Yaz aylarında tarım faaliyetlerinin artmasına bağlı yılan ısırmalarında artış görüldüğünü ifade eden Uzm. Dr. Yavuz, "Ülkemizde yaklaşık 50-56 yılan türü mevcut bunların büyük çoğunluğu zehirli değil. Yaklaşık 5-6 yılan türü zehirlidir. Yılan ısırıklarına bağlı en sık bildirilen  zehirlenmeler engerek denilen yılan türüne bağlı gelişmektedir."dedi.

-"YILANI YAKALAMA VEYA ÖLDÜRME GİRİŞİMİNDE BULUNMAYIN"

Yavuz, şöyle devam etti:

"Özelikle yaz aylarında tarım faaliyetlerinin artmasına bağlı yılana dokunma, basma gibi görülmeden yapılan durumlarda yılan tarafından ısırılmaktadır. Özelikle el ve ayak bölgesi en çok ısırılan bölgelerdir. İlimizde de yılan ısırılmasına bağlı acil servise başvurular son günlerde artmıştır. Bu hastaların tamamını burada tedavi etme imkanımız mevcut. Öncelikle daha fazla ısırılmayı engellemek için yılanın olduğu bölgeden hasta uzaklaştırılmalıdır. Mümkünse yılanın cinsini belirlemeye çalışılmalıdır. Fakat yılanı yakalama veya öldürme girişiminde bulunulmamalıdır. Aksi halde tekrar yılan tarafından ısırılabilir. Tekrar ısırılmalarda durum daha ciddi olabilir. Yüzük, saat ve bilezik gibi takılar sonradan çıkarılması zorlaşacağından derhal çıkarılmalıdır. Aksi halde daha sonra çok ciddi zarar verebilir. Geleneksel yöntemlerden (yarayı kesmek, yarayı ağız ile emmek)  uzak durulmalıdır. Bu tür yöntemler yara yerinde selülit dediğimiz cilt enfeksiyonuna neden olur. Kol ve bacak sıkı şekilde sarılmadan yapılabilir. Sargının altına parmağımız kolayca girebilecek sıkılıkta olmalıdır. Amaç arter akımını kesmeden sadece ven ve lenfatik akımı kesmektir."

-"EN KISA SÜREDE ANTİSERUM UYGULANMALI"

Uzman Doktor Yavuz, ısırık sonrasında ilk 6-8 saat dönemin çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Bu dönemde yılan antiserum başlanması çok ciddi faydalar sağlanmaktadır. En kısa sürede yılan antiserum bulanan donanımlı bir hastaneye sevk edilmelidir. Bu süre boyunca hastanın muhakkak sakin olması en az hareketsiz kalacak şekilde durması gerekir. Yine ısırılan ayak veya kol kalp seviyesini geçmeyecek şekilde hareketsiz kalması zehrin kan dolaşımına katılmasını yavaşlatacağından hastanın yararına olacaktır."şeklinde konuştu.

-"YILAN ISIRMALARINA BAĞLI ÖLÜMLER MEVCUT"

Türkiye'de bulunan yılanların çok zehirli olmadığının altını çizen Yavuz, şunları kaydetti:

"Yılan ısırmalarına bağlı ölümler mevcut. Özelikle parmakta olan ısırıklarda dokunun nekrozuna bağlı uzuv kaybı olabilmektedir. Yılan ısırıklarını ciddiyetine göre evrelemekteyiz. Erken evrede kuru ısırık dediğimiz dönem; ısırılan bölgede şişlik morluk yoktur. Bu hastalara yılan antiserumu vermeye gerek yoktur.  8-12 saat gözlemledikten sonra güvenle taburcu edebiliriz. Yalnızca ayakta şişlik ve morluk olan evrede ısırılan bölgeyi yukarıda tutacak şekilde en az 4-5 gün yatırarak takip edilmesi gerekmekte. Şişliğin ilerlemesi durumunda yılan antiserumunu tekrarlamakta fayda vardır ve bazen ortopedik girişim gerekebilmektedir. Daha ciddi evrede kalp ve diğer sistemlerin tutulmasına bağlı ciddi durumlar gelişebilmektedir. Bu grup hastaların yoğun bakım şartlarında yakın takibi gerekmektedir. Erken dönemde yüksek dozda verilen yılan antiserumun ciddi faydaları vardır. Bu vakalarda bile etkin tedavi ile ölüm nadirdir. Yılan ısırığında en etkili tedavi yılanın ısırmasına engel olmaktır. Özelikle kırsal alanda çalışanlar bu konuda dikkatli olmalıdır. Üzüm bağında kalın ayakkabılar giyilmesi faydalı olur.

Kaynak : PHA
Kaynak: pha