Kentte temaslarda bulunmak üzere gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Hatay Milletvekili İsmet Tokdemir'i, CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, CHP Adıyaman İl Başkanı Mehmet Sırrı Burak Binzet, CHP Adıyaman Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Buluş, Gölbaşı Belediye Başkanı İskender Yıldırım ve parti yönetimi karşıladı. 

Parti binasında düzenlenen basın toplantısında CHP Adıyaman İl Başkanı Mehmet Sırrı Burak Binzet, yaptığı konuşmasında, pandemi süreciyle ve AKP’nin kötü politikalarıyla oluşan ekonomik sıkıntılar içindeyken CHP'nin elini taşın altına koymaktan hiç çekinmediğini belirterek, "Bugünlerde bu ekonomik sıkıntılar yaşanırken bütün milletvekillerimiz Anadolu’ya yayıldı. Problemleri dinlemek, çözüm noktası olabilmek adına .Adıyaman’da şu anda misafir ettiğimiz Sayın Genel Başkan Yardımcımız Veli Ağbaba , sayın Hatay Milletvekilimiz İsmet Tokdemir ve sayın milletvekilimiz Abrurrahman Tutdere’ye hoş geldiniz diyorum."ifadelerini kullandı.

CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere,ise " Pandemi koşullarında zor şartlarda bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirterek, fiziki koşulların da elverişsiz  olduğunu toplantıyı en kısa sürede sonlandırarak saha çalışmalarına geçeceklerini söyledi.

Tutdere, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bugün burada her zaman Adıyamanlının yanında olan, adeta Adıyaman aşığı parlamentoda CHP'de emekçinin ezilenin halkın gür sesi her zaman kendisiyle gurur duyduğumuz, birlikte siyaset yapmaktan onur duyduğumuz Genel Başkan Yardımcımız Veli Ağbaba'yı Adıyaman’da ağırlamaktan büyük şeref duyduk. Bugün gerçekten Adıyaman için tarihi bir gün. Sebebi de şu: Hatay'ımız medeniyetler şehri  ..Gerçekten hem kültür mozaiği anlamında hem de partimizin kurucusu ilk Genel Başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de şahsi meselem dediği Hatay ilinin çok kıymetli bir vekili aramızda. CHP'nin ağabeyi, çalışkan, dinamik ve kucaklayıcı siyaset anlayışıyla partimize renk katan, güç katan bir milletvekilimiz aramızda. İsmet vekilim.."

Özellikle Adıyaman'ın yereline ilişkin birkaç değerlendirme yapacağını dile getiren Tutdere, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin genel siyasetine ilişkin genel değerlendirmeleri sayın genel başkan yardımcımız yapacaktır. Adıyaman’ımız Kovid-19 salgınında dillerden düşmüyor. Sağlık Bakanı her açıklamasında Adıyaman'ın şampiyonluğunu ilan ediyor ve bayramdan bu yana Adıyaman'ımızda kovid vakalarında hızlı bir yükseliş devam ediyor. Bu kovidden dolayı çok hemşehrimiz yaşamını yitirdi. Onlara Allah’tan rahmet diliyoruz. Şu an hastanelerde kovid illeti ile mücadele eden hemşehrilerimiz var. Buradan onlara da acil şifalar diliyoruz.

"Lütfen tedbirleri artırın"

Tabi Adıyaman'da vaka sayılarının bu kadar fazla olmasının sebebi, iktidar sözcülerinin yaptığı gibi halkın tek sorumluluğunda değil. Burada kanaatimizce daha önce de il örgütümüzle  bizler defalarca bu konuda Adıyaman'da ki sağlık kuruluşlarının iktidar  yetkililerini uyarmıştık aslında. Eğer siz tedbir almazsanız Adıyaman'da çok büyük bir olumsuzlukla halkımız karşı karşıya kalacak demiştik. Maalesef uyarılarımıza kulak asmadılar. Ve Adıyaman kovid de bu aşamaya geldi. Bu şekilde devam ederse  kış aylarında tablo daha da ağırlaşacak. Buradan bir kez daha bütün Adıyaman'a ve sağlık kuruluşlarına çağrıda bulunuyoruz. Lütfen tedbirleri arttırın.  Sağlık Bakanlığı’na da çağrıda bulunuyoruz. Hastanemizin fiziki koşullarını bir an evvel düzeltin doktor eksikliklerimiz de var o eksikliklerimizi de giderin çağrısında bulunuyoruz. Adıyaman halkına da bir çağrımız var: Tüm halkımızı maske mesafe ve hijyen konusunda duyarlı olmaya davet ediyoruz."

"İktidar Adıyaman'ımızı ihmal etmeye yok saymaya devam ediyor"

"Adıyaman denilince akla hep işsizlik yoksulluk ve sorunları çözülemeyen bir kent geliyor"diyen Tutdere, "Biz yıllardır bunu söylüyoruz. Genel başkan yardımcımız da defalarca Adıyaman'a geldi, hep bunları söyledik. Keşke bugün iktidar tarafından bu sorunlar çözülmüş bir halde olsa, keşke başka şeylerden bahsetme şansımız olsaydı. Ancak maalesef işsizlik konusunda yoksulluk konusunda, tarım konusunda iktidar Adıyaman'ımızı ihmal etmeye yok saymaya devam ediyor. Sulama projeleri konusunda maalesef söyledikleri hiçbir vaadi yerine getiremediler, hiçbir proje tamamlanamadı. Adıyaman halkı suyu seyretmeye devam ediyor. Gelirken vekillerime söyledim. Adıyaman bir yarım ada, etrafı sularla çevrili, ama Adıyaman çiftçisi hala kuru tarım yapıyor ve maalesef suya bakıyor. Bu konuda iktidara meclise gittiğim günden beri sürekli çağrılar yaptık, bu konuyu gündemde tuttuk. Ancak iktidarın vurdumduymazlığı devam etti. Projelerin tamamı şu anda askıda duruyor."şeklinde konuştu.

Bütün Adıyaman'ın GAP projeleri AK Parti iktidarı tarafından askıda bekletildiğini ileri süren Tutdere, AK Parti tarafından iktidara geldiğinden bu yana tütüne ilişkin baskıların, tütün üreticilerine ilişkin zulmün devam ettiğini vurguladı.

"Telefon, internet ve faks aracılığı ile 1 kg tütün satan üreticiye ağır para cezası"

Perşembe günü TBMM'ye gelen torba kanununda bir düzenlemenin yapıldığını ve CHP olarak önerge verdiklerine değinen Tutdere, şöyle devam etti:

"Ancak her zamanki gibi iktidar ve ortağı tarafından bu reddedildi. Bu önergede ne vardı? Şu anda mecliste oylandı, AK parti ve MHP'nin oylarıyla geçti. Telefonla, faksla veya internet ortamında 1 kg tütün satan veya 500 gr tütün satana 20 bin TL den 100 bin TL ye kadar ağır bir para cezası getirildi. Buradan tekrara yeni gelen bu düzenlemeyle de sürekli tütüncü için çemberi daraltıyorlar. İktidarın tütüncüye karşı olan kini nefreti maalesef devam ediyor. Getirdiği tekliflerde sürekli tütün üreticisini baskılamaya dönük yasal düzenlemeleri sürekli getiriyorlar. Bizler buna karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

Daha önce tütün konusunda Genel Başkan Yardımcımız Sayın Veli Ağbaba biz milletvekili seçilmeden önce de Adıyaman sorunlarının sürekli takipçisi oldu. Biz seçildikten sonra da  bayrağı devraldık. Parlamentoda bütün Adıyaman'ın sürekli sesi olduk. Bu sorunun çözümü konusunda iktidara çözüm önerisi sunduk, halkımızın taleplerini dile getirdik ve halkımızın bu konudaki mağduriyetlerinin giderilmesi için olayı takip ettik. Bundan sonra da takip etmeye devam edeceğiz. Eğer Adıyaman’daki sarmalık tütünde yasal anlamda bir adım atılmışsa, bu sizlerin ve CHP'nin mücadelesiyle olmuştur bunu da bütün Adıyaman halkını bilmesi lazım. Biz CHP olarak daima emekten, haktan, hukuktan yana bir parti olarak tütün üreticilerimizin de bu hakkını hukukunu sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz." 

"Adıyaman'ımızda her an bir deprem olabilir"

Deprem konusuna dikkat çeken Tutdere, deprem konusunda iktidarı sürekli parlamentoda da uyardıklarını söyledi.

Tutdere, "Adıyaman'ımızda her an bir deprem olabilir. Ancak iktidar 2018 yılında yaşadığımız depremin yaralarını daha saramamıştır. Samsat’ta, Kahta’da, Gerger’de Sincik’te çoğu vatandaşımız hala konteynırlarda yaşam mücadelesi veriyorlar. 3-4 kış geçirdiler, bu kışı da maalesef iktidarın AK Parti’nin vurdumduymazlığı ve buradaki siyasetçilerin beceriksizliği nedeniyle yine konteynırda geçirecekler."dedi.

Kentsel dönüşüm konusunda çoğu mahallede yapı stoğunun depremi  kaldırmaya müsait olmadığını ve yapıların çok eski olduklarını savunan Tutdere, "Bu yapıların da yeniden kentsel dönüşüm kapsamında depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekiyordu. İktidar bu konuda da hiçbir sözünü yerine getirmedi. Ve bu konuda da iktidar sınıfta kalmıştır."dedi.

"AK Parti Adıyaman'ı ihmal etmiştir, bu kesindir"

Adıyaman'ın yatırım konusunda da üvey evlat muamelesi görüldüğünü altını çizen Tutdere, şöyle devam etti:

"2 gündür hem Şanlıurfa’da hem Malatya’da arkadaşlarımızla beraber bir çalışma yaptık. Biz Adıyaman'dayken hep deriz çevre iller gelişti, Adıyaman geride kaldı diye..Dün benim bizzat organize sanayi bölgelerinde yapmış olduğum incelemelerde şunu fark ettim. Evet AK Parti Adıyaman'ı ihmal etmiştir, bu kesindir. Çünkü organize sanayi bölgesindeki işletmelerin kapasitesine baktığımızda Urfa'da, Malatya'da çok muazzam yatırımları gördük.

Ancak Adıyaman'da maalesef bu kapasitede hiçbir yatırım yok. Burada da yine iktidarın Adıyaman'ı üvey evlat olarak gördüğünü ihmal ettiğini çıplak gözlerimizle de gördük. Biz Adıyaman'ımızın da bundan sonraki süreçte çevresindeki illerle rekabet edebilecek, gelişecek potansiyele ulaşması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Ancak şunun da altını çizmek gerekir, 18 yılda Adıyaman'a hiç bir şey vermeyen AK Parti’nin bu saatten sonra Adıyaman halkına vereceği hiç bir şey yoktur. İnşallah en yakın seçimde Adıyaman halkı da AK Parti'nin 18 yıldır ihmal ettiği, görmediği kovid de bile bir maske vermediği, hastalarına bile bir serum vermediği bu kentin halkı bu iktidara da gerekli dersi verecektir.

Sayın genel başkan yardımcım örgütlerimizle beraber il başkanımız, ilçe başkanımız, belediye başkanlarımız ve yöneticilerimizle beraber Adıyaman'da kovide rağmen saha çalışmalarımızı, kardeşlik, birlik beraberlik içerisinde  sürdürüyoruz . Adıyaman'a ilişkin umutlarız. Adıyaman halkının yüzü partimize dönük,  CHP'ye dönük. Bu çalışmalarımızı da bu kararlılıkla sürdürüp CHP'yi hak ettiği yere taşıyacağız. Şundan emin olun. İktidarın ayak sesleri geliyor . CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde önümüzdeki ilk seçimde CHP'nin iktidarını halkın iktidarını her beraber kuracağız. Bundan emin olun. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum."

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da, her gün yeni bir gündemle uyandıklarını CHP'nin  halkın yaşamış olduğu sorunları tespit ederek açıkladığını söyledi.

"Esnaf haciz nedeniyle borçlarını ödeyemez durumda"

Geçtiğimiz günlerde esnafla ve eğitimle ilgili genel kurulda konuştuğunu, önümüzdeki günlerde de KOBİ ile ilgili konuşacağını aktaran Ağbaba, konuşmasına şöyle devam etti:

"Esnafla ilgili gündemin çok önemli olduğunu ve bu konuda da hükümete yapılan çağrının da bir kısmının yer bulduğunu görüyoruz. Dün AKP Grup Başkan vekili esnafla yapılandırmayla ilgili bir açıklama yaptı. Hem esnafla hem birikmiş borçlarla ilgili bir açıklama yaptı. Ancak esnafla ilgili olan kısmı biz yeterli görmüyoruz. Esnaf haciz nedeniyle borçlarını ödeyemez durumda. Bir an önce bu borçlara af getirilip, faizleri silinip, sicil affı getirilip esnafın krediye ulaşması gerekiyor. Ve bu yapılandırmanın da en az 5 yıl olması gerekiyor. Çünkü esnaf 8 aydan beri zaten işsiz, mart ayından beri zaten zor günler geçiriyor. Ayrıca 2018 ağustos ayından başlayan bir kriz var. Bu nedenle esnafın mutlaka SGK ya birikmiş borçlarını devletin karşılaması gerekiyor. Hacizleri kaldırıp sicil affıyla beraber esnafın rahatlaması gerekiyor. Eğer hükümet bu konuda samimiyse kendi yandaşlarına, beşli çeteye vermiş olduğu desteği esnafa da verir.

Geçtiğimiz günlerde okudunuz. Bir firmaya verilen destek tam 10 bin TL. bu beşli çetenin içindeki bir mücahitte yardım yapıldı. Aynı şeyin esnafa ve yoksula da yapılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz."

" Devletten hukuku çıkarırsanız ortada kocaman bir çete devleti kalır"

15. Ağır Ceza Mahkemesi dün yeni bir skandala karara imza attığını ileri süren Ağbaba, 14. Ceza Mahkemesi’nde Enes Berberoğlu ile ilgili bir karar verildiğini ve 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nin de itirazı reddettiğini ifade etti.

Ağbaba, her iki kararın Türkiye'de adaletin olmadığını ve hukukun askıya alındığını gösterdiğinin altını çizerek, şunları dile getirdi:

"Devletten hukuku çıkarırsanız ortada kocaman bir çete devleti kalır, kocaman bir terör devleti kalır. Eğer Anayasa Mahkemesi’nin ki hepimizi bağlayan bir kurumdur, Anayasa Mahkemesi üst mahkemedir, Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararlara bir başka mahkemenin o mahkemeyi yok sayarak karara vermesi skandalın ötesinde bir karardır. Bu, Türkiye’de terörün olmasına yol açar. Örneğin, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara uymuyorsan, ne diyor devlet.. Askerlik yapacaksın, vergi ödeyeceksin diyor. O zaman vergi ödemeyebilirsin. Eğer kural yoksa, sen bu kuralı tanımıyorsan vergi vergi ödemeyebilirsin, askerlik yapmayabilirsin. Bu sadece Enes Berberoğlu bağlamında düşünmeyecek  kadar ağır, sonuçları bakımından büyük bir karardır, ağır bir karardır ve Anayasa Mahkemesi’nin yok sayılmasıdır.

Buradan HSK mutlaka işlem başlatmalıdır ki başlatamaz. Çünkü o mahkemeler de emirle karara almıştır. Ama Anayasa Mahkemesi'nin bu hakim ve savcılarla ilgili kararı yok sayan hukuku askıya alan bu kararla ilgili gereken yapılmalı. Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını zaman zaman bizde eleştiriyoruz. Ama Anayasa Mahkemesi’nin kararları bağlayıcıdır. Anayasa Mahkemesi’nin karalarını yok saymak tanımamak  ülkenin terör devletine çete devletine geçişinin en önemli göstergesinden biridir.

"Türkiye kimsenin babasının çiftliği değildir"

Bu nedenle bu karar sadece Enes Berberoğlu bağlamında değil Türkiye’de hukukun geldiği noktayı göstermesi bakımından hepimiz için ibret verici bir durumdur. Bu kararın TBMM Başkanı maalesef TBMM'nin iradesini dört tane hakime teslim etmiştir. Dört tane saraydan emir alan hakime teslim etmiştir. Bu TBMM'nin iradesinin yok sayılmasıdır. Bu milli iradenin yok sayılmasıdır, resmen bir darbedir. Darbe sadece silahla olmaz, darbe seçilmiş bir milletvekiline Anayasa Mahkemesi’nin  vermiş olduğu kararı tanımayan bir mahkemede ülkenin hukukuna adaletine darbe yapmıştır. Bu darbeyi biz izleyecek değiliz. Bu darbeye gereken cevabı da önümüzdeki günlerde vereceğimizi herkesin bilmesini isteriz. Türkiye kimsenin babasının çiftliği değildir. Türkiye sarayın çiftliği değildir. Türkiye üç beş tane emir alan hakimle yönetilecek bir çiftlik değildir. Geçmişte bu kararı verenlerin başlarına nelerin geldiğini görün."

"Türkiye'de hukuk askıya alınmıştır"

Şuan ki mahkemelerin geçmişte Balyoz, Ergenekon ve Oda TV davasında karar veren, FETÖ mahkemelerinin kötü bir taklitti olduğunu savunan Ağbaba, "FETÖ mahkemelerine bunlar rahmet okutur. FETÖ'nün yapamadığını sarayın mahkemeleri yapmaktadır. Türkiye’de hukuk askıya alınmıştır. Türkiye’de yargı bağımsız değildir."dedi.

"En büyük beka sorunu şu an Türkiye'yi yönetenlerdir"

Ağbaba, Türkiye yoksullaştığını belirterek, şunları dile getirdi:

"Dolar bugün 8 TL. bu ülkeyi şimdi yöneten Recep Tayyip Erdoğan 24 Haziran seçimlerinden önce dedi ki, 'bu kardeşinize verin yetkiyi 24 Haziran'dan sonra dolar mı faiz mi göreceksiniz' demişti. Bir grup da bunu alkışlamıştı. Şimdi 24 Haziran'dan sonra göğsüne vurarak bu yetkiyi verin diyen şahıs ne yapıyor, dolar bizi ilgilendirmez diyor.  Dolar seni ilgilendirmeyebilir, çünkü senin paraların dolarda, çünkü senin paraların euroda. Ama dolar bu memleketi ilgilendiriyor. Beka sorunu dönüyor. En büyük beka sorunu şu an Türkiye’yi yönetenlerdir. Türkiye bunlardan dolayı bir beka sorunuyla karşı karşıyadır."

"Dolarla almadığımız tek şey maaşınız"

Dolara bakıldığında Türkiye ekonomisinin ne hale geldiğinin görülebileceğini vurgulayan Ağbaba,"Ocaktan bu yana dolara vurduğumuzda asgari ücret tam 100 euro değer kaybetmiştir."dedi.

"Dolar Adıyaman’ı etkiliyor mu?" şeklinde soran Ağbaba, şöyle devam etti:

"Doları ne ile alıyoruz, dolarla. İlacı ne ile alıyoruz, dolarla. O traktörü ne ile alıyoruz, dolarla. Dolarla almadığımız hiçbir şey yok. Benzininiz, doğalgazınız, mazotunuz  ilaçlarınız dolarla. Dolarla almadığınız tek şey maaşınız. Dolara bakarsanız Türkiye ekonomisinin ne hale geldiğini görebilirsiniz. TL bütün para birimleri karşısında değer kaybetmektedir. Birkaç örnek vereyim. Ermenistan Dramı, Arnavutluk Leki, Cibuti Frangı, Jameika Doları, Moritanya Ugiyası, Nijerya Nairası,Türk Lirası karşısında değer kazanıyor. Sadece dolar değil, o ismini bilmediğimiz para birimlerinin bile karşısında TL değer kaybediyor."

Ağbaba yılbaşından bu yana 1 kuruş  dolar arttığında dış borcumuzun 4 milyon 310 bin birden arttığına dikkat çekti.

Garantili geçiş denilen köprülerin, hastanelerin, havaalanlarının para ödemelerinin dolarla yapıldığını hatırlatan Ağbaba, şu ifadelere yer verdi:

"Siz bugün burada otururken  şu anda Osman Gazi Köprüsü’ne ya da şehir hastanesine, ya da 3.köprüye şu anda para ödüyorsunuz ve hiç geçmediniz ya da hiç geçmeyeceğiniz köprünün ücretini Adıyaman’ın fakir fukara insanı ödüyor. Bilin ki siz ödüyorsunuz bunu her yerde anlatın. Afyon'daki hiç uçma ihtimali olmayan havaalanının borcunu bile siz ödüyorsunuz. Dolarla ödüyorsunuz. Bu hükümet bu topraklara gelmiş geçmiş kendi insanına düşman bir siyaset anlayışıdır.

Bir bakıyorsunuz ortada bir şey yokken buğdayın mısırın vergisini kaldırıyorlar, gümrük vergisini kaldırıyorlar. Gümrük vergisinin kaldırılması dışarıdaki çiftçinin gelip burada ürününü satması anlamına geliyor. Burada buğday eken çiftçiyi yabancılara ezdiriyorsunuz. Bunlar ne yerli ne milli.. Bunların yerli olma  ihtimali yabancı kişilerin yerli olma ihtimaliyle eşit derecede. Bu buğdayın ithal edilmesi  meselesi  bile Türkiye’nin  hükümet sisteminin ne olduğunu bize gösteriyor."

"Genç işsizliği bakımından Türkiye şu anda lider durumda"

İşsizlik konusuna değinen Ağbaba, "Adıyaman'da açıklanıyor. Türkiye'de açıklanıyor "bu ay işsizlik düştü" diyor. Adıyaman'da yaşayıp işsizliğin düştüğünü gören var  mı? Burada okumuşu okumamışı, genci yaşlısı  herkes iş arıyor. Toplam 5.8 milyon  gencimiz işsiz. Her üç gençten biri işsiz. Genç işsizliği bakımından Türkiye şu anda lider durumda. Kıdem tazminatı çalışanın iş güvencesidir. Geçtiğimiz günlerde kıdem tazminatını gündeme getirdiler, sendikalar ayağa kalktı geçiremediler. Şimdi şeytanın düşünmediği bir şey yapıyorlar, 25 yaş üstü 50 yaş altına belirli bir iş sözleşmesi getirerek kıdem tazminatını by pass ediyorlar. Yani işçinin emeğini, alın terini çalmaya çalışıyorlar. Ama bu da onların kursağında kalacak."diye konuştu.

"Emeklilerin yüzde 90'ı açlık sınırının altında yaşıyor"

Başka bir konu emekliler meselesi.. Geçtiğimiz günlerde açıklandı, 2 milyon 633 bin emeklinin 763 liranın altında maaş aldığını vurgulayan Ağbaba, her beş emekliden birinin 763 liranın altında maaş aldığını söyledi.

Türkiye’de emeklilerin yüzde 47 sine gelen  4.3 milyon emeklinin ya iş aradığına ya da çalıştığına işaret eden Ağbaba, "Türkiye’de emekli olduktan sonraki ömür hesabı ortalama 17 yıl, bu Avrupa ülkelerinde 25 -30 yıl. Türk-İş’in  açıkladığı rakamlara bakıldığı zaman emeklilerin yüzde 90'ı açlık sınırının altında yaşıyor."dedi. 

"Koronayı ayrımcılık yaparak yönetmeye çalışıyorlar"

Pandemiyi en çok hisseden illerden birinin Adıyaman olduğunu ifade eden Ağbaba,  11 Mart'tan sonra Sağlık Bakanı’na herkesin bir kredi verdiği ve açıklamalarına güvendiğini söyledi.

Ağbaba, "Ama baktık ki Sağlık Bakanı da kendini o koltuğa getiren şahıs kadar yalan söylüyor. Sağlık Bakanlığı’nın açıklamaları adeta TÜİK verilerini anlatıyor. TÜİK gibi işsizliği azaltıyor,enflasyonu azaltıyor.  Ama herkes görüyor ki korona hiç olmadığı kadar artmış pik yapmış durumda, Türkiye'nin her yanında. Bunu da en çok hisseden illerden biri Adıyaman. Koronayı ayırımcılık yaparak yönetmeye çalışıyor. İstanbul’da yaptığı toplantıya İstanbul Belediye Başkanı’nı çağırmıyor. Adıyaman’daki vali Abdurrahman Tutdere’yi çağırmıyor. Malatya’daki vali Veli Ağbaba’yı çağırmıyor. Çağırmıyorlar ama hepsi yüzüne gözüne bulaştırıyor ve bu süreci yönetemiyorlar."

"Cumhuriyetin ilk yıllarında aşı yapan Türkiye aşı dileniyor ve alamıyor"

Türk Eczacılar Birliği’nin girişimiyle Hollanda'dan getirilecek  bir milyon doz aşı bürokratik nedenlerle İran’ a gittiğini aktaran Ağbaba, 83 milyonluk 3 ülkeyi örnek vermek istediğini belirterek, "Almanya’nın  İran’ın ve Türkiye’nin nüfusu 83 milyon. Almanya 26 milyon aşı yaptırmış. İran 7,5 milyon aşı yaptırmış. Nüfusu bizden az İngiltere 30 milyon, Güney Kore 13 milyon. Türkiye 1,5 milyon yaptırabilecek. Bu grip aşısının yapılacak günü geleceğini hükümet bilmiyor muydu?  Niye hazırlık yapmadı.. Türkiye’nin en önemli kurumlarından biri olan hıfzıssıhhayı bu hükümet kapattı. Kendi kendilerine Cumhuriyetin ilk yıllarında aşı yapan Türkiye aşı dileniyor ve alamıyor. Türkiye'nin fakir fukaraları İran’ın fakir fukarasından daha az aşı yaptırıyor."şeklinde kaydetti.

"Erken seçimden kaçmıyoruz, hodri meydan diyoruz"

Ağbaba, Türkiye'de çökmeyen kurumun kalmadığını belirterek, "Biz kabile devleti miyiz ki erken seçim yapalım diyorlar. 3 gündür geziyoruz vatandaş, 'yeter artık bunlar bu ülkeyi yönetemiyorlar gitsinler artık' diyorlar. Erken seçim olsun diyorlar. Biz de vatandaşın bu erken seçim talebine eyvallah diyoruz. Erken seçimden kaçmıyoruz, hodri meydan diyoruz. Çık halkın karşısına herkes boyunun ölçüsünü alsın. Maalesef Türkiye’de çökmeyen kurum kalmadı. Herkesin güven duyması gerektiği Sağlık Bakanlığı’na doktorlar bile güvenmiyor. Türkiye maalesef bir kişinin cumhuriyeti olmuş."dedi.

İktidarın Türkiye'yi ABD'ye esir ettiğini ileri süren Ağbaba, şöyle konuştu:

"Bunlar bu ülkeyi rezil kepaze ettiler, bunlar bu ülkeyi 28 yaşında bir tane zibidinin, alçağın, çakalın  iradesine teslim ettiler. Türkiye'yi ABD ye esir ettiler. Bu çakal eş başbakan Rıza Zarraf. Bakanların maaşını Rıza Zarraf veriyor. Utanmadan 2 metre boyundaki insan kılıklılar Rıza Zarraf'a plaket veriyorlardı. Uğruna şehitler verdiğimiz Türk Bayrağı'nı A Haber'de o hırsızın arkasında fon yaptılar. A Haber her gün CHP’yi karalayan, kimsenin izlemediği, gelmiş geçmiş en büyük yalanı söyleyen yayın kurumu. Rıza Zarraf’la ilgili bişey söylemiyorlar, söyleyemezler. Çünkü hepsinin kuyruğu birbirine bağlı. Çünkü oradan besleniyorlar. O’na eşi de Ebru Gündeş’i de bunlar buldu, çöpçatanlığı da bunlar yaptı. Bunlar para için her şeyi yaparlar.

Bundan birkaç yıl önce Türkiye’de resmi yas ilan edildi, bayraklar yarıya indirildi.  98 yaşındaki Suudi Arabistan Kralı için.. O tarihlerde Iğdır’da 11 tane polis öldü, bayrağı yarıya indirmediler. Anıtkabir’i ben ziyaret etmem dedi. Etme tabi sen gelirsen o yüce makam kirlenir. Suudi Arabistan’da Türk malı yazan, Türk Bayrağı olan hiçbir ürün Suudi Arabistan’a giremez diyor. Peki bizim reis laf söylüyor mu buna…Herkes hakkında konuşur. Veli Ağbaba hakkında konuşur, Kemal Kılıçdaroğlu hakkında konuşur, Ey Almanya, Ey Hollanda der, Libya’ya karışır, Suriye’ye karışır, Suudi Arabistan’a bir şey demez. Bu adamlar, Suudi Kralı Türkiye’ye geldiği zaman otel odasında gidip eteğini öpüyorlardı. Türkiye’nin gelmiş olduğu iktidar bu. Kim ki ülkesine laf söyleyen ülkeye laf söylemiyorsa onlara lanet olsun. Yakında Suudi Arabistan Türk hacılarını oraya kabul etmezse hiç şaşırmam.Türkiye’nin durumu bu."

"Türkiye'de her şey çok güzel olacak"

"2023'te Çankaya Köşkü’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine inanan  bir arkadaşımızı oraya oturtacağız" diyen Ağbaba,"Yandaş medyayı hiç izlemeyin  Türkiye’de her şey çok güzel olacak. Seçim ne zaman yapılırsa yapılsın, o saraydaki Recep Tayyip Erdoğan’ı oradan indireceğiz. 2023'te tekrar Çankaya Köşkü’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine inanan  bir arkadaşımızı oraya oturtacağız. Hiç kuşku duymayın başımızda Kemal Kılıçdaroğlu gibi biri var. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'nın açıklamasının ardından toplantı basına kapalı gerçekleştirildi.

Kaynak : PHA
Kaynak: pha