Başkan Binzet, açıklamasında 1 Temmuz itibari ile yürürlüğe giren tütün satışına yönelik yetki belgesi zorunluluğuna tepkilerini göstermek için bir süredir tütün üreticilerinin hak arama mücadelesi içerisinde olduklarını vurgulayarak, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu haklı mücadeleyi sürecin en başından beri büyük bir titizlikle takip ediyoruz. Öte yandan bir süredir devam eden polis müdahalesi ve göz altıları oldukça büyük kaygıyla izliyoruz. Zira hakkını arayan vatandaşlara reva görülen bu tavrı şiddetle kınıyoruz.” dedi.

"Bu durum AK Parti’nin yönetim anlayışının en kısa özetidir"

“Bugün, maalesef gündemimize giren mücadelenin ve buna bağlı olarak ortaya çıkan mücadelenin taraflarına bakıldığı zaman, manzaranın ne kadar korkutucu, ürkütücü olduğu açık ve net bir şekilde görülmektedir” diyen Binzet, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bir tarafta bu ülkenin halkı, yani devletin korumakla, kollamakla ve fırsatlar sunmakla yükümlü olduğu halk, öbür tarafta ise asıl görevi bu halkı korumak olan ancak artık bu halkı korumaktan ziyade, birkaç imtiyazlının daha zengin olabilmesi için devletin güç kullanma yetkisini şuursuz bir şekilde hakkını arayan insanlar üzerinde kullanan emniyet güçleri. Bu durum AK Parti’nin yönetim anlayışının en kısa özetidir. Hatırlamakta fayda var, bu yönetim, “biz kanal İstanbul’un parasını ödemeyeceğiz’” dendiğinde “o paraları sizden söke söke alırlar” derken aslında AK Parti yönetimi ne kadar halkçı olduğunu açık bir şekilde göstermiştir. Elbette ki, böyle bir zihniyetin kendi halkını korumayacağını, asıl amacının Türkiye’yi dışarıya bağımlı hale getirmek olduğunu, bunu yaparken de servetlerine servet kattıklarını görmemek mümkün değildir.”

 "Tütün üreticilerimiz yoksulluk değil açlığa mahkûm edilmektedirler"

Tütünün bölge için vazgeçilmez üretim unsurlarından birisi olduğuna değinen Binzet, “Adıyaman tütünü, bu bölgedeki çiftçinin emeğidir, alın teridir, evine götürdüğü ekmeğin, sütün parasıdır. Okula giden çocuğunun cebine koyduğu yemek parasıdır. Hastaneye giden nenenin dolmuş parasıdır, bebeklerin mama parasıdır. Hali hazırda izlenen hatalı politikalar sebebiyle ülkenin geldiği durumun ne kadar vahim olduğu, AK Parti yönetimi tarafından dahi kabul ediliyor. Gerçekten de, bugün ekonomik anlamda çok büyük güçlükler içerisinde yaşayan halkımız, yönetimin iş bilmezliği sebebiyle yoksulluğa mahkum edilmiştir. Ancak, tütüncülerin üzerinde kurulan bu baskıyla beraber, tütün üreticilerimiz yoksulluk değil açlığa mahkûm edilmektedirler. Bu yoksulluğu, hatta açlığı kabul etmeyen vatandaşlarımıza ise emniyet güçleri zulüm etmektedir. Ancak buradan yeniden ve yeniden altını çizmek isterim ki, yoksulluğa, açlığa mahkûm edilmiş tütün üreticilerinin sesini çıkarmasından korkan yönetim, bugün oturdukları saraylarında, 80 araçlık konvoylarıyla, zengin ettikleri inşaat devleriyle, ihale ayarladıkları amcaoğullarıyla bu halkın gerçek sorunlarını anlamaktan çok uzaktadırlar.

Onlar, ülke kaynaklarıyla uluslararası tekelleri zengin ederken, kendi komisyonlarını alarak, ülkemizin gerçeklerinden kopmuşlardır. Bunun farkında oldukları için de, halkın sesi, fiziksel güç ile bastırılmaya çalışılıyor. Korkmayın, bu ses başkasının değil, bu ses sizin halkınızın sesi." ifadelerini kullandı. 

"Türkiye Cumhuriyetini dışa bağımlı hale getirmek için AK Partiye verilmiş görevlerden birisidir"

"Unutmayalım ki, kullanılan güç ve zorlamaların artıyor olması, yönetimin meşruiyetine olan inancın azalmasından kaynaklanmaktadır" sözlerine dikkat çeken Binzet, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Tütün üreticisi kardeşlerimizin maruz kaldığı polis şiddeti, gözaltına alınmaları, yönetimin meşruiyetini kaybettiğinin, halkın kendilerine güvenmediğini bildiğinin en net kanıtlarından birisidir. Demokrasi, halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesi anlamına gelmektedir. Ancak görülüyor ki, AK Parti demokrasisi halkı, birkaç imtiyazlı Ak Partilinin zenginlikleri için, devletin gücünü kullanarak yönetmektedir. Ancak biz, tütün üreticilerinin hak arayışının, birkaç uluslararası tekele yaranmak suretiyle engellenmesine karşı duracağız. Satılan fabrikalar gibi, dışarıya bağlanan birçok tarım ürünü gibi, özelleştirilen kurumlar gibi, tütün üreticilerinin bugün yaşadığı bu sorun da, Türkiye Cumhuriyeti’ni dışa bağımlı hale getirmek için AK Partiye verilmiş görevlerden birisidir. Buna müsaade etmeyeceğimizi tekrar tekrar dile getiriyoruz."

Kaynak : PHA

Kaynak: pha