Bu gün çocukluğum düştü aklıma,
Hasretim, Kaynarca berrak suyuna,
Sende çıkar güneş aydınlığına,
Seni sevdim, sevdim seni Şambayat.
 
Tetire de incirini çok yedim,
Kör Pınar’da mısırını közledim,
Yıllar oldu, doyasıya gezmedim,
Kokun güzel, dokun güzel Şambayat.
 
Abundu’dan Kör Kuyu’ya gidilir,
Kör Kuyu’dan Kaynarca’ya inilir,
Senin adın, dört diyardan bilinir,
Sen bahçesin, sen çiçeksin Şambayat.
 
Bi mafır oluyor, eriğin narın,
Suyu içilmez mi? Soğuk Pınar’ın,
Baharda yeşerir üzüm bağların,
Özleminle dopdoluyum Şambayat.
 
Belimize günlük ekmek bağlardık,
İdris Tepesi’ne şavkul kurardık,
Kepire çıkardık adım atlardık,
Hani çocukluğum?  Nerde Şambayat.
 
Pipirim cacığın, bulama çorban,
Sızıt için: koyun keçi kavurman,
Nohut firiğiyle, yağlı bazlaman,
Senin tadın, adın başka Şambayat.
 
Tinli değirmen de paaç yapardık,
Gara guncuklarda gülle oynardık,
Beylik Bahçesi’nde kuzu yayardık,
Yazmakla bitmiyor seni Şambayat.
 
Vatan kutsal, ‘ana’ cennet yoludur,
Bayat Aşireti, Kayı Boyu’dur,
Kayı Boyu, Oğuzlar’ın koludur,
Soyunu unutma, soylu Şambayat.
 
Bi mafır: Çok fazla.
Şavkul:   Çalı ve iple yapılan kuş tuzağı.
Kepir:     Kıraç arazi.
Paaç:       Değirmende yapılan ekmek.
Sızıt:       Kışın yemek için kavrulan et.
                                                          
 
         “Analiz”İsimli
                                 Şiir Kitabımdan.