Uzm. Dr. Öz, açıklamasında, T.C. Sağlık Bakanlığı ve Türk Toraks Derneği, dünyada KOAH bilincini artırmak üzere kurulan GOLD ve Dünya Sağlık Örgütü önderliğinde ortak GARDTürkiye Projesi kapsamında her yıl Dünya KOAH Günü etkinlikleri yaparak toplumumuzda KOAH farkındalığını ve bilincini artırmayı hedeflendiğini kaydetti.

Bu yıl Dünya KOAH Gününün 20 Kasım 2019 olarak belirlendiğini ifade eden Uzm. Dr. Öz, şunları ifade etti:

"Hedefimiz KOAH’ın her yıl daha fazla kişi tarafından bilinmesi ve risk faktörü taşıyan kişilerin sağlık kuruluşlarına başvurmalarını sağlayarak yaşamlarını daha kaliteli sürdürmelerini sağlanmasıdır. KOAH, nefes yollarında mikroplarla oluşmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığıdır. 

KOAH, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmasına karşın, kamuoyu tarafından yeterince bilinmeyen bir hastalıktır. KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde yüzde 15-20’dir. Bir diğer deyişle toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı alabilmiştir. Bu durumda, ülkemizde bulunan 3-5 milyona yakın KOAH'lı hastanın sadece 300-500 bini kendisinde hastalık olduğunu bilmektedir."

-"YILDA 2.9 MİLYON KİŞİNİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLUYOR"

Uzm. Dr. Öz, Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre, KOAH yılda 2.9 milyon ölüme neden olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

Günümüzde tüm dünyada 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de yüzde 5.5’inden sorumludur. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları en sık görülen 3. ölüm nedenidir ve bu ölümlerin  yüzde 61.5’i KOAH nedeniyledir. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştirmektedir.

KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü tütün kullanımıdır. Sigara içenler, içmeyenlere göre, daha fazla solunumsal şikayetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler. Diğer tip tütün kullanımı (pipo, puro, nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine neden olur. KOAH gelişiminde genetik risk faktörlerinin rolü henüz çok iyi aydınlatılamamıştır. Bununla birlikte yapılan araştırmalarda gebelik ve çocukluk dönemindeki akciğer kapasitesi gelişimi üzerine özellikle yoksulluğun olumsuz etkisinin yetişkin dönemde KOAH gelişimine yol açan önemli bir faktör olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle toplum genelindeki eşitsizliğin azaltılması o toplumda yaşayan kişilerde KOAH gelişmesini önleyen bir politikadır."

-"HAVA KİRLİLİĞİ ARTTIĞI DÖNEMDE KOAH'A BAĞLI ÖLÜMLERDE ARTMAKTADIR"

Öz, "Öte yandan özellikle biyomas yani odun, tezek, kök benzeri yakıtların yanmasına bağlı olarak gelişen iç ortam hava kirliliği ve tozlu-dumanlı işyerlerinde çalışmanın en önemli çevresel risk faktörleri olduğu bilinmektedir. Benzer biçimde dış ortam hava kirliliğinin de KOAH gelişiminde ve KOAH hastalığının alevlenmesinde önemli rol oynadığı bilinmektedir. Araştırmalar hava kirliliğinin arttığı dönemlerde KOAH’a bağlı ölümlerin de arttığına işaret etmektedir. Son olarak her geçen gün önemi giderek vurgulanmaya başlayan fiziksel aktivitede azalma ve hareketsizlik de artık bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir."şeklinde ifade etti.

-"FİZİKSEL AKTİVİTENİN ARTTIRILMASI GEREKİR"

KOAH'da en sık görülen şikayetlerin nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarma olduğunun altını çizen Öz, şunları kaydetti:

"Sigara içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar. Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede azalma ortaya çıkar. Eforda nefes darlığı çeken kişi, yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, markete gitmeye çekinir ve zamanla evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar.

Yirmi yıl boyunca izlenen KOAH’lı olgularda haftada iki saat ve daha fazla yürüyüş yapan hastalarda hem KOAH nedeniyle hastaneye başvurularda hem de bu hastalık nedeniyle ortaya çıkan ölüm oranlarında yüzde 30-40 azalma saptanmıştır. Bu nedenle, hem bu hastalığın önlenmesi hem de ilerlemesinin engellenmesinde fiziksel aktivitenin arttırılması gerekmektedir."

-NEFES ÖLÇÜM TESTİ İLE KOLAYCA TESPİT EDİLİR

KOAH'ın tanısı, basit ve ağrısız bir test olan “nefes ölçüm testi” ile kolayca konabildiğine değinen Öz, "KOAH’ın erken tanısı, hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm oranlarını azaltacaktır. Bu nedenle, 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte olan ve/veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan kişilerde müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp 'nefes ölçüm testini' yaptırması gerekir."dedi.

-"TEDAVİDE ÖNCELİK SİGARAYI BIRAKMAK"

Uzm. Dr. Öz, KOAH'ın ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna işaret etti.

KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak amacıyla hekime başvurması gerektiğini, sigara bağımlılığının tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu belirten Uzm. Dr. Öz, "Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması, hem hastalık gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır. Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur, haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktivite yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı hemen tüm yararları sağlayabilmektedir."şeklinde ifade etti.

 

Kaynak : PHA
Kaynak: pha