Adıyaman'ın Gölbaşı İlçesinde 1999-2004 yılları arasında 1 dönem belediye başkanlığı yapan Sait Özer, Perre Haber Ajansına değerlendirmelerde bulundu.
İlçede 1965-1966 yıllarında yeni mezun genç bir öğretmen olarak hem ilkokulda hem ortaokulda görev yaptığını anımsatan Özer, günümüz eğitimi, ekonomi ve ülke sorunlarına değindi.
Özer, medeni yada sosyal insan olabilmek için sır gerektirmediğini belirterek, "İyi bir aile iyi bir çevre ve iyi bir eğitimin sonucu iyi olmanın temelidir. Bu temel de yetişen insan sevgi ve hoşgörü ile beslenir. Kendi hakkı kadar tüm insanların hakkını düşünür. Bencil olmaktan kurtulur, eleştiriye açık olur. Daha da önemlisi kaliteli ve sağlıklı toplum için emek harcar. İşte sana medeni insan."şeklinde ifade etti.
- "TÜRKİYE İNSANI ORTADOĞU HALKININ YAŞADIKLARINA BAKSIN"
Özer, Atatürk'ün Cumhuriyeti kurarken, çağdaş ve medeni toplumu hedef gösterdiğine işaret ederek, şunları dile getirdi:
"Bu doğrultu da yürürsek hedefe varırız. 17 yıllık AK Parti iktidarında eğitim sistemi her yıl değişen yamalı bohçaya döndü. Liyakat sahibi uzman kişilerle eğitimi dizayn etmezsek, medeni insan yetiştiremeyiz. Kısaca Türkiye insanı Ortadoğu halkının yaşadıklarına baksın. Baksın ve desin ki iyi ki Atatürk Cumhuriyeti var iyi ki Atatürk gibi geleceği gören bir önderimiz var desin."
- "ÜNİVERSİTELİ GENÇ İŞSİZLER ORDUSUNA HER YIL YENİLERİ EKLENİYOR"
Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin işsizlik olduğuna işaret eden Özer, çoğunluğu üniversite mezunu olan genç işsizler ordusuna, her yıl yenilerinin eklendiğini söyledi.
Özer, şöyle devam etti:
"Halkın sağcısı solcusu olmaz. İnşaatta, maden de, tarım da ya da esnaf ne olursa olsun sorunları ortaktır. İktidarın görevi liyakat ve başarıya göre sıralama yaparak işe almaktır, sorunları çözmektir. Çözümüne gelince çalışma ve üretim alanlarını artırmak. Yeni iş kolları yaratmaktır bu konuda tarım alanlarının yeni ürünlerle işler hale getirmek gerekir. Ekonomik ve sosyal olarak güçlü olmamız kaliteli üretimden geçer.Tarım politikamızı gözden geçirmemiz gerekir. İthal ürünlerle rafları donatmak demek, çiftçilerimizi üretimden ve çalışmadan alıkoymak demektir üretmeyen bir çiftçinin hem kendisine hem ülke ekonomisine katkısı olmaz. İsraf konusunda daha duyarlı ,üretime yönelik harcama yapmalıyız. Karşılığı olmayan harcamalar israfa girer. Ekonominin gerilemesine ve halkın yoksullaşmasına sebep olur."
-" PARASIZ ÇALIŞTIĞIMIZI GÖLBAŞI HALKI BİLİYOR"
1999 yerel seçimlerinde CHP'nin baraj altında kaldığını anımsatan Özer, "Ben belediye başkanlığı seçimini kazandım. Gölbaşı halkı güven duyduğu kişiye sağ-sol ayrımı yapmadan oy verir. Partimizin bütünlüğü ve benim halkla olan sıcak ve samimi ilişkilerim sonucu kazandık. Çok zor şartlar da parasız çalıştığımızı Gölbaşı halkı biliyor. İkinci seçim de parti içinde bütünlük olmayınca seçimi kaybettik."dedi.
-"BAŞKANIN DAHA BAŞARILI OLMASI DİLEĞİMİZDİR"
Özer, parti içinde birlik ve beraberliğin olduğunu vurgulayarak, açıklamasını şöyle tamamladı:
"İskender beyin de genç olması seçim bürosunu erken açması ve kısa zaman da gerek gençlerle gerekse halka sıcak ilişkiler kurması etkili oldu. Önce ki açıklamam da Gölbaşı halkının sağ-sol ayrımı yapmadan güven duyduğu adaya oy vereceğini belirtmiştim. Bu özellik oy farkının artmasının nedenlerinden biridir. Belediye başkanımızın başarılı olmasına gelince, genç ve iş ortamından geldiği için işe iyi başladı. Halkımız şuan da çalışmaları izliyor yapılan çalışmalar halkta olumlu tepkiler alıyor. Başkanın daha başarılı olması dileğimizdir. Bunun için yetenekli ve çalışkan bir ekibe ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak bize düşen görev, Gölbaşı halkını rahatlatacak çalışmalar yapılması için yönlendirici olmaktır. Gölbaşı halkını ve tüm ülkemizi mutlu ve güler yüzlü görmek dileklerimle."
Kaynak : PHA