Yokuştaki çilem, zalim yorucu
Sen müzmin alıcı, bense verici
Taşı çatlatacak sabır orucu
Tutuyorum; fakat, nereye kadar? !

 

"1946 Kalecik/Ankara doğumluyum. İlk ve ortaokul öğrenimimi Kalecik’te, Lise ve Yüksek okul öğrenimimi Ankara’da tamamladım. Elektrik mühendisiyim. Hayatım boyunca sevgi aradım; sevgi vermeye, sevgi dermeye çalıştım... Buna da şiirlerle alıştım."

Halk şiirimizin derin köklerinden olan üstadımız Cemal Gören`in yüreğinde ışıldayan insan sevgisi ve ilahi aşk yolumuzu aydınlatmakta, vakur duruşu ve bilge kişiliği genç kuşak şairlere örnek olmaktadır.

DÖNÜŞÜM


Sevgi yer bulunca can kafesinde
Tanış kötülükler ele dönüşür.
Varsa bülbül sesi, karga sesinde
Yürekteki alev yele dönüşür.

Nefretin zerresi sevgiyi tıkar
Bir damla sevgiden bir umman çıkar
Devirir setleri, bentleri yıkar
Gürül gürül akan sele dönüşür.

Misk-i amber kokar sevgiyle yeller
Dost eli yakalar onunla eller
Mahrum ise ondan eğer ki diller
Hepsi de dikenli dile dönüşür.

Buz dağları erir, akar sevgiyle
Yılan bile dostça bakar sevgiyle
Diken burcu burcu kokar sevgiyle
Sevgiyle çalılar güle dönüşür.

Bin can katar cana, olsa bir içim
Çiçek açar gönül her renk, her biçim
Sevgiye susamış gönüller için
Pire kadar sevgi file dönüşür.

O sevgi ki şakıtır bülbülleri
Fetheder sihriyle tüm gönülleri
Koklanmazsa hasbahçenin gülleri
Kavrulur, toz olur, küle dönüşür.

Sevgi tüm kalplerin tahtına konar
Yaralı kalplere şifalar sunar
Akarsa sevgiyle ip kadar pınar
Taşar havuzlardan, göle dönüşür.

Sevgi mızrabıyla konuşur teller
Durulur sevgiyle kuduran seller
Sevgiyle vakurdur, dik durur beller
Sevgisiz, bükülmüş bele dönüşür.

Tarifin kısası ve sözün özü
Hakkın rızasıdır sevginin düzü
Mevlâ körüğüyle yakmazsak közü
Gönül aşksız kalır, çöle dönüşür.

Ozan ARİF’e..

Hayatta mısın ey Ozan Arif’im? !
Yurdunda yas tutuluyor.. nerdesin?
Durumu izaha aciz tarifim
Memleketin satılıyor.. nerdesin?

Hani nerde ülkücünün efesi?
Duymak istiyoruz o yiğit sesi
Onun da mı zincirlendi nefesi? !
İdealler atılıyor.. nerdesin?

Geziyor yurdunda kara bulutlar
Birer birer çekip gitti umutlar
Beş bin şehit mirasçısı Bozkurtlar
Çakallara katılıyor.. nerdesin?

Erkekler(!) geziyor fistanlar ile
Kesildi irtibat sultanlar ile
Dünkü düşmanımız sırtlanlar ile
Bir yatakta yatılıyor.. nerdesin?

“Ahde vefa var ya umuttu gardaş
O umut ki bizi uyuttu gardaş
Baltalar sapını unuttu gardaş”
Elle tüfek çatılıyor.. nerdesin?

Değirmeni döndürmüyor dönekler
Yarasaya döndü kara sinekler
Yaylalarda nara atar inekler
Donkişot’ça ötülüyor.. nerdesin?

“Susma gardaş, ne kazandın sustun da?
Evliyalar duası var üstünde”
Duysun seni düşmanın da, dostun da
Ses-seda yok, batılıyor.. nerdesin?

Eşek arıları bastı kovanı
Bırak balı, arar olduk soğanı
Olduk el âlemin şamar oğlanı
Haç, Hilâl’i kötülüyor.. nerdesin?

Haydi şöyle gümbür gümbür geliver
Gür sesinle perdeleri deliver
Soluyor umutlar, umut gülü ver
Yavaş yavaş bitiliyor.. nerdesin?

Ozan ARİF’in cevabı…

 

Yaşıyorum, hayattayım kardeşim,
Yaşıyorum amma ölü gibiyim,
Ne alevim kaldı, ne de ateşim,
Sönmüş bir ocağın külü gibiyim...

Çok sağ ol kardeşim yakın görmüşsün
Bir destan yazmışsın kafa yormuşsun,
Nasılsın demişsin, beni sormuşsun,
Aynen memleketin hâli gibiyim...

Doğru değil tabi işin bittiği,
Kırk yıllık emeğin boşa gittiği,
Ancak zelzelenin harap ettiği,
Sakarya, Yalova, Bolu gibiyim...

Anahtarı nasıl, nerden buldular,
Bir sürü piç, bahçemize doldular,
Yaprağımı, çiçeğimi yoldular,
Sahipsiz bahçenin gülü gibiyim...

Başbuğ`umuz başımızdan göçeli,
Başımıza çar-çakallar geçeli,
Ektiğimi hoyrat eller biçeli,
Divane gibiyim, deli gibiyim...

Hışıma uğradım gardaş hışıma,
Derdimi vurmadım yine dışıma,
Esip duruyorum kendi başıma,
Kuş uçmaz dağların yeli gibiyim...

Dün belki indinde bir çok yavrunun,
Sembolü ben idim Borzkurt tavrının,
Bugün artık Başbuğ Türkeş devrinin
Tedavülden kalkmış pulu gibiyim...

Bugünü gösterdim gören olmadı,
Feryadıma kulak veren olmadı,
Sırtımdan vurdular soran olmadı,
Ben biraz herkese dolu gibiyim...

Merak etme, çok yakında görürsün,
Nerde olduğuna karar verirsin,
Bu Ozan Arif`i sen de bilirsin,
Davamın kölesi, kulu gibiyim! ...

YAKIVER GİTSİN

 

Sevdiğim, sevgimden bıktıysan eğer
Öfkeni üstüme döküver gitsin!
Senin öfken bile dünyalar değer
Şu gönül tarlama ekiver gitsin!

Nasipsiz doğmuşum sevgiden yana
İmrenerek baktım mutlu insana
Ölümüm mutluluk verirse sana
Bak, boynumda sicim, çekiver gitsin!

Hayatım senindir, ye-iç güzelim
Sensiz geçen ömrüm bir “hiç” güzelim
Gözün çivi, sözün çekiç güzelim
Beni çarmıhına çakıver gitsin!

Yıllar yılı mutluluğu aradım
Bulamadım, için-için ağladım
Diyorsan: “Yakmaktır benim muradım”
Tepeden tırnağa yakıver gitsin!

Gam doluyum zaten bin bir düzine
Sen de mahkûm etme beni hüzüne
Güller açar dostça baksan yüzüme
Bırak şu inadı, bakıver gitsin!

Düşün bir kez... Sensiz nasıl olurum?
Kaybolur pusulam, döner dururum
Can suyumsun benim, sensiz kururum
Haydi gel, içime akıver gitsin!

Gel birlikte çağlayalım, taşalım
Gel birlikte sevgi ile coşalım
Gel birlikte mutluluğa koşalım
Gel, göğsüme bir gül takıver gitsin!

Senden başka ilaç yoktur derdime
“Olmaz” bitiversin, hep “olmaz” deme
“Yeter artık” deyip, gönül bahçeme
Aşkın ağacını dikiver gitsin!

Editör: Adıyaman Haber