Ulubey, yazılı açıklamasında, koronavirüs salgını nedeniyle her gün yaklaşık 250 kişini hayatını kaybettiğini belirterek, "Düşünün her gün 250 belki daha fazla insan ölüyor ülkemizde, her zaman dediğim gibi savaşta bile bu kadar insan ölmemişti. Daha ne kadar öleceğiz? Ölümler bu kadar sıradanlaştı mı? ya da kanıksadık mı?"dedi.

"Türkiye neden aşıda geç kaldı"

Dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı ülkelerinde Kovid-19’a karşı aşılanmalar başladığına işaret eden Ulubey, şu ifadeleri kullandı:

"Avrupa’da ilk başlayan İngiltere oldu. Diğer ülkeler de takip ediyor. ABD’de ilk aşılar yapıldı bile. Hatta ABD’de başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak olan seçilmiş Başkan Joe Biden kameralar önünde canlı yayında koronavirüsü aşısı oldu bile. Bakın Sağlık Bakanı Sn. Koca aşı 11Aralık'ta gelecek demişti. Hatta bir kaç gün gecikebilecek denildi, sonra 24 Aralık gibi söylemler kamuoyuna yansıdı. Daha sonra bizim aldığımız aşının Faz 3 çalışmaları henüz açıklanmadığı için aşı “resmen” kimseye yapılmıyor denildi.Benim üzüldüğüm nokta ,Bakanlığın şimdiye kadar bu ön hazırlığı yapması gerekmiyor muydu.

İlk etapta üç milyon doz önce sağlık çalışanlarımıza, tabii öncelik, önceden belirlenen risk gruplarında.İkinci aşama 65 yaş üstü deniliyor ama aşı yok ortada!...Durum böyle iken, ülkemizde aşı neden hala belirsizliğini koruyor? Şimdi haklı olarak,bu ülkenin bir vatandaşı olarak şu soruyu sormak zorundayım, Türkiye neden aşıda geç kaldı?.... Diyeceksiniz hangi konuda geç kalmadı ki.

Eminim halkımızın da soracağı soru şu; aşılar geldi mi?, gelmediyse ne zaman gelecek? Kovid-19'un bazı ülkelerde mutasyona uğrayıp bulaşma hızının artması nedeniyle ülkeler hızla yeni tedbirler almaya başladılar, çalışmalarını yeniden gözden geçirdiler. Şu ana kadar yetkili kurumlardan onay almış dört aşı var: Pfizer-BioNTech, Moderna, Astra-Zeneca ve Rusya'daki Gameleya Enstitüsü'nün üretimi olan Sputnik V aşısı…Bize gelince, ülkemiz ilk Çin aşısına onay veren ülke oldu. Neden sadece Çin aşısı? Halkın bu konuda çekinceleri var."

"Virüse yakalanıp ilaç içmeyen çok hastaya tanık oldum"

Ulubey, "Günlerdir koronavirüsle mücadele eden biri olarak söylüyorum.  Bu virüse yakalanıp ilaç içmeyen çok hastaya tanık oldum, ortalıkta dolaşan  bilgi kirliliğinin kurbanı olan, ilaç içmediği için fenalaşıp hastaneye kaldırılan ama ne yazık ki kurtarılamayan o kadar insanımız var ki!..Biz bu ilaçların mutlaka içilmesi konusunda bile halka güven vermemişiz. Aşı konusunda güven verebilecek miyiz?..."dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, bu ayın başında Çin şirketi Sinovac'ın geliştirdiği aşının ilk partisinin 11 Aralık tarihinde geleceğini ve ruhsat için gereken incelemelerin yapılacağını belirttiğini hatırlatan Ulubey, şöyle devam etti:

"Bakan Koca 'Aralık sonuna doğru yoğun bir şekilde aşı yapmaya başlamak istiyoruz. İnaktif dediğimiz, daha önceden teknik olarak iyi bildiğimiz, yan etkisinin de az olduğunu düşündüğümüz aşıdan 50 milyon dozluk sözleşme imzalandı' demişti. Bakan ayrıca Pfizer-BioNTtech ile, başlangıçta 1 milyon, tamamında da 25 milyon doz aşı alabilmek için görüşme halinde olduklarını söylemişti. Ancak aradan geçen günlere karşın Sinovac'ın ürettiği aşının ilk partisi gelmedi. Gecikmenin nedeni ve hangi tarihte geleceği konusunda bir açıklama yapılmadı. Ayrıca bu aşıyı getirecek firmanın adı ve aşının doz fiyatı -ısrarlı sorulara karşın- kamuoyuna duyurulmadığı yazıldı,çizildi."

Ulubey, açıklamasına Gazeteci Uğur Dündar'ın twitter da yaptığı bir paylaşımda, Sağlık Bakanı Koca'ya sorduğu soruları paylaştı:

"Çinli Sinovac Şirketinin Brezilya'daki Faz-3 çalışmaları sonuçlanmış olmasına karşın, resmi raporlar niçin yayımlanmadı? Türkiye'deki faz-3 deneyleri neden durduruldu?Faz-3 sonuçları açıklanmadan Türkiye'de aşılama başlayacak mı?.."

Bu sorunların mutlaka cevap bulmasının gerektiğine dikkat çeken Ulubey, "Bakın elbette ülke olarak bu zorlu süreci iktidarıyla,muhalefetiyle hep beraber aşacağız, fakat bizim ülkeyi yönetenlerden beklentimiz; aşı bilmecesinden bu halkı aydınlatmaları, yaptıkları doğru ve yanlışları halkıyla paylaşmalarıdır.

Bu çok da zor değil. Geçtiğimiz günlerde Almanya'nın başbakanı Angela Merkel yaşlı gözlerle halkına bir konuşma yaptı, halk onu dinledi ve içtenliğine inandı. Merkel; "Çok üzgünüm, çok üzgünüm zira hayatını kaybedenlerin sayısı 596'ya ulaştı. Bunu kabul etmem mümkün değil. O nedenle 10 Ocak tarihine kadar sürecek 26 günlük tam kapanma kararı aldık. Bu süreçte sosyal devlet olmanın gereklerini eksiksiz yerine getireceğiz…"şeklinde bir konuşma gerçekleştirmişti.

Tam kapanma demişken, bu konuda ülkeyi yönetenlere çok çağrıda bulundum,  hatta bu konuyla ilgili duyarlı gazeteci arkadaşlarımız da yazdı fakat nafile. İşte bizim ülkemizde de siz evde kalın, sizin canınız, sağlığınız benim için çok önemlidir, ben sosyal devlet olmanın gerekliliğini yaparım diyen ülke yöneticilerine ihtiyaç var. Ben, halkım için varım diyebilen halktan bir şey gizlemeyen, halka karşı şeffaf olan yöneticilere ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.

"Sağlık konusu siyaset üstüdür, dilerim aşı konusundaki belirsizlikler bir an önce giderilir" diyen Ulubey, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Bu ölümlerin önüne bir an önce geçilir. Zorunlu olmadıkça kuralları gevşetmeyin, görünen odur ki iş başa düştü, kendinize çok dikkat etmeniz gerekir."

Kaynak : PHA
Kaynak: pha