Yaza formda girmek için 10 öneri Yaza formda girmek için 10 öneri

Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu, hiperhidrozisin (aşırı terleme) türü ya da nedeni ne olursa olsun muhakkak tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu dile getirirken, aşırı terlemeye neden olan faktörlere de dikkat çekti. Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu, aşırı terleme yaşayan kişilerin yaşam kalitesini yükseltmeye yardımcı olacak önemli açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu, “Aşırı terleme durumu, bir kişinin vücut ısısını dengelemek çin gerekli olandan fazla terleme halidir. Primer ve sekonder olmak üzere iki farklı sınıflandırmada olan aşırı terlemenin türü ne olursa olsun kişilerde hem fiziksel hem de duygusal açıdan önemli rahatsızlıkları yol açabilir” diye konuştu.
Genellikle çocukluktan itibaren başlar
 Primer hiperhidrozis olarak adlandırılan birincil tipte aşırı terlemenin nedeninin bilinmediğini ve genellikle çocukluk ya da ergenlikten itibaren var olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kutlu, “Aile üyelerinde de bu hastalığa sahip kişiler bulunur ve kadınlarda daha sık görülür. Sıklıkla eller, koltuk altı, ayaklar, baş ve yüz bu durumdan en sık etkilenir. Terleme, hava sıcaklığı, stres gibi dış etkenlerle daha da artabilir” şeklinde konuştu.
"Obezite aşırı terlemeyi tetikleyebilir"
Prof. Dr. Kutlu, sekonder olarak adlandırılan ikincil tip aşırı terlemenin sebepleriyle ilgili şunları söyledi:
"Obezite, tiroid hastalıkları, bazı ilaçların yan etkileri, menopoz veya kişinin çekingen bir yapıya sahip olması gibi faktörler aşırı terlemeye sebep olabilir. Burada önemli olan kişinin aşırı terleme probleminin farkında olması ve altta yatan patolojinin düzeltilmesi için tedavisinin gerçekleştirilmesidir."
Terleyen bölgede kaşıntı olabilir
Aşırı terlemenin belirtilerinin, terleme şiddetine ve etkisine göre çeşitlilik gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kutlu, genellikle vücut kuruyken, eller, koltuk altı, ayak tabanı gibi belirli bölgelerin terlemesinin önemli belirtiler arasında yer aldığını belirtti. Prof. Dr. Kutlu, “Aşırı terleme probleminden dolayı kişiler el sıkışmaktan kaçınabilir, bir enstrüman çalarken ya da bir yazı yazarken zorlanabilirler. Bununla birlikte kıyafetlerini sürekli değiştirme ihtiyacı hissedip, sosyal ortamlarda kendilerini rahatsız hissedebilirler. Çoğu psikolojiyi etkileyen bu şikâyetlerin yanı sıra aşırı terleme, fiziksel bazı rahatsızlıklara da sebep olabilir. Sürekli terleyen bölgede, ciltte renk değişikliklerinin oluşması, terleyen bölgede oluşabilecek kaşıntı dolayısıyla bölgenin iltihap kapması, vücut üzerinde bulunan bakteriler ile bir araya gelerek kokuya sebebiyet vermesi gibi faktörleri fiziksel rahatsızlıklara örnek olarak verebiliriz” açıklamasında bulundu.
Kalıcı olarak tedavi edilebilir
Prof. Dr. Kutlu, “Genetik olarak terleme sorunu yaşıyorum, kolay kolay tedavi edilmez” düşüncesinin çok yanlış olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Kutlu, “Primer hiperhidroziste çeşitli medikal tedaviler ile terleme kontrol altına alınmaya çalışılsa da cerrahi tedavi yöntemi olan endoskopik torasik sempatektomi ameliyatı (ETS) kadar yüksek başarıya ve kalıcılığa sahip değillerdir” ifadelerini kullandı.
İşlem yalnızca 15 dakika sürüyor
Terleme şikâyetlerinin ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu, aşırı terleme durumlarında nasıl bir tedavi yöntemi uygulandığı ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Terleme problemi yaşayan kişilere, göğüs cerrahisi polikliniğine başvurduktan sonra ayrıntılı bir değerlendirme yapılır. Yapılan bu değerlendirme sonrasında kişiye primer hiperhidrozis tanısı konulur ise ameliyat hakkında bilgilendirme yapılır. Operasyon, koltuk altından yapılan 1 santimetrelik kesi ile göğüs içine girilerek video yardımı ile gözlemlenir. Göğüs içine yerleştirilen sempatik zincir bulunur ve hastanın terleme şikâyetine uygun olan seviyelerde zincir kesilip bırakılabilir, yakılıp bırakılabilir, klipslenebilir. Çoğu vakada dren koymaya gerek duyulmadan kesi kapatılır ve aynı işlem karşı tarafa da uygulanır. İşlem yapılır yapılmaz kişi bunun etkisini görür. El ve koltuk altı aşırı terlemesi olan hastalarda bu yöntemin başarı oranı yüzde 95’tir. Operasyon süresi her bir taraf için yaklaşık 15 dakikadır ancak ameliyat öncesi hazırlıklar dolayısıyla bu süre bir miktar uzayabilmektedir."

Kaynak: PHA

Kaynak: pha