Çölyak hastalığını tanımlayan Doç. Dr. İbrahim Hakan Bucak, Çölyak hastalığı barsaklardaki sindirimi sağlayan villus adlı yapılarda hasara sebep olan ve bu nedenle yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen, yaşam boyu süren bir sindirim sistemi hastalığı olduğunu belirtti.

Bu hastalığa buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi tahılların içerisinde bulunan gluten isimli bir protein neden olduğunu ifade eden Bucak,  "Bu nedenle çölyak hastalığının diğer adı glüten enteropatisidir."dedi.

-"HAYATIN HER DÖNEMİNDE TANI KOYULABİLEN HASTALIKTIR"

Doç Dr. Bucak, çölyak hastalığının ailevi (genetik ) yönü olabilen bir hastalık olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Kişide doğuştan bir yatkınlık söz konusu ise bir takım çevresel faktörlerin tetiklemesiyle  ortaya çıkabilir. Diğer otoimmün hastalıklarla birlikteliği olabilir. Örnek verecek olursak şeker hastalığı, tiroid hastalığı, romatolojik hastalıkları sayabiliriz. Çölyak hastalarında gözlenen genel belirtiler ise, şişkinlik (karın bölgesinde öne doğru) ve karın ağrısı, ishal,kilo kaybı veya kilo alamama,gelişme geriliği,boy kısalığı,demir ve B12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlık,iştahsızlık, gaz sancısı, mide bulantısı ve kaslarda güçsüzlük olarak tanımlayabiliriz.

En sık başlangıç dönemi hayatın ilk 6-24 aylık dönemidir. Bu dönemde ek gıdaya başlandığında klinik bulgular açısından dikkatli olunmalıdır. Ayrıca çölyak hastalığı hayatın her döneminde tanı koyulabilen bir hastalıktır.

Çölyak tanısı için kandan bakılan tarama testleri (doku transglutaminazı, anti endomisyum anitkoru vs) mevcuttur. Tarama testleri pozitif çıkan hastalarda ya da Çölyak Hastalığına ait klinik bulguların belirgin olduğu hastalarda endoskopi yoluyla barsak biyopsisi alındıktan sonra patolojik olarak kesin tanı koyulmaktadır."

-"GLUTEN ÖMÜR BOYU DİYETTEN ÇIKARILMALIDIR"

Çölyak hastalığında etkin olduğu bilinen tek tedavinin, glutenin ömür boyu diyetten çıkarılmasının önemine değinen Doç Dr. Bucak, "Çölyak hastaları buğday, çavdar, arpa ve yulaf içeren gıdalar dışındaki yiyecekleri tüketebilirler. Tüm sebze, meyveler ve bakliyatları, tüm katkısız katı ve sıvı yağları, yumurta, bal, reçel, zeytin gibi kahvaltılıkları, kırmızı et, balık, tavuğu menülerinde bulundurabilirler. Mısır, pirinç, patatesin hem kendisi doğrudan beslenme amacıyla kullanılabilir, hem de unları besin hazırlamada kullanılabilir. Ayrıca kestane unu, nohut unu, soya unu, üzüm çekirdeği unu da kullanılabilir."

Doç Dr. Bucak, Çölyak hastalarının diyetlerinde bulunmaması gereken besinleri ise şöyle sıraladı:

"Buğday, arpa, çavdar ve yulaf katkılı her türlü ürün, un, bulgur, bulgur pilavı, irmik, makarna, şehriye, kuskus, ekmek, kek, pasta, kurabiye, bisküvi, börek, çörek, gofret, simit, kraker, dondurma külahı, gluten içeren hazır salça, ketçap, un ilave edilen çorbalar, soslar, tarhana, yarma gibi.

• Gluten içeren unlara batırılarak kızartılmış tavuk, balık, sebze gibi tüm ürünler.

• Gluten içeren hazır çorbalar, köfte, pane harçları gibi hazır çeşniler.

• Sirke, çikolata, puding, sakız, ketçap, mayonez, dondurma gibi gıdaların bazılarında gluten bulunabilmektedir. Paket içeriği mutlaka kontrol edilmelidir.

• Soslu kuruyemişler gluten içerdiği için tüketilmemelidir. Ancak kuruyemişlerin glutenle işlem görmemiş, soslanmamış doğal halleri tüketilebilir."

-"UZUN VADEDE ANEMİ ORTAYA ÇIKABİLİR"

Çölyak hastalarının diyette bulunmaması gereken gıdaları tüketmeleri ilk aşamada herhangi bir sorun yaratmıyor gibi görünebildiğine dikkati çeken Doç. Dr.Bucak, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Ama bu besinler vücutta hemen olumsuz etkilerini oluşturmaya başlar. Öncelikle ince barsakların üst kısmında emilimi sağlayan villuslar tahrip olmaya başlar. Aylar ve yıllar içerisinde kişi farkında olmadan bu hasar belli bir noktaya geldiğinde düzelmeyen ishal, halsizlik, kas krampları ve daha uzun vadede  anemi ortaya çıkabilir.

Uzun süreli olarak diyete uyulmaması halinde ise nöropati dediğimiz sinir sistemi hasarı nedeniyle vücutta uyuşmalar, döküntülü cilt lezyonları, kemik erimesi ve buna bağlı ağrılar, ince barsaklarda iyileşmeyen ülserler meydana gelebilir. Bu yüzden diyetine dikkat etmeyen hastalar aylar veya yıllar içinde ağır bulgularla karşımıza çıkabilirler. Ayrıca T hücreli intestinal lenfoma gibi kanser de ortaya çıkabilir. Evet bu kişiler çeşitli marketlerden glutensiz un, ekmek, makarna, şehriye, irmik, güllaç, tarhana, bisküvi, çikolata, kek, kraker temin edebilirler."

"GLUTENSİZ BESLENME HAYAT TARZI OLMALIDIR"

Doç.Dr.Bucak, çölyak hastalığında diyete uyumun önemini vurgulayarak, Glutensiz beslenme, bir yaşam tarzı olmalıdır. Yaşam boyu sağlığın korunması için diyete tam uyulmalıdır. Dikkatli bir beslenme programıyla her sağlıklı insan gibi bu bireyler büyür, okula gider, evlenir, çocuk sahibi olur, çalışır ve yaşantısına devam edebilirler. Gluteni tamamen hayatlarından çıkarıp bir yaşam tarzı haline getirmelerini öneririm. Bu şekilde sağlıklı bir hayat sürebilirler. Ayrıca gizli gluten kaynaklarına karşı tedbirli olmalılar, mutlaka etiket okuma alışkanlığı kazanmalı, glutensiz olduğundan emin olmadıkları hiçbir besini tüketmemelidirler."ifadelerini kullandı.

Kaynak : PHA

Kaynak: pha