Benim, ben olduğumu sana söylemişken, sende yaşadığımı söylediler tüm şairler. Sana döneceğimi bende biliyordum, sadece onlar dile getirdiler. Bana bir adım gelene kul köle oldum anlamadılar. Öldürseler de benim içimdeki sevecenliği, inatla yaşamaya çalışır, ister feryat figan, ister ahlarla dolsun hayatım, ben senin için yaşarım.

    Yalnızdım hep, ben sırdaş aradım, sen vardın bir nefeste seni içime çektim. Can yârim canım yârim, iyi ki vardın. Geçmeyen günleri devrettim sonra ki güne. Sen ateş olup kavururken içimi, sevdan rüzgâr olup savursun istedim içimdeki yılmış, yaralanmış, düşmüş küllerimi.

    Gözlerimde hep yağmura dokunup yeter be sevdam diyip, beni dertlerden arındırmaya çalışan, sırtımı dayadığım ve fırtınalı günlerimde limanım sendin be gülüm.

    Bir çiçeksem şu dünyada, bana hayat veren sensin, eller ne derse desin sen sus. Ağıtla geldiysem bu dünyaya, seni tanıdıktan sonra gülerek gidiyorum. Tek sözüm bu kâinata mecnun misali yaşadım, Ferhat misali gidiyorum.

    Geceler gözükenleri örtse de, karanlığı senle yarmaya çalıştım. Küstüğüm dostlarımı sana söyledim. Hatırları sayayım dedim, deli olduğumu dillendirdi dost bildiğim yabancılar. Umudumu kestiğimi bile yara söyledim, dillendirmedim.

    Yandım, kimseden ne su, ne ferman dilemedim. Gözüm yaşı ile giderim, kimseye eyvallah etmedim, etmem be gülüm. Yüreğimin yettiği yere kadar sevdim. Kimileri için adı aşk, kimileri için alışkanlık. Biliyorum, ne onlar anlaya bilir, ne sen benim cümlelerimle kavraya bilirsin. Bildiğim, dili dönmeyen ben, senle varım ve sana aşığım.