Şıppe’nin evi ünlüydü bayramlarda,
Koca avluda koca bir dut ağacı,
Ağaç değil de sanki bir dağdı,
Her bir dalı bir ağaçtı.

Şıppe teyze atmışında bir nine,
Gözü iyi görmese de dinçti yine,
Kara kuru,ufak tefek bir şeydi,
Başına keten,beline kuşak sarardı.

Avluya urganlarla dut dalına,
Kurulurdu çift kişilik salıncak,
Öte yanda tahta dönme dolaplar,
Çoluk çocuk herkes doluşacak…

Gelinler,görümceler,kızlar,eltiler,
Kınalı ellerde bayraktı mendiller,
Rengarenk fistanlar,altın takılar,
Kimi baş açık,kimisin de hizarlar .

Akın akın dört yandan avluya dolarlar,
Yeni gelinler salıncağa karşı karşıya binerler,
Önce yavaş yavaş sallanıp sonra hızlanırlar,
Bir açılır bir kapanır yelpaze gibi etekler,
Davulun tokmağı gibi inip kalkar yürekler.

Kadınlar matinesinde başlar söz düellosu;
-Aman heç halı yoğ,nerde buldun bele ÇİROZ gelini?
-Niyeymiş kele bacım,gelinim RAHAN dalıgibi.
“Falancanın gelininde de yoğ yoğ heç iş yoğ,
“Filancanın gelinini diyeceksin ki işte….MAŞALLAH.

Sonra kafile kafile yollara koyulurlar,
Kimi yarış kazanmış JOKEY gibi gururlu,
Kimi kanadı kırık KUŞ gibi yaralı,
Övgüler,yergiler peş peşe evlerine dönerler.

Bugün Adıyaman ESKİSARAY mahallesinde;
Ne Şıppe teyze var ne o avlu,ne de dut ağacı,
Şimdi beton yığma odalarda etten heykeller…
Ah…o eski sağlıklı toprak evler,ah ESKİ
BAYRAMLAR.




Editör: Adıyaman Haber