Milletvekili Taş, konuşmasında, kurulduktan yaklaşık 1 yıl sonra yapılan genel seçimde iktidara yürüyen AK Parti’nin, bu dönemde vesayet odakları, devlet içinde yapılanan terör örgütleri ile sanayi ve iktisadi alanlardaki yasaklarla, hak ve özgürlükler önündeki yasaklarla mücadele ederek bu günlere geldiklerini kaydetti.

“Kaçak tütünle, yerli tütün karıştırılarak satıldı”

Partinin 2007’deki e-muhtıra, AK Partiye açılan kapatma davası, gezi olayları, Cumhuriyet mitingleri, 17-25 Aralık darbe girişimi ve en son olarak da FETÖ terör örgütünce gerçekleştirilen 15 Temmuz hain darbe girişimine rağmen hükümetin dim dik ayakta durmayı başarmış yatırım ve icraatlarına devam ettiğini vurgulayan Taş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 “İlimizin önemli geçim kaynaklarından biri olan ve ilimizle özdeşleşmiş tütün konusuna gelince o zamanlar Adıyaman Ziraat Odası Başkanlığını yürütüyordum bırakın satışını içimi dahi yasak olan tabakadaki tütünü yakalayıp işlem yapıyorlardı. Dağlık bölgesindeki tütün üreticimizin mağduriyetinin giderilmesi için milletvekillerimizle görüşmeler gerçekleştirdik.

2008 yılında Ahmet Aydın vekilimizin vermiş olduğu önergeyle 50 kg’a kadar tütünün taşınması ve içilmesi serbest hale getirildi. Ne yazık ki bazı kendini bilmez sözde tüccarlar devreye girerek 50 kg taşınması serbest tütünü istismar ederek ovada yetişen tütünlerle Tokat’ta, Hatay’da, Türkiye’nin dört bir yanından hatta kaçak yollarla yurt dışından getirdikleri tütünleri dağlık bölgemizde yetişen kaliteli tütünlerle harmanlayarak satma yoluna gittiler.  Bu oran Adıyaman tütün kapasitesinin çok çok üstünde tonlarca tütün piyasaya satılınca kolluk kuvvetleri müdahale etmeye başladılar.

Dağlık bölgede yetişen tütünü nasıl kayıt altına alıp yasal bir zemine getirip piyasaya arz ederiz diye ziraat odalarıyla, tütün üreticileriyle, tütün platformuyla toplantılar yapıldı. Hatta o dönem Sayın Abdurrahman Tutdere platform sözcülüğü yapıyordu. Hepsinin ortak önerisi, üretici kendi kooperatifini kursun kayıt altına alarak piyasaya arz etsin. Bu nedenle 2017 yılında 7061 sayılı kanunla tek başına içim özelliğine sahip tütüne kooperatif kurma hakkı verildi. Bundan sonra da çiftçilerimiz kendi kooperatiflerini kurdular. Baktık ki kooperatiflerimiz özel firmalarla rekabet etme imkanları yok, 2018 yılında 7144 sayılı kanunla da özel firmalarla tütün kooperatiflerimizin rekabet edebilmeleri için daha önce kooperatiflerimizde de aranan yeni teknoloji şartı kaldırıldı.” 

Alınan ÖTV oranının yüzde 80’den, yüzde 40’a çekildiğini aktaran Taş, “Aynı zamanda tütün ticareti yetki belgesinden  alınan harç bedeli yüzde 10 civarına çekilmiştir. Örneğin bir şirkette harç bedeli 72 bin TL iken kooperatiflerden alınan harç bedeli sadece 7 bin 200 TL’dir. Tesis kurma yetki belgelerinden alınan harç bedeli yine kooperatifler için yüzde 10’dur. Yine örnek verecek olursak bir şirket 280 bin TL öderken, kooperatifler 28 bin TL ödemektedirler. Bunların yanı sıra daha önce yapılan düzenlemelerle 09 Ocak 2002 tarihinde çıkarılan 4733 sayılı kanun ile sözleşmeli tütün tarımı getirildi ve 200 kg’a kadar olan sözleşmeler başladı. Yine 28 Ekim 2020 tarihinde yürürlüğe giren 7255 sayılı kanunda yapılan değişiklikle sigara ve tütün mamüllerinde tütünün en az yüzde 30’unun yerli tütün olması zorunluluğu getirildi.” diye konuştu.  

"Tütün üretimine kota getirildi, ithal tütünün önü açıldı"

Taş, konuşmasına şöyle devam etti:

“2002 yılında Türkiye genelinde üretilen 159 bin 520 ton tütünün 5 bin 925 tonu,  2003 yılında üretilen 112 bin 156 ton tütünün 6 bin 462 tonu, 2018 yılında üretilen 65 bin 483 ton tütünün  6 bin 46 tonu, 2019 yılında üretilen 68 bin 223 ton tütünün 9 bin 797 tonu, 2020 yılında üretilen 65 bin 405 ton tütünün 11 bin 906 tonu Adıyaman ilimizde üretilmiştir. Bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere Adıyaman da üretilen tütünün miktarı her yıl artış göstermiştir.  

AK Parti daha kurulmadan 2001 yılında Ecevit’in Başbakanlığı döneminde Tekel Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 05.02.2001 tarihli 2001/06 sayılı kararı ile  özelleştirme kapsamına alınmış ve süreci başlatılmıştır. Yerli tütün tümden bitme noktasına gelmiştir.Tütün üretimine kota getirildi. İthal tütünün önü açıldı. Sigara fabrikalarının tamamı satıldı. Tütün depoları ve işleme merkezleri kapatıldı. Tütün piyasası yüzde 95 oranında yabancıların eline geçti.”

"Bugüne kadar tütün üreticimizin hep yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz"

Kentin önemli geçim kaynaklarından biri olan tütünü, 2001 yılında dönemin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş tarafından kısıtlandığını savunan Taş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Getirilen bu kısıtlama  ile o zaman iktidarda olanlar yüzünden vatandaşımız mağdur duruma düşmüştür. Aynı şekilde, onlar tütünü yasaklarken biz almış olduğumuz tedbirlerle tütün üretimi artmış ve artmaya da devam ediyor. Şimdi soruyorum size vatandaşımızı mağdur eden hükümetimiz mi? Yoksa siz misiniz? Bildiğiniz gibi uzun zamandır gündemi meşgul eden tütün sorununu, 1 Temmuz itibariyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan torba yasa ile “yetki belgesi” almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlara uygulanacak hapis cezasının 6 ay süreyle ertelenmesini sağlayacak kanun teklifimizi TBMM Başkanlığına sunduk. Bugüne kadar tütün üreticimizin hep yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz.”

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha