Doç. Dr. Turgut, orucu belirli bir zaman dilimi içerisinde yeme ve içme eyleminden sakınma olarak tanımladı.

İnsan bedeninin temel ihtiyaçlarının ertelenmesi anlamına geldiği için de, eskiden beri orucun insan sağlığına olan etkisi bilimsel birçok araştırmanın konusu olduğunun altını çizen Doç Dr. Turgut, şu ifadelere yer verdi:

"Semavi dinlerde (İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik) olduğu gibi semavi olmayan dinlerde de oruç ibadetinin varlığı, onu sadece Müslümanları değil, bütün insanlığı ilgilendiren bir konu haline getirmiştir. Sadece son bir yılı içine alan bir araştırmamda oruç ile ilgili 200 civarında araştırma makalesinin yazıldığını gördüm. Bunların bir kısmı orucun faydalı olduğunu söylerken, aksini iddia eden çalışmalar da vardır. Fakat ülkemizde uzun süre gündemde kalan ve her Ramazan ayında tekrar konuşulan çalışma Japon bilim adamı Yoshinori Ohsumi’nin 2016 yılı Tıp alanında Nobel ödülü alan çalışmasıdır.

Bu çalışmanın temel fikri şöyle özetlenebilir,insan uzun süre aç kalınca bedenindeki hücreler yaşlanmış parçalarını kendi kendine yok etmekte ve vücudun yenilenmesini sağlamaktadır. Bu doğru bir bilgidir. Bilim adamının amacı orucun faydasını kanıtlamak olmasa da bu bilgi orucun faydalı olduğunu göstermektedir. İnsan bedenindeki hücrelerde yaşlanan, fonksiyonunu kaybeden parçacıklar, hücredeki başka bir organel olan lizozom tarafından yok edilir. Bu durum otofaji (kendi kendini yeme) olarak adlandırılır ve bu mekanizmanın varlığı 1950’li yıllardan beri bilinmektedir. "

Doç. Dr. Turgut, Japon bilim adamının da bu mekanizmadan sorumlu genleri tespit etmek için uzun yıllardan beridir bu konuda çalışmalar yaptığına dikkat çekerek, şu bilgileri paylaştı:

Laboratuvar ortamında, özel teknikler kullanarak aç bıraktığı maya hücresini kendi kendini yemesi için uyarıyor. Ve belki bunu yıllar içinde defalarca yaparak, genleri belirlemeye çalışıyor. Açlık, hipoksi (oksijensizlik) ve enfeksiyon gibi durumların otofajiyi uyardığı zaten biliniyordu ve Japon bilim adamının da temel amacı bu değildi.Yoshinori Ohsumi başarılı oluyor, açlık ile otofajiyi başlatıyor ve bunu düzenleyen gen yapısını tespit ediyor. Bu genlerdeki değişimin kanser, diyabet, alzheimer gibi birçok hastalığın sebebi olabileceğini söyleyerek insanlık için çok önemli bir çalışmaya imza atıyor. Fakat bizim için işin ilginç kısmı, ona Nobel ödülü kazandıran bu gelişmeden çok zaten bilinen bir durum olan açlık ile bedenin yenilenmesi gerçeğidir. Orucun insan hücrelerinde otofajiyi başlatarak yenilenmeyi sağladığı artık bilimsel olarak kanıtlanmıştır."

 Ayrıca orucun kolesterol seviyesini düşürme, kan şekerini düzenleme ve kilo verme konusunda da faydalı olduğu birçok çalışmada belirtildiğine işaret eden Doç. Dr. Kasım Turgut, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu nedenle herhangi bir hastalığı olmayan insanların oruç tutması sağlık açısından kendilerine faydalı olacaktır. Fakat öğün saatlerinin değişmesi, uzun süre aç kalma ve uyku düzenin bozulması gibi nedenlerden dolayı kronik hastalığı olanlarda oruç tutmak zor olabilir. Bu durumdan en fazla şeker hastaları, kalp-damar rahatsızlığı olanlar ve epilepsi (sara) hastaları etkilenebilir. Çünkü bu hastaların hepsinde de ilaçların her gün aynı zamanda verilmesi gerekmektedir. Bu gruptaki hastaların Ramazan ayı öncesinde aile hekimlerine görünmesinin tavsiye ediyorum."

Kaynak : PHA

Kaynak: pha