İnandıktan sonra, hayat her yerde yaşanır. Dostlar da hazırdır üstelik düşmanlar da. Kahretmek bir çözümdür. Tevekkül ise başka bir çözüm. Seçim sana aittir.

Ahmet Haldun Terzioğlu

Seçim sürecine giren Türkiye, her yeni güne birçok senaryoları da beraberinde getirdi. Seçimler kirli ittifakları değil, demokrasi adına adımlar atılması gerekir. Söz konusu olan demokrasi göstergesi seçimler; bir kutuplaşmaya değil, aksine birliktelik içerisinde yer alan saygı ve sevgiye bırakmalıdır. İçinde bulunduğumuz süreç zor ve sancılı olması kaçınılmaz olacaktır. Çünkü bazı kesimler siyasi adaylığını kendi partisi ilklerin doğrultusunda karar almak değil, bilakis karşı tarafın ya da sevmediği düşüncenin gitmesi için her yolu mubah saymak anlayışına doğru evirilmektedir. Hem ilkelerden bahsetmek hem de her türlü pazarlığa oturmak siyasi ahlaka sığmayan davranıştır. Hiçbir pazarlık ülke menfaatin üzerinde olmaması gerekir. Yeni sistemle beraber her ne kadar ittifak yapma mecburiyeti doğuyorsa da atılacak adımlara ve birlikte hareket edeceklerine de dikkat etmesi lazım.

Cumhur ittifakı temel felsefesi ülkenin bekası üzerine inşa ediyor. Zor bir dönemeçte geçtiğimiz inkâr edilmez. Özellikle de Batı’nın Türkiye’ye karşı tutumu apaçık ortadır. Terörle sıkı bir iletişim içerisinde olduğu, her türlü silah desteği verildiğini bilmeyen yok herhalde. Bunun yanı sıra ülkenin de iyi temellere ve geleceğe dönük sağlam adımları atılması elzem kılmıştır. Bütün bunları olurken erken seçimin kaçınılmaz olduğu gerçeği kimse görmezden gelemez. Bunları hesaplamayan bir siyasi düşünce, büyük bir yanılgı ve hatanın içerinse girecektir.

Türkiye’nin beka sorunu neden bu kadar dile getiriliyor? Öncelikle bu soruya cevap bulmak gerekir. Ülkemizin istikbaline karşı hazırlanan tuzakları ele aldığımızda; ekonomiden-siyasete, komplolardan-zorlamalara, istikrardan-bağımsızlığa kadar her türlü tuzağın senaryosunu hazırlamak için el biriliği içersinde harıl harıl çalışıyorlar. Demokrasinin asıl unsuru istiklaldir, bağımsızlıktır. Beka deyip geçmemek gerek. Bu esele şahıs meselesi değil; ülke-vatan meselesidir.

Son dönemeçte olaya batkımızda karşımıza Sayın Cumhurbaşkanı’na karşı yapılan düşmanlık ortaya çıkmaktadır. Şimdi bu yapılanlar hiçbir şekilde kabul edilir bir tarafı yok. Kendine güvenen yola çıkar, eğer ittifak da yapılacaksa gizli ve kapalı kapılar arkasında olmasın. Şeffaf olması herkes için daha iyi olacaktır. Çünkü kendi seçmenine anlatması daha kolay olur. Birden farklı bir kişi ya da siyasi durumla ortaya çıkarsa, seçmeniyle adeta alay etmiş olur. Bunların olmaması için de gizli-kapaklı değil, aleni bir şekilde olması herkes için daha hayırlı olacaktır.

Kadim bir geçmişe sahip olan bu topraklar, hiçbir zaman bağımsızlığında ödün vermemiştir. Tezgâhlanan oyunları her daim üstesinden gelmeyi başarmıştır. Şimdi de başaracaktır.

Vesselam!