Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorlarından Doç. Dr. Kasım Turgut, yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla bütün dünyanın kasıp kavrulduğunu ve yaklaşık 1 yıldır Türkiye'yi de tutsak aldığını söyedi.

Her aileden bir ya da birkaç kişinin ölmesine sebep olarak herkesin hayatında uzun süre silinmeyecek derin izler bıraktığını belirten Turgut, "Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen elimizde, henüz hasta olanlar için kullanılabilecek ve yüzde 100 işe yaradığı bilinen bir ilaç yok."dedi.

Bulaşı önlemek için en güçlü silahın maske ve sosyal mesafe kurallarına uymak olduğunu vurgulayan Turgut, şöyle devam etti:

"Bu yazımızda evde takip edilen koronavirüs hastalarında bilim kurulunun önerisiyle kullanılan iki ilaçtan bahsetmek istiyorum, Favipiravir (Favicovir 200 mg) ve hidroksiklorokin (Plaquenil 200 mg). Favipiravir, SARS ve influenza (grip) virüslerinin tedavisinde kullanılmak üzere, ilk olarak 2014 yılında Japonya’da bir ilaç firması tarafından üretilen bir ilaçtır. Kovid-19 virüsünün ortaya çıkmasından sonra tedavide denenen birçok ilaç arasında Favipiravir de yer almaktadır.

17 Mart 2020 de Çin'li yetkililer tarafından bu hastalığın tedavisinde etkili olduğunu bildirmesiyle bütün gözler bu ilaca çevrildi. Sonrasında bu ilacın koronavirüs hastalarındaki etkilerini inceleyen çalışmalarda bu ilacın hastaların kötüleşmesini engellediği ve iyileşmeyi de hızlandırdığı görülmüştür.O yüzden şu anda elimizdeki en etkili ilacın Favipiravir olduğunu söyleyebiliriz."

"İlacın bulantı, halsizlik ve ishal dışında bilinen bir yan etkisi yok"

Turgut, birçok hastanın eş, dost ve akrabalarının sözlerine bakarak ilacı (Favipiravir) kullanmadığı ya da yanlış ve eksik kullandığına şahit olduklarına dikkat çekerek, "İlacın bulantı, halsizlik ve ishal dışında bilinen bir yan etkisi yoktur. Yalnız bazı böbrek hastalarında hekim uygun görürse daha düşük dozda kullanılmalıdır. Bunun haricinde yaş ve kronik hastalık fark etmeksizin herkes bu ilacı kullanabilir ve kullanmak zorundadır. Tek istisnai durum ise gebeler ve emziren anneler olup, onların kullanmasını tavsiye etmiyoruz."dedi.

Bir diğer ilacın ise sıtma ve romatizmal hastalıklarda kullanılmak üzere 1934 yılında Bayer ilaç firması tarafından üretilen hidroksiklorokin olduğunu aktaran Turgut, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Koronavirüs vakaları artmaya ve ülkemizde de görülmeye başlamadan birçok insanın hastalıktan koruyor diyerek edinmeye çalıştığı fakat piyasada bulamadığı ilaç. Çünkü hastalık ilk ortaya çıktığında Sağlık Bakanlığı tarafından koronavirüs tedavisinde kullanılmak üzere toplatılmıştı. Ülkemizde de bütün dünyadaki gibi ilk vakaların tamamında bu ilaç verildi. Fakat zaman içerisinde elde edilen sonuçlar ve yayınlar bu ilacın pek de işe yaramadığını göstermiştir. Sonrasında ise FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) 15 Haziran 2020 de hidroksiklorokinin Kovid-19 tedavisinde kullanım onayını geri çekti.

Birçok soru işareti de olsa dünyada halen kullanılmaya devam edilmektedir. Sağlık Bakanlığının 9 Ekim 2020 tarihli rehberinde hidroksiklorokin kullanılabilecek hasta profili daraltılmıştır fakat kullanımı halen önerilmektedir. Bu ilacın başlıca yan etkileri ise ölüme yol açabilecek düzeyde kalp ritim bozuklukları, geri dönüşsüz körlük ve şiddetli alerjik reaksiyonlar sayılabilir. Gebeler ve emziren annelerin kullanımı da önerilmemektedir."

"Koronavirüsten korunmak için maske, hijyen ve mesafe kurallarına dikkat etmeye devam ediyoruz"diyen Turgut,"Hastalığın bulaştığı kişilerin ise çevresindekilerin değil de sağlık çalışanlarının ilaç önerilerini ciddiye alarak harfiyen uygulamaları hayati önem arz etmektedir. Aksi takdirde yazının başında gerçek bir vakadan hikâyesini aktardığım hastanın virüse yakalanma süreci bizim de başımıza gelebilir."dedi.

Kaynak : PHA

Kaynak: pha