Boynukara, yaptığı açıklamada, "Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin bozulmasında etkili olan unsurlardan birisi de PKK terör örgütü ve onun türevleri ile ABD’nin kurduğu irrasyonel ilişkidir. Washington, terörist saldırılarda binlerce insanı öldürmekten sorumlu olan bir terör örgütü ve türevleriyle aleni bir ortaklık kurdu. Türkiye ise uzun zamandır, ABD’nin PKK/YPG/SDG’ye verdiği silahlar meselesini gündemde tutuyor. Silahlarla birlikte, terör örgütü ile kurulan ilişkinin müttefikliğe vereceği zararları anlatmaya çabalıyor. Tüm bu çabalara rağmen değişen bir şey yok. ABD ile PKK ve türevleriyle olan ilişkisi devam ediyor. O zaman bu ilişkinin nedenini netleştirmekte yarar var. ABD’ye göre PKK ve PYD ne? ABD ile PKK arasındaki ilişkiyi netleştirmek için öncelikle ABD’nin PKK’yı ve Suriye’deki türevlerini nasıl tanımladığına bakmakta yarar var. ABD Başkanının DAİŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi McGurk, “PKK, terör örgütüdür ve Türkiye’yi karşı tehdit oluşturuyor” ve dönemin ABD Dışişleri Sözcüsü John Kirby, “DAİŞ’e karşı savaşmış olsa da PKK bir terör örgütüdür” ifadeleri arşivlerde duruyor. Bununla birlikte; PKK’nın ne olduğunu ve PKK ile Suriye’deki türevleri arasındaki ilişkiyi en net biçimde ortaya koyan ise Amerikan Ulusal Terörle Mücadele Merkezi’nin (NCTC) raporlarıdır"dedi.

"Küresel çapta bir istihbarat ağı bulunan NCTC, dünyanın bütün bölgelerindeki terör gruplarını inceliyor ve internet sitesinde örgütler hakkında bilgiler paylaşıyor"ifadelerini kullanan Boynukara, şunları kaydetti:

"Merkez’in PYD ile ilgili verdiği bilgiler ise ABD yönetiminin ikiyüzlülüğünü gözler önüne seriyor. KCK hakkında verilen bilgiler, PKK/PYD’nin organik bağını ve kaynaklarının aynı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. NCTC tarafından yayınlanan rapora göre PKK/PYD ortaklığı: “KCK, Kuzey Irak ve Türkiye’nin Güneydoğusundaki bir bölgede, Kürt ayrılıkçı grup aktif olarak yer almaktadır. 45 bin üzerinde ölümle sonuçlanan terör faaliyetlerinden sorumlu olan PKK, çoğunlukla Türkiye kökenli Kürtlerin katılımıyla 1984 yılında kuruldu. PKK kendisine karşı olan köylere, Türk Güvenlik Güçlerine ve devlet dairelerine saldırarak ismini duyurdu. PKK’nın Kuzey Irak’taki güçlü konumunun yanı sıra Suriye’deki ortağı Demokratik Birlik Partisi (PYD) ise, Suriye’nin Kuzeyinde Türkiye sınırlarına yakın Kürt Bölgelerini kontrol ediyor. PYD’nin etkinliğini artırması sınır boyunca tansiyonun sürekli yükselmesine sebep oluyor. NCTC raporları incelendiğinde, bölgemiz için tehdit olan terör örgütlerine ilişkin tüm detaylar ortaya konuluyor. Kısacası; KCK, bir şemsiye örgüttür. Dolayısıyla süreç içinde, kurulan örgütler, partiler, STK’lar vb yapıların tümü otomatik olarak bu şemsiyenin altında yer almaktadır. 46 madde ve 4 geçici maddeden oluşan terör örgütünün ana sözleşmesine göre tüm alt örgütlenmeler, Öcalan’ı “önder/kurtarıcı” olarak kabul etmekte ve araç olarak da terörü/şiddeti benimsemektedirler. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de yapılanan terör örgütü bağlı olduğu elebaşı, “yürütme konseyi” ve terör faaliyetleri için kullandığı insan kaynağı aynıdır/ortaktır. Bu nedenle, alt örgütlenmeler arasında terör unsuru elemanların geçirgenliği de oldukça yüksektir"

ABD, PKK'YA NE VERİYOR

ABD'nin PKK terör örgütüne ne verdiğine de değinen Boynukara, "ABD, terör örgütü olarak tanımladığı PKK’ya ve PKK’nın Suriye türevlerine silah vermeyi sürdürüyor. ABD dış politikasının önemli yayın organlarından olan Amerikan Foreign Policy dergisinde yayımlanan raporlara göre ABD, PKK’nın Suriye’deki türevlerine 5 yılda 2,2 milyar dolarlık silah vermiş olacak. Son zamanlarda, ABD başkanı Trump, Pentagon’un PYD/YPG/SDG’ye ağır silahlar verebilmesine ilişkin bir yetki de verdiği ifade ediliyor. Aslında ABD bu tavrıyla, “NATO Anlaşması üyelerin birbirinin güvenliğini güçlendirme sorumluluğu” ilkesini açıkça ihlal etmeye devam ediyor. Açık kaynaklara göre terör örgütü ve türevlerine sadece silah değil, Türkiye’ye verilmeyen, oldukça ağır silahlar dahi veriliyor. FGM 148 Javelin anti tank füzeleri, BGM-71 TOW-Anti tank füzeleri, Çoklu roketatarlar ve roketatar rampaları, M4 Cabrine ve M16 piyade tüfekler, MK19 bomba atarlar, 80 ve 120 mm havan topları, insansız küçük hava gözlem araçları. Terör örgütü ve türevlerine verilen bu ağır silahlar dikkate alındığında, ABD’nin amacının DAİŞ’le mücadele vs olmadığı, daha derin bir hesabının olduğu açıkça görülür. ABD, PKK ile kurduğu bu ilişkiden neyi amaçlıyor?" şeklinde konuştu.

Kaynak : PHA
Kaynak: pha