İç  Hastalıkları Uzmanı Dr Süleyman Arslan, halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet ülkede ve tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çekti.

Türkiye'de 20 yaş üstü her 7 kişiden birinin diyabet hastası olduğunu aktaran Arslan, "Obezite ve hareketsiz yaşam nedeniyle bu sayının ileride daha da artacağı öngörülmektedir.Diyabet; pankreasın, kan şekerini düzenleyen bir hormon olan insülini yeterli üretemediği ya da üretilen insülinin kullanımında bozukluk sonucu oluşan kandaki şeker düzeyinin yükselmesiyle gelişen süreğen (kronik) bir hastalıktır. 
Diyabet Tipleri : Tip 1 diyabet (insüline bağımlı diyabet) Tip 2 diyabet (insüline bağımlı olmayan diyabet) Gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti) Özel nedenlere bağlı diyabet  Diyabet hastalarının çoğunu tip 1 ve tip 2 diyabet oluşturmaktadır"dedi.

Diyabetin belirtilerine de değinen Arslan, "Sık idrara çıkma, aşırı susama, yorgunluk, kilo kaybı, bulanık görme, tekrarlayan enfeksiyonlar, yaralarda geç iyileşme gibi belirtiler diyabet hastalığında sıklıkla görülmektedir. Sağlık kurumlarında tetkikler yapılmalıdır, açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, ogtt testi ve hba1c tanıda kullanılır"ifadelerini kullandı.

Diyabet başlangıcına da değinen Arslan, şunları kaydetti:

"Normal bireylerle, aşikar diyabet arasındaki süreç “prediyabet” olarak adlandırılır. Prediyabet, ileride diyabet gelişme riskinin yüksek olduğunun göstergesidir ve bu dönemde yaşam tarzındaki değişikliklerle diyabet gelişmesi %45-48 önlenebilir. Bozulmuş açlık glukozuAKŞ’nin 100-125 mg/dl arasında olması, bozulmuş glukoz toleransı OGTT’nin 140-199 mg/dl arasında olması,Yüksek risk grubu HbA1c’nin %5.7-%6.4 arasında olması. Hiperglisemi (yüksek kan şekeri), diyabet hastalığının kontrolsüz olduğu durumlarda birçok ciddi hasara yol açar. Zaman içinde özellikle, kalp, kan damarları, sinir sistemi, böbrek, göz, gibi organ ve sistemler etkilenir. Kalp hastalığı ve inme riski artar. Hastaların % 50’si kalp hastalığı ve inme nedeniyle ölmektedir. Azalmış kan akımı ile birlikte, ayaklarda sinir hasarı, ayak ülserleri, enfeksiyon nedeniyle amputasyon ile bitecek sonuca yol açabilmektedir. Tüm körlüklerin yüzde biri diyabete bağlı gelişmekte, gelişmiş ülkelerde görme kaybı ve körlüğün en sık nedenleri arasında yer almaktadır. Diyabet böbrek yetmezliğinin de önde gelen nedenleri arasındadır. Diyabet tedavisinde amaç kan şekerinin normal düzeylere indirilmesi ve hastalığın bilinen diğer zararlı etkilerini en alt düzeye çekmektir. Tedavi klinisyenler tarafından düzenlenmekte ve hastanın düzenlenen tedaviye uyumu olduğu sürece diyabetin ortaya çıkardığı sağlık sorunlarından korunmak mümkün olmaktadır. Bu amaçla oral antidiyabetik ilaçlar ve insülin preparatları kullanılmaktadır. Kan şekeri düzeyi yanında diyabetli bir bireyde, kan basıncı kontrolü ve kolesterol düzeyleri düzenli olarak kontrol edilmelidir"

 

Kaynak : PHA
Kaynak: pha