Hüseyin Büyükfırat uluslar arası bir yardım derneğinin üst düzey yöneticisi ve Azerbaycan’da faaliyetlerini sürdüren bir işadamı.

 

            Türk ve Azeri halkları ile bunlara yakın milletlerin daha çok kaynaşması, bir birini tanıması ve ortak değerler etrafında birleşmesi için mücadele veren bir gönüllü kültür elçisi.

 

            Büyükfırat hem Şanlıurfa, hem de Adıyamanlı sayılır. Sular altında kalan Bozova’nın Geçitbaşı (Kantara) köyünden.

 

Kantara ile Samsat’ı sadece Fırat ayırırdı. Bunun dışında her bakımdan Kantara ve Samsatlılar iç içe yaşar, kendilerini aynı memleketli sayarlardı.

 

            İşte bu topraklarda doğup büyüyen ve Beski aşiretinden olan Hüseyin kardeşim Kerkük ve Şanlıurfa kültürlerini kaynaştırıp, bir dostluk köprüsü girişiminde bulunuyor.

 

            Kerkük`te Türkmeneli Kültür Merkezi Vakfı Kurucusu Dr. Şemseddin Küzeci ile tanışan Büyükfırat, Türkmenler ile bölgemiz insanının kaynaşması için kolları sıvadılar.

 

            Bu iki güzel insanın yaktığı kıvılcımı Şanlıurfa yöneticileri olumlu karşıladılar. Böylece Urfa-Kerkük Kültür ve Sanat Günleri’nin gelenekselleştirilmesi fikri ağır bastı.

 

Hüseyin Bey’den aldığımız bilgilere göre bu yılın Ocak ayında Kerkük’te “Urfa-Kerkük Dayanışma Platformu” oluşturulmuş ve alınan kararla 8 -12 Temmuz 2011 tarihleri arasında “Birinci Urfa - Kerkük Kültür ve Sanat Günleri” kapsamında çeşitli etkinliklerin yapılmasına karar verilmiş.

 

            Bu program kapsamında çeşitli sergi, toplantı ve konferanslar ile Şanlıurfa’nın simgesi durumuna gelmiş sıra geceleri tertiplenecek. Bu etkinlikleri başta Şanlıurfa Valiliği ve Belediye Başkanlığı olmak üzere Şanlıurfa Yazarlar Birliği ve Gazeteciler Birliği`nin destekledikleri belirtildi. Emeği geçenleri buradan kutlamak istiyorum.

 

            Bu vesileyle Şanlıurfa ile Kerkük, Erbil, Tazehurmatu, Dakuk, Telafer ve Tuzhurmatu’dan gelen misafirler, akademisyenler, gazeteciler ve vatandaşlar, barış ve kardeşlik mozaiğini oluşturacaklar.

 

            Projenin mimarı olan Hüseyin Büyükfırat, Türkiye ile Irak’ın, Urfa ile Kerkük’ün aynı kaderi paylaştığını, çok eskilere dayanan bir ortak kültüre sahip olduklarını, bu nedenle bu halkların bir birinden kopuk yaşamaması gerektiğini ifade ederek, bizlerde de bir farkındalık yarattı.

 

            Bende aslen Hüseyin kardeşim gibi Kantaralıyım. Elimde sağlam deliller olmadığı için iddia etmiyorum ama dedelerimiz bizlerin Türkmen olduğumuzu söylerlerdi. Rahmetli amcam bu düşünceyle olsa gerek kızının adını “Türkmen” koymuştu.

 

            Böyle olsun veya olmasın hiç önemli değil. Önemli olan bu kardeşlerimizle, bu coğrafyada, bir birinden farksız bir hayat sürdüğümüz, aynı sancıları çektiğimiz, aynı günlerde bayram ettiğimiz, aynı kıbleye döndüğümüz ve aynı hisleri taşıdığımızdır.

 

            Bu nedenle böylesi anlamlı ve mana yüklü bu organizasyonu önemsiyor ve destekliyorum. Gerçekleştirilecek Birinci Urfa - Kerkük Kültür ve Sanat Günleri`nin gönüllere hitap edeceğini düşünüyorum.

 

            Bu organizasyonun başarılı geçmesi ve önümüzdeki yıllarda daha geniş katılımlı ve daha görkemli etkinlikler düzenlenmesi, hatta yurt geneline yayılması temennisiyle sosyal ve kültürel projelere olan desteklerinden dolayı Hüseyin Büyükfırat ve diğer emeği geçenleri tebrik ediyorum.

 

            Selam ve dua ile… 07.07.2011

 

Fahrettin Çelik

www.samsathaber.com

 

adıyaman - www.adiyamanlilar.net