez ilkesidir. Cumhuriyetin en temel öğelerinden biri de hukukun üstünlüğü ilkesidir. Hukuk devletinin en önemli unsurlarından biri kuvvetler ayrılığı ilkesidir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi ile denge ve denetleme mekanizmaları, yasamanın üstünlüğü düşüncesini gerçekleştirir, yürütmenin yasamanın çıkardığı genel normlara yani kurallara  tabi kılınmasını sağlar ve yargıyı bağımsız bir güç olarak inşa ederek devletin faaliyetlerinin denetlenebilirliği ilkesini inandırıcı hale getirir. Aksi halde denetleme mekanizması ortadan kalkar ve güven sarsılır."

Cumhuriyet'i demokrasi ile taçlandırmak kavramında tüm vatandaşların birbirleri ile eşit haklara sahip ve özgür olduğunu aktaran Ulubey, "Eğer demokrasi ve Cumhuriyet kavramı birbirlerinden koparsa, o toplum artık özgür bir toplum değildir. O tür toplumlarda baskı vardır. Demokrasi olan toplumlarda tüm vatandaşlar özgürce fikrini ve düşüncesini söyleme hakkına sahiptir. Mustafa Kemal Atatürk kurucusu olduğu Cumhuriyet'i şöyle ifade eder; Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir."

Ulubey, demokrasi, hak ve özgürlükleri ilk sıraya koyan, insanların huzur, güven ve refah içinde olduğu, kimsenin kimseyi ötekileştirmediği, kadın ve erkeğin omuz omuza mücadele verdiği sen ben ayrımı yapmadan birlik beraberlik içinde ancak Atatürk'ün istediği çağdaş muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkılabilineceğini vurguladı.

"Atatürk'ü anlamak laik Cumhuriyeti anlamakla başlar"

Atatürk'ü anlamanın laik Cumhuriyeti anlamakla başladığını altını çizen Ulubey, "Bu anlamda hepimize büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sı, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu söylüyor. Fakat bugün bu önemli kavramların ne kadar örselendiğini görüyoruz. 

Bu durumda ülkeyi 18 yıldır tek başına  yöneten AK Parti hükümeti laiklik ilkesinden tutun da siyaseti, devlet işlerini, kadrolaşmayı, yargıyı, hukuku, eğitimi dinin baskısı altına alan, gazete ve televizyon kapatan,, medyada sansür ve oto sansür uygulayan, gazetecileri, yazarları, akademisyenleri, siyasetçileri  haksız yere hapislere atan, düşünce ve ifade özgürlüğünü  baskılar altına alan, dayattığı ve fiilen hayata geçirdiği Başkanlık sistemiyle Meclis'i işlevsizleştirerek ülkeyi getirdiği nokta gün gibi ortadadır." şeklinde ifade etti.

"Yaşasın Cumhuriyet"

Ulubey, pandemi süreciyle birlikte ayyuka çıkan işsizliğin, yoksulluğun, yaşanan hukuksuzluğun derin tahribat yaratığını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu tarihi gün, Cumhuriyet'in 97. yıl dönümünde  bizi biz yapan ortak değerlerimiz etrafında her zamankinden daha güçlü bir şekilde kenetlenme günüdür. Saltanatı yıkan Cumhuriyet'i kuran Atatürk'ün bize gösterdiği aydınlık yolda yürümeye devam edeceğiz. Bağımsızlık ruhunu bizlere aşılayan başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk , silah arkadaşlarını ve bu topraklar için canını seve seve veren tüm adsız kahramanlarımızı saygı, rahmet ve şükranla anıyorum. Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun. Yaşasın Cumhuriyet!."

Kaynak : PHA
Kaynak: pha