Hizmet Etmek için Adayım…

 

Gazeteciler, toplumun artı ve eksilerini en iyi gören ve gördüklerini en iyi analiz eden kişilerdir. Adıyaman’da 1953’ten beri gazetecilik yapan bir aileden gelen, bu bilgi ve birikimden beslenerek, Adıyaman gazeteciliğine büyük katkılar sağlayan Murat Çeliker’le;  ailesinin bu bilgi ve birikimini, bu günü ve önümüzdeki ay yapılacak olan Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) seçimlerini ve meclis üyeliğini konuştuk.

 

Murat Çeliker kimdir, Kendiniz den söz eder misiniz?

 

Ben 1977 Adıyaman doğumluyum, Adıyaman Üniversitesi Kahta Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Programcılığı mezunuyum. Başbakanlık Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün Sarı Basım Kartını yaklaşık olarak on beş yıldır adına helal getirmeden taşımaktayım. Adıyaman Doğuş Gazetesinin ve Adıyaman Basım Ldt. Şti’nin sahibiyim. Aynı zamanda Adıyaman Faal Gazeteciler Cemiyeti ikinci başkanlığını ve Anadolu Hasta ve Hasta Yakınları Derneği yönetim kurulu üyeliğini yürütüyorum. Bu ve buna benze sosyal amaç güden çeşitli derneklerde de üyeliğim bulunmaktadır. Evli 3 çocuk babasıyım.

 

 Sarı Basın Kartına helal getirmeden taşımaktayım dediniz. Bunu biraz açar mısınız?

Gazetecilik onurlu bir meslektir. Eğer onurunuzdan ödün verirseniz, yalan yanlış işlere bulaşırsanız, yüz kızartıcı suç işlerseniz ve bunlarda kanunlar çerçevesinde suçunuz sabit görülür ise hem halk nezdinde ve de adli mercilerce cezalandırılırsınız. Ayrıca Başbakanlık Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü zatınıza verdiği Sarı Basım Kartını size bir daha verilmemek üzere elinizden alır.

 

Siz gazeteci bir aileden geliyorsunuz, bize kendi geçmişinizden bahseder misiniz?

 

Gazeteciliğe ve matbaacılığa, çocuk denecek yaşta, baba mesleğiyle dahil oldum. Gazeteciliğin ve matbaacılığın her departmanında çalıştım. Gazete dağıtımından tutun baskı işlerine varana dek her türlü bölümünde çalıştım. Şimdiki nesil bizden daha şanslı; bizler, harfleri tek tek dizer kalıp haline getirirdik. 30-40 kg ağırlığında çember halindeki kalıpları,  bazen iki kişi, zorda kaldığımızda ise tek kişi makineye yerleştirirdik. Gazete kağıdını ise tek tek el yordamıyla makineye yerleştirirdik. Sonrasında baskı işlemi biter katlanır ve sonrasında dağıtımı yapılırdı. Babam İbrahim Çeliker’den devr aldığım; matbaacılık ve gazeteciliği teknolojiyle buluşturup tam otomatik ofset baskı tekniğiyle, Adıyaman’a, yani okuyucularımızın beğenisine sundum.

 

Baba mesleği olarak devam ediyorsunuz gazeteciliğe, Adıyaman basım tarihine katkı olsun diye soruyorum, babanız gazeteciliği ne zaman başlamış, bu süreci anlatır mısınız?

 

Babam, ilk olarak H. Hüseyin Nakipler rahmetli büyüğümüzün yanında 1953 yılında bu gün benim çıkarttığım “Demokrat Adıyaman” gazetesinde gazeteciliğe ve matbaacılığa başlar. Daha sonra Yeşil Adıyaman Gazetesinde devam eder gazeteciliğe…  Şimdiki günlük yayınlanan İbrahim Aslan’ın sahipliğini yaptığı “ Yeniyol” gazetesini 1971 yılında ortaklaşa kurarlar. 1991 yılına kadar bu ortaklık devam eder. Babam 1983 yılında Üstün matbaasını kurar (Emekli Öğretmen Nakip Üstün Amcam, İstanbul’da oturmaktadır. Babam ÜSTÜN soyisminin Adıyaman’da yaşatılması için kendi matbaasına bu ismi verir.)

1991 yılında ise kendi gazetemiz olan “Adıyaman Doğuş Gazetesini” günlük çıkarmaya başladık. 2001 yılına geldiğimizde, babam bütün sorumluğu bana bırakarak, dinlenmeye çekildi. Gazetenin ismi “Doğuş” matbaanın ismi ise “Üstün” olunca bazen karışıklığa sebep olunca; amcamın afına sığınarak doğuş olarak değiştirdim.  Bu tarihten itibaren Adıyaman Doğuş Gazetesini günlük çıkarmaya başladım. Bunun yanında matbaacılığı da sürdürüyorum. Ancak Adıyaman’da matbaacılık alanında ciddi eksikler vardı. Renkli kitap, dergi, mecmua ve afiş gibi baskı işlerini il dışına yolluyorduk. Çoğu kez müşteriye mahcup olmamak için karda kışta kendi arabamızla, işleri çevre illere götürüp bastırıp getirirdik.

2012 yılında iki arkadaşımızın girişimiyle; gıpta ile baktığımız “keşke bu makine Adıyaman’da olsa” dediğimiz o makineyi ve ekipmanlarını Adıyaman’a kazandırdılar. Daha sonra ben de bu işletmeye ortak oldum. 6 ay sonra ortağımın hissesini de alarak tek başıma Adıyaman’a ve Adıyamanlılara hizmet etmeye başladık.

Organize Sanayi Bölgesinde entegre bir tesis olan Adıyaman Basım Ltd. Şti şirketinde, deyim yerindeyse, İstanbul’daki büyük matbaada ne makineler var ise, ne iş yapılıyorsa; Kendi matbaamızda bu işleri basıp müşteriye teslim ediyoruz.

 

Siz önümüzdeki ay içinde yapılacak Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerinde kendi grubunuzda meclis üyeliğine adaysınız. Gazetecilik, matbaacılık ve diğer işleriniz… Beli ki yoğunluğunuz var bu işe nasıl zaman ayırmayı düşünüyorsunuz?

 

Dört yıl önce ATSO seçimlerinde kendi grubumda(3. grup) olan matbaacılar, gazeteciler, kırtasiyeciler, dershaneler, sürücü kursları listesinde meclis üyeliğine aday oldum. Bu seçimde kıyasıya bir yarışta iki oyla seçimi kaybettim.  16 Şubat’a yapılacak olan ATSO seçimlerinde kendi listemde tekrar aday oldum.

Ben bir defa bir işe gireceğim zaman büyüklerimden tavsiyeler alırım, çoğunluk ne demişse ona göre hareket ederim. O işe girdikten sonra da o işin hakkını da veririm. Benim sürekli sol kolumda bulunan saatim on dakika ileridir. Yani sizin saatiniz 18:00 gösterirken benim saatim  18:10’nu gösterir. Randevularıma çok sadık kalırım, gecikmemek için günlük plan ve program yaparım. ATSO, bildiğim kadarıyla her ay düzenli bir şekilde meclis üyeleri toplantısı yapar. Bu toplantılara 4 ay düzenli katılmayan yani üst üste dört toplantıya katılmayan üyenin meclis üyeliği kanunen düşer yani sizi ATSO’dan atarlar. Ben eğer ATSO üyelerinin oylarını almış ve onları temsil edeceksem benim o toplantılara katılmamak gibi bir lüksümün olmadığını düşünüyorum. Eğer seçilir isem üyelerimin hak ve hukuklarını korumak zorundayım. Temsiliyet makamına saygısızlık göstermemek adına bütün plan programımı ona göre yapmak zorundayım.

 

Bunu biraz açar mısınız? Sanırım bu işi layıkıyla yapmayan üyeler var.

 

Seneye hükümet tarafında dershanelerin kapatılması ve bir daha açılmaması söz konusu… Bu durumda hem dershane sahipleri hem de alın terleriyle bilgi ve birikimlerini öğrencileriyle paylaşan öğretmenlerin, maddi durumu iyi olmayan öğrencilerin durumlarıyla hemhal olan dershane sahiplerinin durumlarını kamuoyuyla paylaşan, onların sıkıntılarını dile getiren ve sıkıntıların çözümü noktasında hükümet yetkilileriyle görüşen üçüncü grupta bir meclis üyesi yok. Ben görmedim. Varsa da ben bilmiyorum.

İşte dershanelerin durumu göz önünde, kırtasiyeciler; defter, kitap satışından dert yanarken, sürücü kurslarının bürokratik engeller karşısında boyunları bükük… Murat Çeliker olarak günlük gazetemle, işletmemle bu insanların yanında durmazsam, meclis toplantılarında bu sıkıntıları dile getirmezsem, ATSO başkanını bu konuların çözümü için Ankara’ya yollamaz isek tüm bu sıkıntıları çözemeyiz, iş yerleri kapanır dolayısıyla işsiler ordusuna katkı sağlamış oluruz.

 

Şimdi TSO başkanın her gruptaki işletmelerin sıkıntılarından ve sorularından haberdar olması mümkün değil. Burada ATSO meclis üyelerinin aktifliği söz konusudur. Her meclis üyesi grubundaki işletmelerin sıkıntılarını bire bir öğrenmeli ve sıkıntıların giderilmesi konusunda tespitler yapmalı, sorunu meclise taşımalıdır. Mecliste bu sorunun çözümü konusunda tespitler yaparak öneriler sunar. Meclis de bu sorunun çözümü konusunda gerekeni yapmalıdır. Şayet bu yapılmadığı taktirde meclis üyeleri temsil ettikleri grupların sıkıntılarıyla da hemhal olmuyorlar demektir. Bu zamana kadar benim gurubumun meclis üyeleri senin sıkıntın nedir? Onu da geçtik seçim sonrası, nezaket ziyaretlerinde bile bulunmadılar. Ama ben yine de kimseye kırgın ve dargın değilim. Şu anda yine rakibim ve sevip saygı duyduğum bir ağabey olarak kalacaktır.

 

 

 

 

Eğer seçilirseniz, siz de bu tür eleştirilere maruz kalmamanız için neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Bu bir hizmet yarışıdır. Bir zaman ve gönül işidir. Allahın izni ve inayetiyle bunlar ben de mevcuttur.

Adıyaman Güneydoğunun en küçük illerinden bir tanesidir. İş kollarına baktığımızda; sanayi üretimi konusunda çeşitlilik oldukça az… Sanayi kollarının artırılması farklı iş kollarının yaygınlaştırılması için çalışmaların yürütülmesi gerekiyor. Adıyaman birçok konuda bakir bir memleket, yeraltı ve yerüstü zenginliği olan bir il. Bu zenginliğin üretime dönüştürülesi gerekiyor bu konuda çalışmaların yapılması gerekiyor. Bunlar yapıldığı takdirde mevcut işletmelerin kapasitelerini artırılmış olur. Yeni işletmeler açılmış olur ve aynı zamanda istihdam artırılmış olur ki bu birçok sorunu da çözmüş olur. Adıyaman’ın bir sanayi kenti olması için elimizi taşın altına koyma gayreti içinde olmalıyız.

 

Bunun için birlik ve beraberliğin olması gerekiyor. Ne yapmak gerekiyor?

 

Bu anlayışın Adıyaman’da fazlasıyla olduğunu düşünüyorum. Ancak, temel bazı sıkıntılarımız var onları aşmak gerekiyor. Bir örnek vereyim; 2008 yılında Adıyaman-Kayseri Kardeş şehir oldular bu kapsamda benim de içinde bulunduğum bir heyetle Kayseri’ye bir dizi ziyarette bulunduk. Kayserililer bizi çok sıcak karşıladılar, birçok kurum ve kuruluşu ziyaret ettik. En son Kayseri Organize Sanayi Bölgesine gittik. Birçok fabrika gezdik. Gazeteci refleksiyle, her işletmenin sahibine şu soruyu soruyordum. Kaç ortaksınız, kaç kişi çalıştırıyorsunuz? Burada şunu gördüm; Kayseri’de paylaşımcılık ön plandaydı. Ben olayım, benden başka kimse bu işi yapmasın, karşıma rakip çıkana çelme takayım düşüncesini görmedim. Her işletme en az altı ortaktan meydana geliyordu. O insanlar sistemi tamamıyla oturtmuşlar ve kurumsallaşmışlar. Orada ben kararımı verdim. Neden Adıyaman, Türkiye’yi bırakın Dünya’da bir markamız olmasın… Örneğin Adıyaman’da 100-150 tane mobilyacı esnafımız var. ATSO öncülük yapmazsa, bu esnafların hepsini kendi toplantı salonunda toplasa bir öneride bulunsa, “çoğunuzun işyeri kira, Bağ-Kur ve SSK borçlarınızı yatırmakta sıkıntı yaşıyorsunuz, günlük %10 veya %20 kapasiteyle çalışıyorsunuz. Gelin bir anonim şirket kuralım. Hepinizi bu anonim şirketin ortağı yapalım, ATSO sizden kar payı dahi almasa, maddi açıdan sizlerde hiçbir beklentisi olmadan, sizler bu işin ustası bizler de oda olarak bu işinizin hamalı olsak,  yaptığınız ürünleri, yeni yapılacak odamızın fuar alanında, tüm Türkiye ve dünya pazarına tanıtsak ne dersiniz.” Teklifinde bulunsa, ben inanıyorum ki, herkes yüksek sesle tamam diyecektir.  İşte burada ATSO’nun yani meslek örgütlerinin önemi ortaya çıkıyor. Biz oda olarak vatandaşımıza müteşebbis ruhunu aşılayamazsak, girişimcilik ruhu nedir anlatmazsak, paylaşımcılığı göstermezsek; kuzeyimizde büyükşehir olan Malatya ve güneyimizde büyükşehir olan Şanlıurfa, Gaziantep gibi büyükşehirler arasında boğulup kalırız.

Editör: Adıyaman Haber